Toplumun farklı kesimleriyle temas kurup
sandıkta başarılı olmanın yolunu arayan Tekin'in işi gerçekten zor. Çünkü lideri Deniz
Baykal,
seçimin konuşulmaya başladığı bir süreçte tıpkı 27
Nisan e-muhtırasında olduğu gibi anti demokratik bir tavır gösteriyor. Bazı üst düzey yargı mensupları milli iradeye karşı
iktidar partisini kapatmayla tehdit edip; 'Başbakan'ı bile götürürler' d
erken, Baykal bunu haklı görebiliyor.
Yıllardır '
CHP+ordu= iktidar' formülü üzerine
siyaset yapan partinin, en son ne zaman iktidar olduğunu hatırlayan var mı? Bu soru yeni nesiller için çok önemli. Baykal'ı anlamak isteyenler, milletin devlet iktidarı karşısında çektiği çileleri görmek istiyorsa CHP'nin tarihine bakmalı. Her şey değişiyor ama CHP'de zihniyet hep aynı. Milletten alamadığı yetkiyi başka yollarla gaspetme alışkanlığından vazgeçmiyor. 28 Şubat'ta demokrasiye balans ayarı yapan bazı
darbeci askerlerin eylemlerini '
sivil toplum faaliyeti' olarak gören Baykal, iktidar formülünde şimdi partner değiştirmişe benziyor. Artık
görev süresi sona ermek üzere olan
Genelkurmay başkanlarının bile istifasını isteyebiliyor.
Gazeteci Hasan
Cemal, "Dünya değişir, Baykal'ın CHP'si değişmez." diyor. Cemal'in tespiti bir hayli ilginç: "Baykal'ın CHP'si her seçim öncesi değişir! Bu konuda gerçekten yaratıcıdır Baykal. Seçimler yaklaşırken mutlaka bir iki pırıltılı slogan bulur. Nabza göre
şerbet veren, iyi slogan oturtan konuşmalarla kalabalıkları dalgalandırır da. Sonra?.. Sonrası hep aynıdır. Seçimi yine kaybeder. Ama koltuğunu kaybetmez! Kaç kez gördük bunu."
HSYK'nın son 'hukuk darbesi' Baykal'ın Tekin'den sonra söylediği 'değişim' sözlerinin gerçek olmadığını ortaya çıkardı. Geçen haftalarda Cübbeli Ahmet Hoca'yı arayıp oralardan oy devşirme planları yapan Baykal, İsmailağa cemaatine karşı tuzak kuranların
avukatlığına soyundu. Yani, ödünç oy isteği erken deşifre oldu. CHP, klasik iktidar formülünde bütün siyasetini yargı üzerinden yapıyor. 150 defa
Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuş. Nerede bir
Ergenekon soruşturması olsa anında avukat cübbesini giyiyorlar. Yüksek yargıdaki davaların istatistikleri CHP'nin taleplerinin nasıl etkili olduğunu göstermeye yetiyor. Mesela
Danıştay, hükümetin 50 icraatını iptal ederken sadece 4 tanesine onay vermiş.
Yargı yürütme dengesi, yargı muhalefet beraberliğine dönüşmüş gibi. Hele son dönemlerde bazı
yüksek yargı mensuplarından gelen açıklamalar... İçerik olarak sanki CHP'li konuşuyormuş hissi veriyor. Siyasetçi gibi konuşan yargı mensupları için sandık kaygısı yok. Ama Baykal, darbe de olsa sonunda yine sandığa gelmek mecburiyetinde. ZAMAN-ALİ AKKUŞ