Olay anının diyaloglarını anlattı
Olayların başlangıcında sevginin ve hoşgörünün merkezi olan Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenlerinde protokol tribününde oturmaktaydım. Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ konuşurken halkın yoğun protestolarını da engellemeye, Sn. Bozdağ’ın konuşmasını yapabilmesine yardımcı olmaya çalışıyorduk. Konuşma bitip, Sn. Bozdağ kürsüden indikten sonra bir anda büyük bir arbede oldu. Bir şahıs yanımıza gelerek “Polisler gazeteciyi öldürüyor görmüyor musunuz?!” diye bağırmaya başladı. Arbedenin çıktığı yere gittik, baktık ki, gazeteci olduğu söylenen boynunda kartı üzerinde yeleğiyle bir şahıs polisler tarafından yere yatırılmış, üstünde 30 kadar polis kendisine karşı çok sert bir müdahalede bulunuyor. Polis bizi o alana sokmayınca talebimiz üzerine İl Emniyet Müdürü yanımıza geldi. İl Emniyet Müdürü de sorularımız üzerine, kendisinin de henüz olayı tam olarak bilmediğini, kameralardan kontrol edeceklerini bildirdi. Ben de kendisine “o zaman bu adamı yerden kaldırın bu şekilde ölür bu adam” dedim. Şahsı yanımızdan aldılar, arkadaki konteynırın yanına götürdüler. Oraya gittiğimizde şahsın bayılmak üzere olduğunu, kelepçelerin çok sert bir şekilde sıkıldığını fark ettim. İtiraz edince emniyet müdürünün talimatıyla kelepçeler biraz gevşetildi, bu arada bayılacağını söyleyen şahsın su içmesini, yüzünü yıkamasını sağladık. Şahıs kendine gelince “ben sadece protesto ettim” diye bağırarak polisleri protesto etmeye başlayınca büyük bir kalabalık da etrafımızda toplanmaya başladı.
Emniyet Müdürünün uyarısı üzerine şahsı sakinleştirdim
O dakika itibariyle Sn. Bozdağ’ın bir saldırıya uğradığı tam olarak bilinmiyordu, herkes bir protestocu şahsa polisin sert müdahale ettiğini düşünmekteydi. İl Emniyet Müdürü bu şekilde kendisini buradan çıkartamayacaklarını şahsın bağırmaması gerektiğini belirtince bu kişinin yanına giderek “bağırmazsan, sorun olmadan polis seni çıkartacak” diye uyararak sakinleşmesini sağladım. Bunun üzerine etraftaki kalabalığa karşı çok daha vahim olay yaşanmadan emniyet müdürü ve milletvekilimiz eşliğinde bu şahıs karakola götürüldü. Polisler de olayların daha da büyümemesi için bu noktada sorumlu davranmışlardır.
Olayın daha da büyümemesini sağladık
Sonuç olarak biz orada vatandaşla polisin karşı karşıya gelmemesi için çalıştık, tansiyonu düşürdük. Olay da bu şekilde bizim müdahalemiz ve emniyetin yapıcı tutumu ile daha fazla büyümeden önlendi. Daha sonra, uçaktan iner inmez hemen Sayın Bekir Bozdağ’ı geçmiş olsun demek için aradım ancak kendisine ulaşamadım, makamından da bu saate kadar herhangi bir dönüş olmadı. Bizler, asla şiddeti, fiziksel saldırıyı kabul edemeyiz. Kime yönelirse yönelsin, fiziksel saldırı, hukukun sustuğu, hakkın sustuğu bir alandır. Bizler “incinsen de incitme” anlayışına sahibiz.
Alın öpmem o alnı karışlarım
Sayın Bozdağ’a yönelik saldırıyı herkesten ve her şeyden çok da biz kınıyoruz. Ancak Sayın Bozdağ’ın “Neredeyse CHP’liler alnından öpecekti” şeklinde açıklama yapmasını da kınıyorum. Bırakın şiddet yapanın alnını öpmeyi, o kişinin alnını karışlarım, Sayın Bozdağ’ın bu sözü siyasi pozisyonu gereği söylediğini düşünüyorum. Biz meşru alanın dışına çıkan herkesin de karşısındayız, herkesin en adil şekilde yargılanarak adaletin tecelli etmesini de istiyoruz.
Bu noktada, CHP sanki hukuk dışı yöntemleri benimsiyormuş algısı üretmek için belli yayın organlarında kasıtlı olarak çıkartılan yorumları kınıyor, gerçeğe karşı saygısı olmayan bu anlayışı da reddediyoruz.