Meclis İdare Amiri ve
AK Parti Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, komutanların gözaltına alınmasının
Türkiye'nin normalleşmeye gittiğini gösterdiğini söyledi.
"Eğer hukuka aykırı eylemleri olmuşsa mutlaka hukuk gereğini yapacaktır." diyen Öz, "Bunu büyütmemek gerekiyor. Bunlar bence Türkiye'nin normalleşmesidir. Bu ülkenin demokratikleşmesidir." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti
Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ise ülkede kuvvet komutanlığı yapmış
emekli generallerin
darbe suçlamasıyla gözaltına alınması son derece vahim olduğunu ifade etti.
Bu safhada konuşmanın doğru olmadığını, yargının vereceği kararı beklemesi gerektiğini kaydeden Göktaş, "Bundan sonraki süreç yargıya kalmıştır. 2-3 senedir bu tip girişimleri basından takip edebildik. Diliyorum ki bu tartışmalar artık bir son bulur ve herkes işine bakar.
Hükümet gerekli çalışmaları yapar, asker kendi asli görevini sürdürür. Kurumlar kendi arasında tam bir ahenk içinde çalışır. Milletimiz bizden
hizmet bekliyor. Kanun dışı girişimlerin, zorlamaların hiç kimseye faydası olmamıştır. Yarın da olmayacaktır." ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE NOMALLEŞİYOR
Gözaltıları, Erzincan'daki olayla bağlantılı olarak değerlendirmenin çok yanlış olduğunu vurgulayan Göktaş,
Balyoz darbe iddiasıyla ilgili bir bavul dolusu dosyanın yargıya intikal ettiğini hatırlatarak, şunları dile getirdi: "Bunların okunması zaman alır. Normal bir sürecin işlediğini düşünüyorum. Hükümet böyle bir şeyin içine asla girmez. Bu şekilde davranılırsa bir yere varamayız, Türkiye kaostan çıkmaz. Demokrasiyi içine sindirmiş bir insan ihtilal Anayasası ile yönetilmeyi istemez. Ülkemizde de kime sorsanız onlar da Anayasa'nın değişmesini istiyor. Nedense bu noktaya bir türlü varılamadı.
Başbakan bu konuda kararlı olduklarını söyledi. Bu ihtiyacın giderilmesi gerekir. AB standartlarında bir yargı reformunun zaruri olduğu görülüyor. Bunlar yapılırsa bu tartışmalar kendiliğinden ortadan kalkmış olur. Muhalefet partizanlık anlayışıyla davranmamış olsaydı bu sıkıntıları çoğu bugün zaten olmayacaktı."
AK Parti
Artvin Ertekin Çolak da her şeye rağmen yargı görevini yaptığını dile getirdi.
Çolak, "Bu memlekette bu ülkeyi seven savcılar, hakimler var. Burada da bir görev icra edildiğini görüyorum. Suçu olanlar, suç işlemiş olanlar bunların hesabını verir. Suçu olmayanlar da temize çıkar. Onlar için de iyi olur." diye konuştu.
CHP, KABUL ETMİYOR AMA YOK DA DİYEMİYOR
Gözaltılara ilişkin muhalefetten de değerlendirmeler geldi.
Ergenekon sürecinde tarafını belli eden CHP, aynı tutumunu sürdürürken, bu kez yalnız kaldı.
CHP
Konya Milletvekili
Atilla Kart, yıllar önce yaşanan olaylarla ilgili bugüne kadar neden yasal işlem yapılmadığını sorguladı. Kart, "Bütün mesele burada bu çalışmalar yapılırken, kimilerine göre darbe girişimi, kimilerine göre kuvvet komutanlıkları bünyesindeki askeri çalışmalar gerçekleştirilirken, bütün bu süreçlerin hükümetin bilgisi dahilinde olduğunu dönemin
Başbakanlık müsteşarı açıkladı. Neden 7 yıl sonra böyle bir
operasyon gündeme getiriyor? Bütün bunları değerlendirirken,
Türkiye Cumhuriyeti devleti içinde Başbakanlık,
Adalet Bakanlığı ve
İçişleri Bakanlığı odaklı
karargah çalışmalarını bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu karargah devlet yetkisini sürekli olarak kötüye kullanmak suretiyle illegal hale gelen bir karargah. Hükümetin öncelikle bu karargah yapılanmasına açıklama getirmesi gerekiyor." açıklamasını yaptı.
MHP
Isparta Milletvekili
Nevzat Korkmaz ise, "Konu yargıdadır.
Yargıya herkesin güvenmesi lazım. Mahkeme kesin kararını verinceye kadar MHP olarak hukuku devletinde her kurumuna davranması gerektiği gibi müdahil olmama ve kararı bekleme görüşündedir." şeklinde konutu.
DSP Denizli Milletvekili
Hasan Erçelebi de yaşanalar için, "Dileğimiz şudur, gecikmeden kendilerinin yargı önüne çıkarılması ve varsa bir suç ortaya çıkması iddiaların bir an önce aydınlanmasını istiyoruz." yorumumda bulundu.
BDP
Diyarbakır Milletvekili
Akın Birdal ise yaşanan gözaltıları bugüne kadar darbelerle yüzleşememenin bir sonucu olarak gördüğünü söyledi.
Birdal, şunları söyledi: "Taşlar yerinden oynamıştır. Bunu oturtacak bir hukukun gücünü oluşturmak gerekiyor. Demokrasilerde bu tür sürprizler yaşanmaz. Her sabah kalkıyoruz, yeni bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Halkın iradesine müdahale edecek tutumlarla bağımsız yargıda hesaplaşılmalıdır. Hukukun gücüdür esas olan. Silahların gücü değildir."
(CİHAN)