Arınç, önceki
akşam gazetelerin
Ankara temsilcileri ile
iftarda buluştu. Gündeme ilişkin açıklamalar yapan Arınç,
Kürt meselesini kastederek, "Bu işi çözecekse
Baykal'ın elini bile öperiz. Yaşı da buna müsait." dedi.
Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç, 'demokratik
açılım'a ilişkin önemli mesajlar verdi. Arınç, Şeyh Edebali'den örnek vererek muhalefetle uzlaşma görevinin Başbakan'a düştüğünü söyledi. Siyaseten bir risk aldıklarına ve 'açılım'ın kendilerine oy kaybettirebileceğine işaret ederken, "Siyasetçi her türlü tehlikeyi göze alır." vurgusunu yaptı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 'demokratik açılım' konusunda önemli mesajlar verdi. "Bu işi çözecekse Deniz Baykal'ın elini bile öperiz." dedi ve "Yaşı da buna müsait." şeklinde espri yaptı. Sürecin ucunun açık olmadığını, yılbaşına kadar şekilleneceğini söyleyen Arınç,
CHP ve MHP'nin politikalarını tasvip etmediğini belirtti. Yine de birleştirme görevinin Başbakan'a ait olduğunu vurguladı. Arınç, "Güneydoğu'da bir adet vardır,
kavga edenlerden birisi başındaki başlığı yere çalarsa kavga biter. Bence Başbakan başlığını yere atmalı." ifadelerini kullandı.
"Baykal gelmeyin dese de, itse de görüşülebilir." diyen Başbakan Yardımcısı, önceki akşam gazetelerin Ankara temsilcilerine verdiği iftar yemeğinde muhalefet partileri ile 'ortak
akıl' etrafında buluşmak istediklerini söyledi.
"Toplumsal karşılığı olan bir meselede genel başkanlar sürecin dışında kalamazlar." diyen Arınç, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın liderle görüşmesinin şu an gündemde olmadığını bildirdi. CHP'nin kategorik karşı çıkmasını yanlış bulduğunu ifade ederken şunları söyledi: "Bir noktada yumuşama olabilir. Kanalları açık tutmak lazım. 'Küstüm, oynamıyorum' demek,
iktidarın yapacağı bir şey değil. İktidar kanadı alttan almak durumunda. Başbakan'ı da aşağıya çekmeden bir yol bulunabilir. İşte akîl adam çözümü denilen budur."
İsmet İnönü'nün çözüm yöntemini örnek gösteren Arınç, "İsmet Paşa,
Talat Aydemir olayında 'silahları bırakın affedeceğim' dedi. Onlar yargılandı mı?
Hayır. Peki bu hukuki miydi? Hayır. Ama sorunu çözdü, akıllı bir hareket yaptı. Bunu yaparken ceza kanununa da ana
yasaya da bakmadı. Bu işi çözmek için ne gerekiyorsa yapmalı." dedi.
Açılımın siyasî açıdan risk olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı, 'açılım'ın 2011 seçimlerinin sonucunu etkileyebilecek bir çalışma olduğuna dikkat çekti. Sürecin başarılı olması durumunda
AK Parti'nin oylarını artıracağını, aksi takdirde oy kaybetme riski olduğunu söyledi. Yine de kararlı olduklarının altını çizerken, "Siyasetçi sorunları çözen ve bunun için her türlü tehlikeyi göze alan insandır." değerlendirmesini yaptı.
Arınç, Abdullah Öcalan'ı kastederek İmralı'nın muhatapları olmadığını belirtti. "Ne böyle niyetimiz, ne planımız, ne düşüncemiz ne de çalışmamız var." vurgusunu yaptı. Dağda eyleme katılmamış
örgüt elemanlarının teslim olmaları halinde ifadelerinin alınıp serbest bırakılacağını anlatan Arınç, lider kadro için karar aşamasında olmadıklarını ancak başka ülkeye yollanabileceğini kaydetti. Özel televizyonların
Kürtçe yayın yapabileceğini ifade ederek, "Olabilirliği olan bir mesele. Korkmamak gerekir." görüşünü dile getirdi.
ÇÖZÜM İÇİN EN İYİ KONJONKTÜR
"Bir şeyler yapmak en iyi konjonktürün şu anda mevcut olduğunu görüyoruz. 25 yılda en az 10 genelkurmay başkanı değişti. En az 10 hükümet oldu. Hepsi de özeleştiri yaptı. Kimi 'Kürt kimliğini tanımak istemedik,
kart kurt diye karikatürize ettik' dedi. Kimi 'Kürtçe konuşmayı yasaklamak ne kadar yanlışmış' dedi. Sadece polisiye tedbirlerle, bombalamayla çözülecek gibi gözükmüyor. TSK'nın başarısız olduğunu söylemiyorum.
Asker de sosyal, siyasî,
ekonomik boyut olduğunu söylüyor zaten. Biz çok konuşan profesyonel ağlayıcıların değil gerçek şehit annelerinin oğullarının başında 'akan dursun' sözünü
rehber edindik.
Medya tahminimizin ötesinde sahip çıktı. Yüzde 60 olumlu. Belki biraz daha fazla. Önemli yazarlar konuya olumlu yaklaşıyor."
Arınç, muhalefetin özellikle bunu beklediğini öne sürdü. CHP ve MHP'nin bu konudaki stratejisini, "AK Parti yıpransın, önü kesilsin, vatan hainliği ile suçlansın,
halkta derin kaygılar meydana gelsin, hatta düşmanlığa dönüşsün ve biz iktidarı kazanalım" şeklinde özetledi.
Proje ortaya çıktığında sorumluluğun hükümete ait olacağına dikkat çekerek, "
Hükümet yapacağı işleri başkasıyla paylaşmaz. Bu işin altına elini sokar. Karar noktasında tüm kurumlarla ilişki içinde olur.
Yargı, yasama gibi. Belki birkaç madde anayasa değişikliği, yasa değişikliği gündeme gelebilir. Bunların çözüm yeri
Meclis. Onun dışında bir organa çözüm yeri olarak bakmıyor." şeklinde konuştu.
Oktay Vural'a göre
Kamer Genç melek gibi
Oktay Vural'dan her gün
hakaret yemek bize ağır geliyor. "Biz de şöyle bir
cevap verelim' diyoruz ama bu süreç uğruna nelere katlanıyoruz. Çirkinlikte kimse yarışamaz Vural ile.
Kamer Genç bile bana daha şirin gözükmeye başladı. Ne kadar sevimliymiş. Hayatta sevmediğim bir insan, Vural yüzünden melek gibi gelmeye başladı. Beterin beteri varmış. Adama '
Tillo'lusun' dedim. İnadından
Aydınlar diyor. Aydınlar diyen bir
kaymakam bir de sensin. Herkes Tillo diyor. Ne var utanacak? Genç olsa
Dersim derdi.
Ziya Gökalp nasıl Türkçüyse bunlar da Arap ama Türkçülük yapıyor.
'ABD projesi' diyen biraz geri zekalı
ABD,
terör örgütünün tamamen tasfiyesinde samimi. Ancak 'Bu bir ABD projesidir' diyenler hayal görüyor. ABD'de bu tip kuruluşlarda eline
kalem alan bir şeyler yazar. 'ABD'de yazılmış Türkiye'de AKP uyguluyor' demek biraz geri zekalı işi. Irak'tan çekilme süreci,
Kuzey Irak'ın geleceği, Türkiye'yi en iyi şekilde düşünmeleri için yeterli. Konjonktürü iyi götürüyoruz.
DTP, CHP-MHP'den daha ileri
DTP'nin ileri gelenleri 'mutlaka bir af gerekir' diyordu. Şimdi af da gerekmez deyip bütünlükten yana olduklarını söylüyorlar. Kapsamlı projenin içinde herkes kendine en makulü bulmaya çalışıyor. Bizim bazı kabullerimiz var. Onları mutlaka uygulamak isteriz. Türkçenin resmî dil oluşunu tartışmayız. Ana dille eğitim ve öğretimi ayrı tutmak lazım. DTP'nin bazı düşünceleri MHP'den ve CHP'den çok daha ileri. Olumlu anlamda.
Gül yeniden
aday olabilir, ben düşünmüyorum
Arınç, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesine ilişkin boşlukların yeni kanunla doldurulacağını belirtti. Hukuki olarak Abdullah Gül'ün ikinci kez aday olmasının önünde bir engel olmadığını savundu. Kendisinin aday olmayı düşünüp düşünmediği sorusuna da gülerek "Hayır hayır. Şimdilik hayır." diye cevap verdi.
ZAMAN