Avrupa Konseyi Parlamenter
Meclisi (
AKPM) Başkanı ve
Mevlüt Çavuşoğlu, ''
Demirel, 28 Şubat'tan bu yana
darbelerin, derin devletin sözcüsü avukatı olmuştur. Dolayısıyla benim babam, (Oylarımı geri alabileceğimi bilsem
dava açarım) diyor, ben de aynı şekilde düşünüyorum'' dedi.
AKPM Başkanı
Mevlüt Çavuşoğlu,
Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ANSİAD) Hillside Su Otel'de düzenlenen olağan yemeğine katıldı. ANSİAD'a yeni üye olanlara rozetlerini takan Çavuşoğlu, daha sonra yaptığı konuşmada, 2002 yılından bu yana yapılan reformlar ve aktif bir dış
politika izlemesi sonucu
Türkiye'nin uluslararası örgütlerde kendisini göstermeye başladığını söyledi.
Yurtdışında itibarlı olmak için her şeyden önce güçlü olmak ve ''ayıplardan kurtulmak'' gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
''Özellikle
Avrupa Konseyi demokrasi,
insan hakları ve hukukun üstünlüğü sağlanan bir örgütte eğer demokraside, insan haklarında, özgürlüklerde eksiğiniz varsa, yanlışınız çoksa, işkence ciddi düzeydeyse itibarınız olmaz. Bu reformlar sayesinde 2004 yılında başkanlığını yaptığım meclis, Türkiye'yi artık denetlemeyeceğine dair karar verdi. O günden bu yana artık Türkiye, Avrupa Konseyi ve Parlamenter Meclisi'nde daha güçlü, itibarlı bir
ülke oldu.''
Çavuşoğlu, güçlü bir
lobi çalışmasıyla seçimi kazandıklarını ve AKPM'nin başkanlığına getirildiğini belirterek, bunun güçlü ve itibarlı ülke olmanın sonucu olduğunu ifade etti.
Mevlüt Çavuşoğlu, AKPM Başkanı olarak gittiği ülkelerde Türk olmanın avantajını ve ayrıcalığını gördüğünü söyledi. Gittiği yerlerde kendisine ''Dünyadaki krize rağmen yüzde 9 nasıl büyüdünüz, Türk
dış politikası niye bu kadar başarılı, vizeleri nasıl kaldırıyorsunuz?
Rusya çok büyük bir ülke, sorunlu bir ülke, Avrupa'daki ülkelerin hemen hemen hepsi Rusya ile kötü ilişkiler kurarken siz ABD'nin de müttefikisiniz, Rusya ile nasıl bu işbirliğini sürdürüyorsunuz?'' gibi sorular yöneltildiğini ve bu soruları cevaplamaktan gurur duyduğunu anlattı.
-DEMİREL'E ELEŞTİRİ-
Mevlüt Çavuşoğlu, konuşmasının ardından ANSİAD üyelerinin sorularını da yanıtladı. Bir ANSİAD üyesinin 9. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in ''Tecavüze maruz oldum'' sözlerini hatırlatması üzerine şunları söyledi:
''Yıllardır ailem Sayın Demirel'in peşinde koştu, babam da dahil. Hatta ben kurucu olduğum zaman babam, DYP'den bizim beldemizde belediye başkanıydı. Ağabeyim de
yönetim kurulundaydı.
Sayın Demirel'in, özellikle
cumhurbaşkanı olduktan sonra antidemokratik hareketlere
destek vermesini hiçbir zaman benimsemedim. Hatta 28 Şubat'a destek vermesini ve mimarlarından biri olmasını hazmedemedim. 28 Şubat'a karşı Ankara'da arkadaşlarımızla Demokrat
Aydınlar hareketini başlattık. Çünkü biz sivilleşmeye ve demokratikleşmeye inanıyoruz. DYP, AP ve Demirel'in arkasından ailemizin gitmesinin sebebi, darbelere karşı olmamız, demokrasiyi savunmamız ve Demirel'in de bu konuda darbelere maruz kalmasıdır. Maalesef aynı Demirel, 28 Şubat'tan bu yana darbelerin, derin devletin sözcüsü avukatı olmuştur. Dolayısıyla benim babam, (Oylarımı geri alabileceğimi bilsem dava açarım) diyor, ben de aynı şekilde düşünüyorum. Kendisine oy da verdim
gençlik yıllarımızda. Fakat Demirel'in o süreçten bu yana izlediği politikayı benimsemiyoruz ve de
eleştiriyoruz. Kendisi bunu
tecavüz olarak mı algılar, başka türlü mü değerlendirir onu bilemeyiz. Ama yıllardır demokrasi için mücadele ettiğini söyleyen Demirel, maalesef antidemokratik eylemlerin merkezi olmuştur. Benim düşüncem bu.''
AA