Bu hanımefendi başınızı çok ağrıtır Deniz Bey...
Önce
şaka zannetmiştim ama, değil...
CHP’li Canan
Arıtman,
Hayrünnisa Gül hakkında
dava açmaya hazırlanıyormuş...
Vatan gazetesinden
Ali Öztunç’un haberi...
Hiç de şakacı birine benzemeyen Arıtman diyor ki, ‘Eğer üniversite öğrencileri okullarına
türbanla giremiyorsa,
Hayrünnisa Gül de
Köşk’e öyle yani türbanla girememelidir. Bu hukuken yanlıştır.’
Değerli Arıtman’ın kafasında bir ‘hukuk’ ve ‘haklar’ telakkisi var mı bilmiyorum.
Söylediği şey, esasında pek de yabana atılır cinsten değil.
Çünkü, ortada, hukuken ‘yanlışlanması’ gereken bir
uygulama var.
Madem Bayan Gül Köşk’e ‘öyle yani türbanla giriyor’, üniversite öğrencileri neden bu hakkı kullanamıyor?
Hayır, Arıtman bunu söylemiyor.
Üniversite öğrencilerinin kullanamadığı bir hakkı, Bayan Gül’ün neden ‘öyle yani’ kullanabildiğini soruyor?
Bir sosyaldemokrat olarak eşitlik istiyor.
Bu eşitlik isteğini de ‘haklar’la ilişkisini kurcalamadığı (bence kurcalamadığı) ‘hukuk’a dayandırıyor.
Hak kısıtlaması temelinde bir eşitlik anlayışı...
Canan Arıtman şimdi ‘yürekli avukatlar’ arıyormuş, eğer bunlardan birkaç tane bulursa, hiç düşünmeden davayı açacakmış, çünkü bir
Cumhuriyet kadını olarak türbanın Köşk’e sızmasını kabul edemiyormuş.
Hadi bir Cumhuriyet kadını olarak elinden geleni ardına koymasın, istediği yerde istediği davayı açsın da, ‘Bayan Gül Penguene benziyor’ demek de ne oluyor?
Cumhuriyet kadını olmak insana, ‘öyle yani’
hakaret hakkı mı veriyor?
Hayrünnisa Gül hanımefendi frak üstüne türban giyiyormuş, tam komediymiş... Son giydiği kıyafetle de aynı ‘rahibelere’ benzemiş... Penguene benziyor diyecekmiş ama, penguenlere haksızlık olurmuş...
Görüyorsunuz değil mi?
Sosyal demokrat politikacıyı görüyorsunuz!
Üstelik, bu sözleri sarfeden bir kadın... Bir hanımefendi...
Bir hanımefendinin, bir başka hanımefendiye söylediklerini görüyorsunuz...
Penguene benziyor diyecekmiş de, penguenlere haksızlık olurmuş...
Bu Canan Arıtman, bir tarihte,
Genelkurmay Başkanı
Yaşar Büyükanıt’a
mektup yazıp,
Meclis tarafından verilen emri yerine getirmemeye çağırmıştı.
Mektup, ‘Sayın Paşam’ diye başlıyordu.
Konu,
Lübnan’a asker gönderilmesini öngören
TBMM tezkeresiydi.
Bir sosyal demokrat olan Arıtman, mektubunda, ‘Sayın Paşam, ‘
Asker sadece verilen emri uygular’ demeyin.
Türk askeri vatana, millete karşı gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içeren emirleri uygulamak zorunda değildir. Türk askerinin görevi herkese, her şeye karşı vatanı ve milleti korumaktır’ diyor ve TBMM’ye karşı sorumlu olan
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni emre itaatsizliğe, yani ‘
isyan’a çağırıyordu.
Neredeyse, ‘Türk askerinin görevi bu hükümete karşı da vatanı korumaktır’ diyecek...
İşte Canan Arıtman, böyle bir sosyal demokrat... Böyle bir hanımefendi...
Şimdi sözüm Deniz
Baykal’a:
Deniz Bey, niçin demokrasimizi mütekamil hale getiremiyoruz?
Niçin elli yıldır emekleyip duruyoruz?
Niçin CHP olarak bugüne kadar bağımsız hiçbir seçimi kazanamadınız, niçin bundan sonra da kazanamayacaksınız?
Bunun nedenini biraz da Arıtman ve ‘gibilerinde’ arayın derim...
Belki onların desteğinden mahrum kalacaksınız ama, uzun vadede siz kazanacaksınız. Dolayısıyla,
Türkiye kazanacak.
AHMET KEKEÇ/STAR