CHP Bayar'ın politikasını izliyor

Siyasette havalar ısınmaya başladı. Özellikle Ekim ayında TBMM'nin açılmasıyla siyaset iyice ısınacak.

CHP Bayar'ın politikasını izliyor

Partiler 2007 sonunda yapılacak seçime hazırlanacak. Partilerde bu Sabah Gazetesi yazarı Ergun Babahan CHP'nin ve Deniz Baykal'ın stratejisini yazdı. İşte Babahan'a göre CHP'nin iktidar olma stratejisi Bu kış irtica gelebilir ve Bayar politika CHP lideri Baykal, stratejisini irtica korkusu üzerine kurmuştu, aynı şekilde sürdürüyor. Baykal'ın buradaki hedef kitlesi özellikle kentli kadınlar. Bu seçimin son şans olduğunu savunan Baykal, "Cumhuriyet" veya partisi kazanmazsa Türkiye'nin Fas'a dönebileceğini söylüyor. CHP lideri köy köy, kasaba kasaba dolaşan bir siyasetçi değil. Türkiye'yi turlamaktan çok hoşlanmıyor. Sosyal demokrat politikalar üreten kadroları da yok. CHP'ye trilyonluk genel merkez yaptırıyor ama sosyal demokrat politikalar üretecek bir araştırma merkezi kurmuyor. Taktiği, yıldız futbolcuyla tribün doldurmaya çalışan büyük takım yöneticisi taktiği. Her seçimde bir iki yıldız isim alıyor yanına, seçim sonrası tasfiyeleri kaçınılmaz olan vitrin yapıcı işlevi görüyor bu isimler... Kemal Derviş, Zülfü Livaneli hatta Yaşar Nuri Öztürk... Politika üretmeden, ekip yenilemeden, farklı görüşlere kapı açmadan, Kürt sorunundan AB'ye kadar birçok konuda kentli seçmenle ters düşme pahasına siyaset yapan bir liderin elinde ister istemez tek koz kalıyor: Korku. Celal Bayar, "Bu kış komünizm gelebilir" demişti, Baykal "Bu sonbahardan sonra irtica gelebilir" iddiasında bulunuyor. Bulduğu çözüm de oyları CHP'de birleştirmek. CHP iktidar olursa ne yapacak, irticanın önünü kesecek, "azınlık falan yok" diyecek, AB haddini bilsin diyecek, belki de Araplara satıldığı için Telekom'u yeniden kamulaştıracak. Satacak malınız olmayınca, başkasının malına kusurlu demekten başka çareniz kalmıyor doğal olarak. Ama bu seçimde aynı mesajı vermek isteyen rakipler de çıkabilir. Mesela Mesut Yılmaz destekli Anavatan. Onlar da CHP gibi kentli seçmenin oyuna talipler ve Mesut Bey'in dünden farklı olarak neyi yeni söyleyeceği merak konusu. Zaten Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu en büyük sıkıntı da bu değil mi? "Söyleyecek yeni şeyler lazım" diyen siyasetçi yok. Türkiye hızla dünya sistemiyle bütünleşir, üretiminden düşünce yapısına kadar her şey hızla değişirken, kendilerine Cumhuriyet'in kadroları diyen siyaset sisteminde yenilik yaşanmıyor. Yeni isimlere kapıyı kapalı tutan, sekter bir kadroculuk anlayışıyla siyaset yapmaya çalışan bu yönetimlerin ortaya koyabildikleri tek iddia ise "irticayı önlemek" oluyor. Seçmenin önemli bölümü ise korku politikalarına prim vermiyor. Zaten bu politikalar üzerine siyaset yapanlar iktidarı hedeflemediği için "ana muhalefete" yetecek bir oy sayısını yeterli buluyor. Böyle bir orta oyunu oynanıp duruyor, biz de buna siyaset diyoruz.
<< Önceki Haber CHP Bayar'ın politikasını izliyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER