CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, ''Bir başbakan 'belli bölgelerde ürkütme, korkutma, yıldırma uygulamaları yapılıyor, vatandaş oralarda demokratik
seçim yapamıyor' diye yakınıyor. Yakınan bir başbakan tablosu. Sen zaten bir çok yerde kendin demokratik olmayan yöntemler uyguluyorsun. Bir kargaşa, bir tutarsızlıklar yumağı, perişanlıktır bu'' dedi.
Yerel seçim sonuçları değerlendirildiğinde
Antalya,
İzmir ve Trakya'da elde edilen başarının,
İstanbul'daki oy artışının kendisini sevindirdiğini, Trabzon'u kaybetmenin ise üzdüğünü söyledi. Bunların normal olduğunu, ''seçmene
fatura çıkarmanın'' söz konusu olamayacağını vurgulayan Baykal, ''Seçmene yönelik bir kırgınlık, kızgınlık iç dünyamda da yok. Kararına saygı göstermek lazımdır'' dedi. CHP'nin ''bir piyasa partisi olmadığını'' ifade eden Baykal, ilkeleri olduğunu ve bu ilkeleri her durumda korumaya devam edeceklerini belirtti.
Baykal,
iktidarın aldığı oy oranını ''başarısızlık'' olarak yorumladığı ifade edilerek, ''Bu oranı başarı olarak görmek mümkün değil mi?'' sorusuna, ''başarı ve başarısızlık'' kavramlarını kullanmayı
tercih etmediğini, değerlendirmelerinde ''yeni bir siyasi dönemin açılmakta olduğunu gördüğünü'' söylediğini ifade etti.
AK Parti'nin seçime gid
erken iktidar olmanın tüm olanaklarını kullandığını, meydan okuyarak, gerilim yaratarak
kampanya yürüttüğünü ileri süren Baykal, ''Türkiye'yi
kontrol altına almak için yapılmadık şey kalmadı'' dedi. AK Parti'nin bunlara rağmen 8.5 puan
oy kaybı yaşadığını söyleyen Baykal, ''Bu tablonun bundan sonra daha da hızlanarak gideceğini, AKP'nin büyüsünün artık bozulduğunu, inişe geçmiş bir parti haline geldiğini bunun çok önemli, anlamlı olduğunu, tesadüfi bir sebebe bağlı olmadığını görüyoruz. Bu devam eder, bu hızlanarak devam eder. Bundan sonra toparlaması daha da güçtür. Yerel seçimde 8.5 puanlık oy kaybı gelecek bir genel seçimde çok daha ağır olarak ortaya çıkar'' diye konuştu.
Baykal,
yerel seçimin ardından, Türkiye'nin
ekonomik krize karşı önlem almasının zorunlu olduğu bir ortamda muhalefet partisi olarak erken seçim yönünde bir kampanya yürütmelerinin şık olmayacağını düşündüklerini ifade ederek, öncelikli ve çözüm bekleyen sorunun ekonomi olduğunu vurguladı.
KEMAL BEY İYİ BİR GENEL BAŞKAN OLABİLİR, NEDEN OLMASIN
Baykal, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ve Grup
Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığına ilişkin yorumların hatırlatılması üzerine de CHP'nin başarısının bir parti başarısı olduğuna ve ülkenin değişik coğrafyalarında kendini gösterdiğini söyledi. Bu başarının niteliğinin iyi kavranması ve tümünün görülmesi gerektiğini belirten Baykal, başarının örgütsel niteliğine ve parti temelinde yükseldiğine dikkati çekti.
Kılıçdaroğlu'na medyanın gösterdiği ilginin kendisini memnun ettiğini ifade eden Baykal, CHP'li parti yöneticilerinin medyaya kendilerini kolay kabul ettiremediklerini söyledi. Baykal, Kılıçdaroğlu'na olan ilginin altında iyi niyetli ve samimi bir yaklaşım bulunduğu kadar bazı çevrelerde ''CHP içinde bir
tartışma yaratma beklentisinin de olduğunu'' belirten Baykal, Kılıçdaroğlu'nun başarısı ve onun ötesinde ortaya koyduğu siyasetçi kimliğinin sahiplenildiğini kaydetti.
CHP'nin bir süre önce yaptığı tüzük değişikliğinin önümüzdeki günlerde yürürlüğe gireceğini ve parti yönetiminin buna göre yeniden düzenleneceğini anlatan Baykal, Kılıçdaroğlu'nun şu an hala partisinin
TBMM Grup Başkan Vekili olduğunu hatırlattı. Baykal, Kılıçdaroğlu'nun önemli, deneyim kazanmış, kamuoyu tarafından kabul görmüş, başarılı bir siyasetçi olduğunu söyledi.
Baykal, ''Kemal Bey iyi bir genel başkan olur mu? sorusu üzerine ise ''Olabilir neden olmasın'' dedi. Kılıçdaroğlu'nun her makama layık olduğunu düşündüğünü belirten Baykal, ''Kemal Bey'i siz yeni fark ettiniz. Ben Kemal Bey'i çok önceden fark ettim. Onun özelliklerini, niteliklerini ben önceden biliyorum. Sizlerin görmediği daha ne Kemal beyler var bu partide'' diye konuştu.
DTP'Yİ DAHA DA GÜÇLENDİRDİLER'
Baykal, DTP'nin yerel seçimlerde elde ettiği sonucu ve
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in buna ilişkin açıklamalarını değerlendirmesinin istenmesi üzerine de iktidarın DTP konusunda tam bir çelişki içinde olduğunu savundu. Baykal, şöyle konuştu:
''
Hükümet DTP ile ilgili olarak izah edilmesi imkansız bir karmaşanın içinden geçiyor. Bugün şikayet ettikleri tablonun sorumlusu kendileridir. DTP karşısındaki bu ikircikli tavrın, bazen sahiplenip kullanmak istemenin, bazen karşı çıkıp onlarla mücadele ediyor olmanın sorumlusu kendileridir. Ortaya koydukları
politika Güney
doğu'da işlememiştir. Orada izledikleri politika belli bekleyişlere, belli umutlara dayanıyordu. DTP'yi bir biçimde etkisiz kılabileceklerini umut ediyorlardı, böyle bir şey olmadı. Tam tersine DTP'yi daha da güçlendirdiler. Şimdi DTP'den şikayet ediyorlar. Demokratik yöntem değilmiş, sindirme yöntemiymiş. Kim iktidar? Bu nasıl söylemdir. Kim işbaşında da bu korkutma yıldırma yöntemleri
Güneydoğu'da gerçekleşti. Bir başbakan 'belli bölgelerde ürkütme, korkutma, yıldırma uygulamaları yapılıyor, vatandaş oralarda demokratik seçim yapamıyor' diye yakınıyor. Yakınan bir başbakan tablosu. Sen zaten bir çok yerde kendin demokratik olmayan yöntemler uyguluyorsun. Bir kargaşa, bir tutarsızlıklar yumağı, perişanlıktır bu.''
Baykal, partisinin Doğu ve Güneydoğu bölgesine yönelik hep aynı ilkeler doğrultusunda politika yürüttüğünü ve bu ilkelerden ayrılmalarının mümkün olmadığını anlattı.
Baykal, CHP'nin
Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Karayalçın'la ilgili soru üzerine de ''Karayalçın'la güzel bir yolculuğa çıktık. Devam etmesi benim arzum, kendisiyle oturacağız, konuşacağız'' dedi.