Genel Kurulda, görüşmelerin ardından yapılan oylamaya 400 milletvekili katıldı.
Gensoru önergesi, 92 kabul oyuna karşılık, 308 hayır oyuyla reddedildi.
Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım, hakkındaki iddialara ilişkin olarak, ''Verilmeyecek hesabımız yoktur, yaptığımız her işin arkasındayız. Şüpheniz olmasın'' dedi.
Bakan Yıldırım,
TBMM Genel Kurulunda, CHP'nin, hakkında verdiği
gensoruda yer alan iddialara
cevap vermek için söz aldı.
CHP'nin, ''Sigorta bedeli fazla olsaydı
kaza olmazdı'' dediğini ileri süren Yıldırım, her türlü tedbirin alınabileceğini, ancak kazaların önlenemeyeceğini, dünyadaki kazaların yüzde 85'inin insan hatasından meydana geldiğini belirtti.
Binali Yıldırım, düşen uçağın 8 Ocak'ta Kişinev'den
Türkiye'ye uçtuğunu, 9 Ocak'ta da
Adana'dan kalktığını, Bağdat'ta düşmesi sonucu 28'i Türk vatandaşı olmak üzere 34 kişinin hayatını kaybettiğini anımsattı.
Kaza yapan uçağın
Moldova devletine ait olduğunu ifade eden Yıldırım, ''Taşıyıcı Moldovalı ve mümessil Türk. Uçağın imalatçısı
Ukrayna ve
Rusya. Hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğu bizim vatandaşımız. Ukraynalı, ABD'li ve Moldovalı da var'' diye konuştu.
192 üyesi bulunan Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatına
Türkiye, Moldova, Rusya ve Ukrayna'nın da üye olduğuna işaret eden Yıldırım, kurallara göre, kaza araştırmada, kazanın olduğu
ülkenin sorumlu ve yetkili olduğunu kaydetti.
Bakan Yıldırım, uçağın
tescil edildiği Moldova ile uçağın
tasarım ve imalatını yapan Ukrayna ve Rusya'nın, kazanın aydınlatılmasında, soruşturmanın ortakları arasında olduğunu vurguladı.
Kazanın ardından 3 kişilik uzman ekibin görevlendirildiğini ifade eden Yıldırım, ekibin 10 Ocak'ta kaza yerine gittiğinde, ABD üs yetkililerinin dışında kimsenin bulunmadığını belirtti. Yıldırım,
Iraklı yetkililerin kaza yerine 4 gün sonra geldiğini ifade etti.
Moskova'da uçağın imalatçısı fabrikada çözümlerin yapıldığını, kaza kırım raporunun ortak çalışmayla oluşturulduğunu, 31
Aralık 2007'de raporun tamamlandığını vurgulayan Yıldırım, raporun diplomatik yollardan 16
Nisan 2008'de kendilerine geldiğini söyledi.
PİLOTAJ HATASI
Ulaştırma Bakanı Yıldırım, raporu daha önce gayri resmi olarak aldıklarını, ancak raporun işlem görebilmesi için resmi yollardan gelmesi gerektiğini belirtti. Raporu aldıktan sonra Adana
Cumhuriyet Savcılığına ilettiklerini belirten Yıldırım, raporda, kazanın, ''Pilotaj hatasından kaynaklandığının'' yer aldığını vurguladı.
Türk
uçaklarının neden gönderilmediğine ilişkin suçlamaya da değinen Yıldırım, ilgili tüm
yerli taşıyıcı şirketlerine konunun sorulduğunu, bu şirketlerin programlarının dolu olması ve uçaklarının olmaması nedeniyle olumsuz
yanıt verdiğini söyledi.
Türkiye'nin kendi şirketlerinin uçmaması halinde başka ülkenin uçağına izin verilebileceğini ifade eden Bakan Yıldırım, ''Bu tür uçuşlar yüzlerce yapılmış ve yapılmaya devam ediliyor. Irak bizim üçüncü ticaret ortağımız.
Ticaret hacmimizin 3 yıl içinde 20 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Dünyanın her yanından uçak seferi yapılıyor, biz burnumuzun dibindeki ülkeye sefer yapmayalım mı?'' diye konuştu.
Irak'a sefer yapan bazı ülkeler ile şirket isimlerini sıralayan Yıldırım, bir uçağa uçuş izninin evrak üzerinden verildiğini, uçuş planı dahilinde her uçuş seferi için ayrı ayrı izin verilmediğini belirtti.
KARAKUTU DOLU, SİZ BOŞSUNUZ
''Uçağın 3 aydır Adana'da bekletildiğine'' ilişkin iddialara da değinen Binali Yıldırım, ''Söz konusu uçak bütün şartları sağladığı için ait olduğu yer izin veriyor. Biz de belgeleri inceleyip uçuş izni veriyoruz. Bu uçak buraya römorkla gelmedi, uçarak geldi. Yükümlülükte, uçağa ilişkin beyan evrakı esastır. Evrak görülüp izin verilir. Kaza olursa, 'Evrak eksik' diye ne uçuran şirket ne de iznin ait olduğu ülke sorumluluktan kurtulamaz'' diye konuştu.
Yıldırım, kazalarda
sigortalı olup olmadığına bakılmaksızın 160 bin dolarlık
hasar ödeme zorunluluğu bulunduğu söyledi.
CHP'li milletvekillerinin, ''Poliçe tam mı? Karakutu boş mu?'' şeklinde laf atmaları üzerine Yıldırım, ''Ölenlerin yakınlarının mağduriyetini gidermek için gerekli çalışmalar hassasiyetle takip ediliyor. Poliçe eksik,
evet, karakutu dolu da siz boşsunuz'' diyerek, karakutuya ait bilgilerin yer aldığı evrakı gösterdi.
Yıldırım, uçuş izni veren uzmanın sadece poliçenin olup olmadığına bakmakla yükümlü olduğunu, sigorta bedelini incelemekle yükümlü olmadığını, sigorta konusunda taşıyıcı firmanın mutlak sorumluluğu bulunduğunu söyledi.
Binali Yıldırım, ''Verilmeyecek hesabımız yoktur. Yaptığımız her işin arkasındayız. Şüpheniz olmasın. Sorumluluğumuzun gereğini yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Kaza üzerinden, kan üzerinden
siyaset yaparak bir yere varamazsınız. Bildiğiniz bilgi varsa paylaşırsınız, ölenlerin yakınlarının haklarını beraber uluslararası alanda ararız. Biz görevimizin bilincindeyiz'' dedi.
KONUŞTUKLARIMIN ARKASINDAYIM
Sivil Havacılık Genel Müdürü hakkındaki rüşvet iddialarına da açıklık getiren Bakan Yıldırım, şöyle devam etti:
''Bir gazetede rüşvetle ilgili haber çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı iddiaların mesnedi olmadığına karar verdi. Ben suçlulara sahip çıkmıyorum...Kimse ispat edilmeden suçlanamaz, cezalandırılamaz. Yargısız infazı alışkanlık haline getirenler için bu sözlerim bir mana ifade etmeyebilir. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere herkesin bilmesi gereken şey Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğudur.
Şirket sahibi sizinle de görüştü. Bu görüşmeyi kayda almış olabilir dikkat edin. Ben konuştuklarımı inkar etmiyorum arkasındayım. Şirket sahibini çağırdım, meseleyi sordum. Eksiği varmış, parası yokmuş. Buna rağmen izin vermemizi istedi. '160 eksiğin var olmaz' dedik; 'Param yok' dedi. 'Parası yok' diye şirkete izin mi verseydik? İşportacılık yapmakla
havacılık yapmak arasında ciddi fark var.''
Türkiye
sivil havacılığının 5 yılda 5 kat arttığını kaydeden Yıldırım, kazayla ilgili çalışmaların titizlikle yürütüldüğünü bildirdi.
Görüşmelerin ardından yapılan oylamada, Ulaştırma Bakanı Yıldırım hakkındaki gensorunun gündeme alınması reddedildi.