İşte Çelik'in açıklamalarından satır başları:

6-12 Eylül tarihleri arasında yaptırdığımız son kamuoyu araştırmasında şu sonuçlar elde edildi:

Biz her ay farklı bir araştırma şirketine kamuoyu araştırmaları yaptırıyoruz. Ak Parti’nin oy oranları Temmuzda 51,6, Ağustos’ta 50,9 olmuştu. Bütün bu kamuoyu araştırmalarında görülen sonuç şudur AK Parti 50-52 arasında görülmektedir. Geçen günlerde bir araştırma yayınlandı. Oy oranları itibarıyla Türkiye’nin en istikrarlı partisi CHP çıkmıştı. CHP’nin istikrarlı olduğu başka alanlar da var. 63 yıldır iktidara gelememe, statükocu olma gibi istikrarlı yönleri de var.

Sayın CHP Genel Başkanı'nın polis teşkilatımıza bir geçmiş olsun dileğinde bulunmasını arzu ederdim. Bunu polislerden esirgeyen bir insanın, bu kelimeye ağzına almayan bir insanın bu saldırının hükümetin bir tezgahı olduğunu söylemesi akla ziyan bir değerlendirmedir.

Sayın Bahçeli bayramlık ağzını açtı. Başbakanımıza ve partimize malum ithamlarda hakaretlerde bulundu. Bütün ithamları kendine iade ediyorum. Kendisini temiz bir dil kullanmaya davet ediyorum.

Bu Demoktatikleşme Paketi halkımızın arzudur. Toplumun ihtiyacıdır. Hukuk devlet olmanın gereğidir. İleri demokrasinin gereğini yapıyoruz. Çözüm sürecinin başlamasıyla Akil insanlar halkın nabzının tuttular. 7 bölgede çıkan tabloyu birer rapor halinde hükümete ilettiler. Biz değerlendirip ortak noktaları birleştirdik.

CHP'nin yayınladığı 17 maddelik demokratikleşme yol haritası var. BDP'nin ise 27 talebi var.  CHP, BDP ve kamuoyunun ne istediği üç aşağı beş yukarı belli. MHP deve kuşu politikası yapıyor. MHP üç maynunu oynuyor. MHP'ye göre böyle bir problem yoktur. MHP'ye sorarsanız Türkiye'de Kürt de yoktur. Aslında Kürtçe diye bir dil de yoktur. Biz onları duruşlarıyla başbaşa bırakıyoruz. 

Halkımızın talepleri esas alınıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'den Türkiye aleyhine çıkan kararlar var. Bunlar ve ihtiyaçlarımız çerçevesinde bir paket hazırlandı. Sayın Bahçeli iyi bilsin ki, Hükümet, Kandil ve İmralı üçgeninde hazırlanmış bir paket söz konusu değil. Onların iktidarlarında kimlerin ne kadar muktedir olduğunu çok iyi gördük. biz ne yaptığımızı biliyoruz. 

Pazar günü bizi üzen bir hadise meydana geldi. Olimpiyat Stadı'nda futbolda görmek istemediğimiz hadiseler meydana geldi. Gençlik ve Spor Bakanı, gerekli açıklamaları yaptı. İçişleri Bakanlığı kolluk kısmıyla olaya müdahil olmuştur. İşe polis girmiştir.

Orada hemen alındıktan sonra serbest bırakılanlar tribünlerde taşkınlık yapan kişilerdir. Sahaya giren kişiler görüntülere bakıldıktan sonra tespit edilecektir. Gereken yapılacaktır. Bizim arzumuz spora siyaset girmemesidir. Sporu ideolojinin dışında tutmamız gerekiyor. Tutmayan kişiler bu vebalin altından kalkamaz. 

Bir yanlış hesap varsa Bağdat'tan değil kamera görüntülerinden ortaya çıkar. Görevlendirilen müfettişler var, onlar gereken incelemeleri yapıyorlar. Bu araştırmaların sonuçlarını bekleyip ondan sonra bir hüküm vermenin daha doğru olacağını düşünüyorum.

Doğrusu ben eleştirilere katılamayacağım. Paketi tamamen demokratik yöntemlerle hazırlıyoruz. Biz 2011 de demişiz ki, iktidarımızın devamından yöne oy kullanılırsa biz bunları bunları yapıcaz demişiz. Demokratikleşme çok bilinmeyenli bir denklem değil. Her ayrımcılığa karşı durmak, kültürel haklar konusunda cimri davranmamak konusunda bilinmeyen bir şey mi var?

Şu anda sayın Başbakan'ın Pazartesi günü açıklayacağı demokratikleşme paketi kimsenin duymadığı bilmediği şeyler değil.