Grup'ta yaptığı konuşmasında
Cumhurbaşkanlığı seçimine değinen
Baykal,
Başbakan Erdoğan'ın
cumhurbaşkanı olamayacağını iddia ederek "Başbakan'dan cumhurbaşkanı olmaz, oldurmayın" dedi.
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, ''İhale ve
rant, bu iktidarın temel ilgi konusudur'' dedi. Baykal, CHP
TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada,
İstiklal Marşı'nın kabul edilişinin 86. yıldönümü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu. Milli mücadelenin, alışılmış, sıradan milli kurtuluş mücadelesi olmadığını belirten Baykal, bu mücadelenin bir boyutunda milli devlet ve istiklal özlemi, öteki yanında da Batı medeniyetinin kültürünü dayatma girişimine karşı bir
inanç ve maneviyat mücadelesi olduğunu söyledi. Milli istiklal ve dini kimliğin ayakta tutulması ihtiyacının birlikte olduğunu, Mehmet Akif Ersoy'un bu iki duyguyu, kendi kimliğinde taşıyan bir insan olarak, İstiklal Marşına taşıdığını belirten Baykal, istiklal mücadelesinin bütün aşamalarında bu iki duygunun birlikte olduğunu görmenin de mümkün olmadığını kaydetti. Baykal,
yabancı güçlerin, pek çok din adamını kendi hedeflerine
destek için kullanmayı başardıklarını söyledi.
Dış güçlerin, bir ülkede belli amaçlara ulaşmak için çoğu kere o ülkenin ulusal kimliğine, dini inançlarını kullanarak sızma ve etkileme yaklaşımı içine girdiklerini anlatan Baykal, bu duruma örnek olarak
Osmanlı İmparatorluğu döneminde İngilizlerin yaptığı girişimleri gösterdi.
(Gerçek milliyetçilik nedir?) konusuna, bazıları sadece din penceresinden bakarak
cevap verirler, bazıları onunla birlikte milli çıkar penceresinden bakarak değerlendirmelerini öyle yaparlar. Bazen, din penceresinden bakanlar milli çıkara ters düşen uygulamalar içine girerler, milli çıkarlara tam karşı çıkan bir anlayışı, dini anlayışın kisvesi altında götürürler ve bunu milliyetçilik diye kabul ettirmeye kalkarlar. İşte bu
zihin kargaşasından Türkiyemizi kurtarmak lazımdır. Son zamanlarda bazı araştırmalara yansıyan garip sonuçların altında yatan budur. Bu ölçülerde baktığınız zaman, hiçbir zaman milliyetçi sıfatına layık göremeyeceğiniz siyasi hareketlerin, milliyetçi gibi kabul edildiğine
tanık olursunuz. İstiklal savaşımızın ilk yıllarında kendini göstermiş olan o yanılgı, aradan 90 yıl geçmesine rağmen ne yazık ki halen devam etmektedir. Kendini göstermektedir.''
Türkiye'nin bu oyunlara bir daha düşmemesi gerektiğini ifade eden Baykal, Türkiye'de ırkçı milliyetçilik olamayacağını, milliyetçilik anlayışlarının
Atatürk milliyetçiliği olduğunu söyledi.
Son günlerde
İstanbul'da yaşanan olayları da değerlendiren Deniz Baykal, bu olayların, Türkiye'de ortaya çıkan çürümeyi, çözülmeyi, can ve mal güvenliğinin bulunmadığını, çağdaş bir toplumsal yaşamın bütün temellerinin yavaş yavaş ortadan kalktığını gösterdiğini kaydetti.
Baykal, İstanbul'un, 15 yıldır
AK Parti zihniyeti tarafından yönetildiğini, altyapı ve
trafik sorunlarının çözülemediğini ve bu ortaya çıkan tablodan AK Parti'nin sorumlu olduğunu savunarak, İstanbul'un hızla yaşanmaz bir hale dönüştüğünü kaydetti.
Baykal, şöyle konuştu: ''İstanbul, hukukun etkisini kaybettiği, kimsenin kimseye hiçbir sorumluluk duymadan her şeyi yapma hakkına sahip olabildiği, hırsızlığın,
kapkaçın, yaralamanın, öldürmenin artık sıradan olaylar haline dönüştüğü bir garip
metropol haline dönüşmeye başlamıştır. Bu kabul edilebilir tablo değildir. Bir çürüme, bir yozlaşma yaşanıyor.''
Bu yozlaşmanın altında, izlenen
ekonomik ve sosyal politikalar ile içeriksiz, kültürsüz ve ideolojisiz
siyaset anlayışının çok önemli yer tuttuğunu belirten Baykal, ''Böyle bir
manzara sürdürülemez. AKP, Türkiye'yi perişan ediyor. İstanbul'u perişan etti. Bundan sonra daha büyük sıkıntılarla karşı karşı kalacağız. Bu, bütün Türkiye'yi de bekleyen gelecek modeli olarak önümüzde
duruyor. Buna karşı hep beraber ciddi bir tepki göstermek zorundayız'' dedi.
Yaşanan olayların büyük
kent trajedileri olduğunu ifade eden Baykal, CHP İstanbul
Milletvekili Zeynep Damla Gürel'in de İstanbul'daki kapkaç olaylarından payını aldığını anımsattı. Baykal, sorunların kişisel değil, toplumsal boyutu olduğuna dikkati çekti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 10 milyar dolarlık bütçesi olduğunu, ancak metro dahil altyapı sorunlarının çözülemediğini ifade eden CHP Genel Başkanı Baykal, bütçenin
ihale yapılarak harcandığını öne sürdü. Baykal, ''İhale ve rant, bu iktidarın temel ilgi konusudur. Bu iktidarın, ne İstanbul yönetiminin ne Başbakanın,
gasp, talanla, ölen çocuklarla bir ciddi ilgisi yoktur. Ama rantla, ihale ile birebir ilişkisi vardır'' diye konuştu.
Dilara Dumrul'un ölümünden sonra, MVM şirketinin patronu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş'ın buluştuğu ve avukatlarının aynı kişi olduğunun anlaşıldığını anlatan Baykal, işleri ortak avukatın götürdüğünü öne sürdü.
Şirketin ortağının
Alman değil Arap olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Baykal, şunları söyledi:
''Çok açık bir şekilde İstanbul Büyükşehir Belediye başkanına şu sorular soruluyor: 12 trilyon liraya alınan bir ihale, onu alan
firma tarafından 6 trilyon liraya
taşeron firmaya veriliyor mu verilmiyor mu? Taşeron firma, 6 trilyona yapıyorsa, sen nasıl oluyor da 12 trilyon liraya veriyorsun? Senin 12 trilyona verilen bir iş, 6 trilyona yapılabiliyorsa, bunun seni ilgilendiren bir tarafı yok mu? 12 trilyona verdiğin ihale, niçin o firmaya veriliyor? Nedir o firmanın özelliği? Başbakanın, bakanların üyesi olduğu bir vakfın üyesi olan bir kişinin firması, bunu gerçekte yapılabileceği kanıtlanmış olan bedelinin 2 katına alabiliyor... Şimdi sen, bana bunun hak ettiği için 12 trilyona o firmaya verildiğini kabul ettirebilir misin? 6 trilyonun hesabını kim verecek? 'Para yok,
metroyu yapamıyorum' diyorsun. Parayı ne carcur ediyorsun eşe dosta? AKP'nin dostlarına eşlerine...''
CHP Genel Başkanı Baykal,
Ömerli-Dudullu Çelik Boru hattındaki ihalenin de 12 trilyon liraya Kalyon İnşaata verildiği, Kalyon inşaatın da işi 9.6 trilyon liraya başka bir şirkete devrettiği öne sürdü. Baykal, bu olayda İstanbulhalkının hakkı olan 2.5 trilyon liranın gittiğini ileri sürdü.
Deniz Baykal,
Asya Bölgesi 1. Kısım Su Kanalı İnşaatının da 12 trilyon liraya Gürgen İnşaata verildiğini, Gürgen inşaatın da 6 trilyona taşeron firmaya devrettiği ifade ederek, bunların İstanbul'un günlük gerçekleri olduğunu kaydetti. Baykal, ''Başbakanın haberi yok mu bunlardan?'' diye sordu.