AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin Çelik,
Meclis’te
yemin etmeyen
CHP’nin tutumunu değerlendirdi. Tek çözüm yolunun CHP’lilerin yemin ederek Genel
Kurul çalışmalarına katılmaları olduğunu belirten Çelik, aksi halde ara
seçimin zorunluluk olacağını kaydetti. Çelik, “Bu, CHP için
intihar olur” dedi. Hüseyin Çelik, soruları yanıtladı.
CHP’nin yemin boykotuna dair çeşitli görüşler dile getiriliyor. Siz bu tavrın perde arkasında ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Öncelikle şunu ifade edeyim, eğer CHP yüzde 30-40 oy alsaydı ve
Ergenekon sanığı iki
vekili yine
tahliye edilmemiş olsaydı bu tavrı koyamazdı. Amaçları
gündem değiştirmek, seçim yenilgisini başka bir boyuta taşımak. Seçim öncesi Türkiye’yi şekillendirme planları tutmayan güçler, bu amaçlarını seçim sonrasında gerçekleştirmek için her yolu deniyorlar. CHP’nin yemin etmeme tavrında, Ergenekon’un telkinlerinin etkili olduğunu düşünüyorum. Deniz
Baykal da yemin etmeme kararı için bir zarf attı ve Kılıçdaroğlu da ne yazık ki bu yönlendirmelere uydu. Bu yeni seçilmiş bir genel başkan son derece talihsiz bir durumdur.
Peki Kılıçdaroğlu bu yöntemle ne kazanmayı umuyor?
‘Diz çöktüreceğiz’ diye tehditler savuran CHP
Mersin milletvekili
İsa Gök açıkça “asıl amacımız bütün Silivri’yi” boşaltmak diyor. Bir
baskı ortamı yaratmaya çalışarak Silivri’de süren yargılama sürecini etkisizleştirmek istiyorlar.
PKK Ergenekon ikilisi de her zaman olduğu gibi aralarında paslaşarak bu yapay krize katkı sağlıyor.
Kılıçdaroğlu “Gerekirse dört yıl yemin etmeyiz” diyor. Hükümet cephesinden de Meclis İçtüzüğü ve Anayasa dayanak gösterilerek, yemin etmeyen CHP’li vekiller parlamentoya gelseler bile devamsız sayılacakları ve vekilliklerinin düşebileceği uyarısı yapılıyor. Ara seçim kapıda mı?
Bir defa CHP’nin bu krizi daha fazla sürdüremeyeceği ortada. Biz böyle bir şeyi arzulamayız ama milletvekili devamsızlığı ve sonuçlarıyla ilgili yasalar açık. Yasalar eğer belli sayıda üyenin milletvekilliği düşerse
ara seçim olur diyor.
BDP’lileri de düşünürseniz bu 65-70 ilde seçime gidilmesi yani genel seçim demektir. Bu durum bu iki muhalefet partisi için de intihar olur. Çünkü
12 Haziran seçimlerinde yakaladıkları oranın altına düşerler.
Millet bu yapay krize tavrını gösterir. Vatandaşımız ülkenin sonucu belirsiz maceralara sürükleyenlere gerekli cevabı yine verir. Hatta CHP’nin yüzde 20 altında kalarak şimdi çıkardığı vekil sayısına asla ulaşamayacağını düşünüyorum. BDP için de aynı durum geçerli olacaktır. Tekrar söylüyorum, biz bunu arzulamayız ama eğer amaçları bu ise olası bir ara seçimden kazançlı çıkan yine AK Parti olacaktır.
Peki partiniz ara seçimi zorlar mı?
Elbette zorlamayız. Türkiye’yi yeniden bir seçim ortamına sürüklemeye kimsenin hakkı yok. Ama hukuk ve gerçekler de ortada. Eylüle kadar yemin etmeyecekler falan deniliyordu ama Kılıçdaroğlu dört yıl da sürse tavrımızı sürdürürüz diyorsa, Meclis’in fiilen çalışmasını engellemek istiyorlarsa ne yapabiliriz. Hem milletvekilliği imkanlarından, maaşından, forsundan yararlanacaksın hem de yasama çalışmalarına katılmayacaksınız, görevinizi yapmayacaksınız, milletimiz de bu durumu kabul edemez.
CHP’den sorunun çözülmesi için bir takım yasal düzenlemeler yapılması önerisi geliyor. Hükümet bunlara sıcak bakmıyor mu? Tutukluluk sürelerinin düşürülmesi gibi bazı adımlar atılamaz mı? Krizden bu şekilde çıkmak mümkün değil mi?
Hayır hiçbir öneri getirmiyorlar, herkes görüyor işte. Siz bir şeyler yapın diyorlar sadece. Sonuçlarını hesaplamadan bir adım attılar. Şimdi çırpınıyorlar. Kuyuya düştüler, el veriyoruz, hayır diyorlar, elimizden değil belimizden tutup çıkartın, diyorlar. Önce kavgaya soyunup sonra çevredekilerin ayırmasını bekleyen insanlar gibiler. Çünkü önerecekleri şeyin riskini üstlenmek istemiyorlar. Örneğin tutukluluk süresinin kısaltılması önerilerinin gerçekleşmesi halinde
Alparslan Arslan’ın, Ogün Samast’ın,
Hizbullah sanıklarının, katillerin v.s dışarı çıkması ihtimali de gündeme gelir. Bunun siyasi sorumluluklarını üstlenmeyi göze alamadıkları için topu hükümete atıyorlar.
BDP’nin boykotu bırakmak için temel talebi de Dicle’nin vekilliğini geri kazanması. Bu konuda bir adım atılamaz mı?
Hayır, yasal değişikliklerin geriye dönük işlemesi de mümkün değil. Hukukçu değilim ama
Hatip Dicle için artık yapılabilecek bir şey olduğunu düşünmüyorum.
Peki bundan sonra süreç nasıl işleyecek?
Kısa vadede bir çözüm yok. Bu yapay krizden çıkmanın tek yolu var o da başta Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm CHP’lilerin hata yaptıklarını kabul ederek yemin etmeleri ve taleplerini Meclis çatısı altında çözmek için yasama faaliyetlerine katılmaları.