Bu kez inadına aday oldu

1946’da DP’nin kuruluşuyla başladı siyasete. 1968’den beri aralıksız belediye başkanı ve 29 Mart’ta tekrar aday.

Bu kez <b>inadına aday oldu</b>

Kastamonu İhsangazi Belediye Başkanı Numan Omuzluoğlu’nun hayatı filmleri aratmayacak cinsten. Numan Omuzluoğlu, Türk siyasetinin yaşayan en kıdemli üyesi. 1946’da Demokrat Parti (DP) delegeliğiyle başlayan politika serüvenini 40 yıldır Kastamonu İhsangazi Belediye Başkanlığı’yla sürdürüyor. Halk arasındaki lakabı ‘paşa ve padişah’. 29 Mart yerel seçimlerine katılmayacağını açıklamasına rağmen kararından vazgeçmesiyle tekrar gündemde. Hemşehrileri değişikliğin sebebini merak ediyor. Eskiler ‘vardır bir bildiği’ diyerek işin içinden sıyrılırken, kimisi “İnsaf artık. Bu kadar hizmeti var; ama yaşı 83’e geldi. Bundan sonrası koltuk sevdası.” düşüncesinde. Ancak onun için durum farklı. Bu seferki adaylığın tek sebebi, bir anlık öfke. Rakipleri yine de temkinli. Çünkü askerî darbelerde dahi koltuğu kaptırmamış, kolay kolay yıkılacağa benzemiyor. 1926’da Mergüze (İhsangazi’nin eski ismi) nahiyesine bağlı Siboğ (Sarıpınar) köyünde dünyaya gelir, Numan Omuzluoğlu. 5-6 köy sahibi Mehmet Hilmi Ağa’nın ikinci çocuğudur. İlköğrenimini Merkez İlkokulu’nda tamamlar. Başarısı sebebiyle öğretmenleri okumasını ister. Fakat babasının kaygıları (!) vardır: “Okuyup da gardaşlarına karşısında aba mı ilikletsin?” Bu çıkışı hatırladıkça tebessüm ediyor: “Okursam kardeşlerime büyüklük taslamamdan korkmuş rahmetli.” Tek partili yıllar… Devlet memurluğuyla parti azalığı iç içe. Mergüze gibi küçük yerlerde halk jandarma dipçiğinden ve memur çizmesinden sinmiş. Bu atmosferde siyaset sahnesine çıkan DP yeni bir umuttur. Ülkedeki değişim havasına kapılan Omuzluoğlu, Mehmet Taşören isimli arkadaşıyla yeni partiye girer. Ancak devrin nahiye müdürü, Taşören’i üyelik yüzünden dövmekle tehdit eder. Hızını alamayan müdür Omuzluoğlu’nu çağırır. Babasının ağalığını hatırlatır. DP iktidara gelirse çalıştıracak adam bulamayacaklarını söyler. Muhatabından “O tür şeylere karşıyım. Herkes kendi işini yapsın.” cevabını alınca hiddetlenir ve dayaktan bahseder. Ama karşılık beklemediği türdendir: “Suçluysam dövün, büyüğümüzsünüz ‘hatamız vardı terbiye etti’, derim. Ama suçsuz yere böyle bir şeye kalkışırsan, seni alnının ortasından vururum, hiç anlamam.” Nihayet Temmuz 1946 seçimleri çok partilidir. CHP’nin birbirinden şaibeli uygulamalarına rağmen yeni parti Meclis’e girer. Dört yıl sonra Demokratlar oy patlamasıyla iktidara gelir. Bucak Başkanı Omuzluoğlu’na da şikâyetler yağar. Ulaşım eksikliği ilk meseledir. O yıllarda Kastamonu’ya da ilçeleri Araç’a da düzgün yol yoktur. Kazma kürekle yol inşaatına başlanır ve kısa sürede kullanılabilecek güzergâhlar hazırlanır. Hemşehrileri rahat bir nefes alır. Bir defasında dönemin ulaştırma bakanı Kastamonu’ya gelir. Heyetler kurulur ve bakanın karşısına çıkılır. Mergüzelilerin tek isteği PTT şubesidir. Ancak bazı kanuni şartları haiz değillerdir. Yine de “Binanızı bedava vereceğiz ve 5 yıl kira almayacağız, aynı sürede postanızı bilâücret çekeceğiz, Araç’a kadar bütün direklerinizi temin edeceğiz.” tekliflerini sunarlar. Şartlar idarecileri memnun edince bakan ‘emri ve iltiması’yla çalışmalar başlar. Az zamanda iş bitirilir. Nihayet PTT tabelası asılır. Fakat işler hesapladıkları gibi gitmez. Çünkü ertesi gün DP iktidarını deviren 27 Mayıs askerî darbesi gerçekleşir. Mergüzeliler ‘alo’ diyemeden tabela sökülür. Darbe sonrası siyasi atmosferde ibre DP’nin mirasına sahip çıkan Adalet Partisi (AP) lehinedir. 1968’de Mergüze’de belediye teşkilatı kurulunca Omuzluoğlu AP başkan adayıdır. Reylerin çoğunu alır ve 5 Haziran 1968 itibariyle koltuğa oturur. Aslında burada belediye meselesinin bir başka yönüne değinmekte fayda var. Mergüzeliler teşkilat için ilk 1958’de başvurmuştur. Ama nüfusları 8 kişi eksik çıkınca ilçe statüsü kazanamazlar. Bu anlamda 1968 kararı 10 yıl gecikmelidir. Başkan sonrasında sık karşılaşacağı ikili anlaşmazlıkların ilkiyle bu senelerde tanışır. Teşkilat sebebiyle genel merkezle arası bozulur ve partisinden istifa eder. 12 Mart 1971 muhtırasıyla kararın faydasını görür. AP iktidarı gitmiş, her yer askerin emrine girmiştir. Rüzgâr Kastamonu’yu da vurur. İl genelinde dördü hariç tüm belediye başkanlarına görev bıraktırılır. Sadece Tosya, Cide, Seydiler ve İhsangazi koltuğu korur. EZELÎ RAKİBİ KAMİL ÇINAR Bugüne kadar neredeyse tüm sağ partilerle çalışan kadim başkan en verimli devreyi 12 Eylül sonrası ANAP döneminde yaşar. Politik hayatına sinen teşkilattan ya da vekillerden biriyle çatışma burada da nükseder. Sonrasında Doğru Yol Partisi’ne (DYP) katılır. 1999’daki adresiyse Milliyetçi Hareket Partisi’dir (MHP). O sene ve 2004’te üç hilalli başkandır, artık. Görev dönemindeki en istikrarlı rakibiyse 4 defa adaylığını açıklayan akrabası Kamil Çınar’dır. İkili arasındaki siyasi maraton İhsangazi tarihine geçer. Seçim meydanlarında atışırlar ama sonrasında birbirleri hakkında olumsuz tek söz etmezler. Bu rekabetten yorgun çıkan ve babadan kalma arazilerinin yüzde 80’ini harcayan Çınar’a göre, mücadele hizmet çerçevesinde sürdü. Bunu başkan da teyit ediyor. Ancak Kamil Bey 3 oy farkla kaybettiği 1999 seçimlerini hâlâ unutmuyor. Omuzluoğlu’nun bu dönemki adaylığına gelince… Ani karar değişikliğinin arkasında kendi deyimiyle partisinin vefasızlığı var: “AK Parti’ye geçeceğime dair iddialar ortaya çıkmış, MHP’nin savunması bu. Ama gelip ‘Başkan başka bir arkadaşla devama niyetimiz var, sen ne düşünürsün?’ deselerdi, anlayışla karşılardım. Vefasızlığa öfkeliyim.” Gerçi, Reis Bey’in AK Parti’ye geçmek istediği ama kabul görmediği de dillendiriliyor. Ayrıntıyı başkanın kızından torunu ve dönemin AK Parti Kastamonu İl Başkanı Mustafa Gökhan Gülşen’den öğreniyoruz: “Parti içtüzüğündeki bir maddeyle ilgili. İl başkanının yakınları il veya ilçelerden aday olamıyor. Dedemin adaylığı bu anlamda imkânsızdı. Tabii içimizle ilgili başka sebepler de var.” Sonrasında ildeki görevinden istifa edip Kastamonu Belediye Başkanlığı için aday çıkan Gülşen, dedesinin elini öpüp hayır duasını almayı da ihmal etmez. Kırk yıllık hizmet döneminde kimsenin kalbini kırmadığını düşünüyor. Hakkında çıkabilecek tek olumsuz söz, ‘çocuğumuzu işe almadı.’ Ama gerekçesi var: “İller Bankası’ndan aylık 13 ila 20 bin lira arası para geliyor. Personele maaşı verince geriye bir şey kalmıyor. İmkânım olsaydı da herkese iş verebilseydim…” DP adayı Omuzluoğlu yeniden seçilirse önceliği otogar eksikliğine verecek. Sonraki hedefleriyse Ilgaz suyunu getirmek ve 36 dükkânı tamamlanan sanayi sitesini bitirmek. Seçim kaybetme ihtimalini de düşünmüyor değil. Üzülür mü? Elbette, ama elinden bir şey gelmeyeceği için çaresiz katlanacak. Yine de hemşehrilerinden tek arzusu koltuğa gelecek İhsangazi etiketine dikkat etmesi.. Döneminde en çok sevindiği ve üzüldüğü hususlara gelince. Senelerce il dışında eğitimli hemşehri bulamamanın sıkıntısını çekmiş. Şimdi durum tam tersi… Güçlükle açılan Adalet Sarayı’nın kapatılmasına ise çok üzülüyor. Yer problemi yüzünden belediye binasında çalışan adliye ona göre ilçenin can damarlarındandı. Ceremesini dağ köylerinde mukim insanlar çekiyor. Kısıtlı ulaşım imkânları ve saatler süren yolculukla Kastamonu’ya gitmek zorunda kalıyorlar. Suçu hâlâ mesafeli durduğu bir vekile yüklüyor. Adalet Sarayı’ndan geriye kalan tek anı tabela. Birkaç defa indirilmesi yönünde ikaz alsa da hiçbirine kulak vermemiş: “Ben bu makamda bulunduğum sürece o tabela belediye binası duvarında kalacak.” Ve Omuzluoğlu’nun, “Bu seferki adaylık son, bunu da yaparım bir daha çıkmam, diyor musunuz?” sorusuna verdiği ibretlik cevap: “Beyefendi zaten benim ömrüm ona yetmez ki. Yaş 83. Takdiriilahî yani. Yine söylüyorum aday olmazdım ama vefasızlıkla karşılaştım.” AKSİYON
<< Önceki Haber Bu kez inadına aday oldu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER