Bugün Gazetesi Köşe Yazarı Nazlı ılıcak, gazetedeki köşesinde, Böcek soruşturmasının tam yılan hikâyesine döndüğü sırada Başbakan Erdoğan'ın, "paralel devlet" hikâyesine sarıldığını belirtti. "Böceği kim bulduysa, genelde oraya o koymuştur" diyen Ilıcak, Böceğin MİT'in bir komplosu olabileceği ihtimalleri üzerinde durulması gerektiğini söyledi.
Böcek İlk Adım
Böcek soruşturması tam yılan hikâyesine dönmüştü ki, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu geldi. Tayyip Erdoğan, "paralel devlet" hikâyesine sarıldı. Bu yüzden, Kasım 2011'den beri MİT'in soruşturduğu böcek olayı birden canlandı. Casusluk iddiasıyla, dosya terör savcısına teslim edildi.
"Böceği kim bulduysa, genelde oraya o koymuştur" derler. Böcek MİT'in bir komplosu olabilir mi? 2 yıldır faillerin tespit edilememesi karşısında böyle düşünmekte haklı değil miyiz? Neden böcek bulunur bulunmaz, nereye sinyal gönderdiği hemen araştırılmadı? Şimdi "Aradan 2 yıl geçti artık tespit etmek mümkün değil" diyorlar. *Öyleyse kimse haberdar edilmeden, böcek aktif haldeyken, sinyallerin gönderildiği yer...
Belirlenseydi ya!
İşte bu "ihmal" sebebiyle MİT komplosu ihtimali göz ardı edilmemeli kanaatindeyim.
O tarihten sonra Erdoğan, Cemaat tarafından gizlice dinlendiğini düşünmeye başladı. Araya esaslı bir nifak sokuldu.
Şüphe
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, böcek soruşturmasıyla ilgili iddiaları TBMM gündemine taşıdı: "Soruşturma dosyasında ve Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda böceğin kim ya da kimler tarafından konulduğuna dair kesin bir tespit bulunmamasına rağmen, polislerin gözaltına alınması ve tutuklanması için adliye içerisinde adil yargılamayı etkileyecek girişimler olduğu ileri sürülmektedir. Polise yönelik bir operasyon için, baskı yapıldığı iddiaları doğru mudur?"
7 Şubat ikinci adım
7 Şubat 2012'de, Cemaat ile Erdoğan'ın arasını açacak bir başka fırsat doğdu. KCK operasyonlarında yakalananların birçoğu MİT mensubuydu. 9-10 MİT mensubu da doğrudan suça karışmıştı. Başbakan Erdoğan'ın, bu konuda hazırlanan dosyadan ve Müsteşar Emre Taner ile Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'in ifadeye çağrılacağından haberi vardı. Dosya, Emniyet'ten savcılığa intikal etti. Savcı Sadrettin Sarıkaya ifadesi alınacak kişilere Hakan Fidan'ın da ismini ekledi. Soruşturma, Oslo'daki görüşmelerle ilişkili değil, KCK bünyesinde suça karıştığı ileri sürülen MİT'çilerle ilgiliydi. "Hakan Fidan tutuklanacaktı, Fidan'dan hareketle Başbakan'a ulaşılacaktı" iddiası ortaya atıldı. Dosyada bulunmayan Oslo meselesi, Cemaat ile AK Parti'nin iktidar mücadelesinin kanıtı olarak takdim edildi.
***
Halbuki Eylül 2011'de, Oslo müzakere zabıtları ortaya çıktığı günlerde, Zaman Gazetesi eleştirel bir tavır takınmamıştı. Aksine Erdoğan'ın dış politikadaki başarılarını övüyor, Ekrem Dumanlı, Oslo ses kayıtlarının meydana çıkışındaki zamanlamaya şu sözlerle işaret ediyordu: "Türkiye'nin yükselen bir değer haline gelmesi ve hemen her alanda adımlar atıyor olması, bazı çevrelerde rahatsızlıkların oluşmasına yol açmış olabilir. Nitekim bu geniş heyet Kahire'deyken, uluslararası güçlerin oyuncağı haline gelmiş bir örgüt, hükümeti zor durumda bırakmaya yönelik bir hamle yaptı. Bu hamlenin o örgütü aşan bir yönü olduğu anlaşılırsa ve zamanlaması hesaba katılırsa, Türkiye'nin yeni vizyonundan rahatsız olan devletlerin devreye girdiğini iddia etmek de mümkün."
Oslo'yu Cemaat değil CHP ve MHP diline dolamıştı. Nitekim CHP Milletvekili Tanju Özcan'ın ve bazı vatandaşların şikâyeti üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçmiş, UYAP sistemine, 2011/1109 numarasıyla kayıtlı bir soruşturma dosyası açılmıştı. Aynı konuda 2 soruşturma yapılamayacağı için MİT Hukuk Müşavirliği, İstanbul Savcısı Sadrettin Sarıkaya'yı uyarmış, Sarıkaya da soruşturma konusunun Oslo ile ilgili olmadığını belirtmişti.
Hakan Fidan'ın ifadeye çağrıldığı haberinin kimin tarafından duyurulduğu da araştırmaya değer. Sakın KCK yapısı içinde istihbarat görevini aşan şekilde suça bulaşmış MİT'çilerin bu işte parmağı olmasın! Haziran 2011 seçimlerinde var gücüyle iktidarı destekleyen Cemaat, neden 6-7 ay sonra Tayyip Erdoğan'ı hedef alan bir operasyon düzenlesin? Oslo'yu da işin içine katmak suretiyle Cemaat'i AK Parti'nin iktidarını paylaşma hevesi içinde gösterip, bir taşla bakın kaç kuş vurdular:
1) Suça karıştığı ileri sürülen MİT'çiler yargılanmadı.
2) MİT, Başbakan'ın himayesi altına girdi.
3) Erdoğan ile Cemaat'in arası biraz daha açıldı.
Bence 7 Şubat operasyonu, böcek operasyonunun bir devamıdır.