Her yüz metrede bir
mescid açıldığı hissine kapılan
vekil, kendine yakın iki gazeteciyi de alarak, 'irtica avı'na çıktı. Ve bakın neler yaşandı...
KURU KAFA İKNA ETTİ
“ Trafo dediğin kirli, paslı olur. Böyle
trafo olur mu? ” diyerek içeriye girmeye çalışan Halil Tiryaki, ancak
duvarın üzerindeki 'kuru kafa' işaretini görünce ikna oldu.
CHP Kırıkkale Milletvekili Halil Tiryaki'nin ağalığı biliniyor da, dedektifliğini bilen yoktu. Tiryaki'nin bu yeteneği kendini ilk olarak Kırıkkale'deki düğünlerde gösterdi. Kırıkkale'de davul-zurnanın susturulduğunu, artık ilahili, Kur'an'lı düğünler yapıldığını belirtip,”davul zurna alıp bu düğünleri basacağını “ilan etmişti. Düğünleri basmadı hatta gelen tepkiler üzerine, “Bu devirde ev basmak olur mu. Tespit ettireceğim” demek durumunda kaldı ama dedektiflik bir kere kanına işlemişti Halil Ağa'nın. Ankara'da da boş durmadı. Bu kez konu hem daha farklı, hem de konjonktüre tam uygundu...
ÇOK ÖNEMLİ HABERİM VAR
Ankara'dan Kırıkkale'ye giderken, Mamak yolu üzerinde ya da parkların için de
küçük küçük yapıların belirdiğini fark etti. Her gidiş gelişinde yol kenarındaki kulübeciklerin sayısı artıyor, giderken yarısı boyanmış olarak gördüğü yapının, dönüşte camının çerçevesinin de ortaya çıktığını fark ediyordu. Samimiyetine güvendiği birkaç gazeteci ile konuştu. Onlara da, sadece “Çok önemli bir haber var” demekten öte bir bilgi vermedi. Yanlarında foto muhabirinin bulunmasını şart koştu. İyi bir haber yakalamanın heyecanı ile muhabirler, “tamam” dediler. Her şey tamamdı. Sadece Tiryaki'den gelecek telefonu bekliyorlardı.
İŞTE ARKADAŞLAR BU BİNA
Çok geçmedi Halil bey aradı. Kızılay'da bir
buluşma noktası tespit edip, belirlenen saatte buluştular. Milletvekilinin aracı önde, onlar arkada habere doğru sürmeye başladılar. Kızılay'dan çıkıp
Aydınlık Kavşağından dönüp,
Samsun Yolu'ndan Mamak'a yöneldiler. Telekomu az geçmişlerdi ki, Halil Tiryaki bir parkın önünde durdu. Eliyle küçük bir yapıyı işaret etti. Foto muhabirleri şakır şakır fotoğraf çekerken, muhabirler hala ne olduğunu anlamamışlardı. Yeterli görüntünün alındığına kanaat getirince Halil Ağa,”beni takip edin” dedi. İkinci bir hedefe yöneldiler. Kısa bir müddet gitti
leri ikinci mekanda da, yine bir öncesinin tıpkısı küçük bir kulübe vardı. Bir önceki kulübe gibi sadece boyanmamış, üzerine
doğa resimleri yapılmıştı. Foto muhabirleri bir yandan gösterilen yerin resimlerini çekerken, Halil Tiryaki ile muhabirler de, konuşmaya başladı. Tiryaki,”
AK Partili belediyeler irticaya
hizmet ediyor” dedi.
AMA EFENDİM BURASI...
Resmi çekilen kulübeler ile irticanın ne ilgisi vardı?
Gazetecilere göre ilgisi yoktu ama CHP'li vekile göre AK Parti tam suçüstü yakalanmıştı. Çünkü resmi çekilen yerler mesciddi ve AK Partili belediyeler başta parklar olmak üzere buldukları her yere mescid yapıyorlardı. Ancak ufak bir sorun vardı. Foto muhabirlerinden biri,”Ama efendim” dedi. “Bunlar mescid değil ki?” CHP'li vekil,”ne demek
mescit değil” dercesine yüzüne baktı. İçlerinden biri,” Bunlar elektrik trafosu” dedi. Tiryaki, “Böyle trafo olur mu ” diye
itiraz etti. Trafo dediğin kirli, paslı olur. Üzerinde ilan ve duvar yazısı bulunur. Gazetecilere inanmadı ama içine de bir kurt düştü. En iyi gidip bizzat
kontrol etmekti.
SECCADELER NEREDE?
Tiryaki önce kapı kolunu tutup çekti, o sırada kapıyı açtığı gibi içeride seccadelerin bulunduğu mescidi bulacağından emindi. Ancak kapı açılmadı. Kolu zorladı, bir türlü açamayınca, onun da içine bir kuşku düştü. Uyarıyı yapan foto muhabiri, “Bakın efendim burası elektrik trafosu. O kapı açılmaz” diye üsteledi. Kulübenin sağına soluna baktılar, ortada mescide benzer bir şey yoktu. CHP'li vekil ancak trafonun üzerindeki kuru kafa işaretini görünce ikna oldu.
KİMSEYE ANLATILMASIN
Tiryaki, uzun yıllardır tanıdığı ve samimiyetine güvendiği gazetecilere,”Kusura bakmayın” dedi. Ancak gazeteciler sıkı dostuydu. Orada, bu olaydan kimseye söz edilmemesi konusunda karar alındı. O gün, bugündür kimseye söz edilmedi. Böylece yapılan değil, yapılamayan bir haberin öyküsü ortaya çıktı.
YENİ ŞAFAK