Çiçek ''Aç kalırız, açık kalırız, 100 kilometre yolu, 4 binayı eksik yaparız, TSK'nın, güvenlik güçlerinin ihtiyacı neyse, bunu anında karşılarız ve anında da karşılanmıştır. Terörle mücadelede
Hükümet ile TSK arasında ihtilaf varmış gibi göstermek, araya fitne sokmak içindir'' dedi.
Hükümete, Irak'ın kuzeyine
sınır ötesi operasyon için
yetki veren
Başbakanlık Tezkeresinin,
TBMM Genel Kurulundaki görüşmelerinde,
iktidar partisi ve muhalefet partileri sözcülerinin konuşmaların ardından, hükümet adına Çiçek, söz aldı.
Çiçek, Genel Kurulda dile getirilen görüşlerin bir çoğuna katılmasa, gerçeği yansıtmasa, bazılarında istismar koksa da bir başka bakış açışı, bir başka değerlendirme olduğunu söyledi.
Bu konuların konuşulacağı en meşru platformun,
Meclis olduğunu ifade eden Çiçek, hem gerçekleri hem de gerçekçi konuşmaları gerektiğini vurguladı.
Çiçek, 40 yıldır uğraşmalarına rağmen elde ettiklerinin yanı sıra elde edemedikleri sonuçların da bulunduğunu belirterek, ''
tedbirde kusur ettiğini düşünmeyenler, takdirde bahane aramamalıdır'' sözüne işaret etti. Çiçek, böylesine karmaşık bir konuda, ''Bu işi 5 yıl önce konuştuk, bu önlemleri aldık'' diyerek, bunun üzerine yatamayacaklarını vurgulayarak, ''Her gün bu konudaki düşüncelerimizi yeni baştan gözden geçirmeye, nerede doğru yapıyoruz, nerede eksik yaptık, nerede bundan sonra daha doğru işler yapmalıyız... Bizim herkesten beklentimiz budur.
Milletimiz de bizden bunu bekliyor'' diye konuştu.
SİYASİ KARARLILIK
Terörle mücadelenin iki ön şartını, siyasi kararlılık ve mücadeleye
halkın desteği olarak sıralayan Çiçek, ''Madem halkın desteği önemli, halk doğru bilgilere sahip olmalı, değerlendirmeyi bu bilgiler çerçevesinde yapmalı'' dedi.
Çiçek, çeşitli şekillerde kamuoyunun bilgisine sunulmasına rağmen, kafa karıştırıcı, muğlak ifadelerle değerlendirmeler yapıldığını belirterek, TSK'nın, 17
Ekim 2007'de,
terör ve
teröristle mücadelede bir imkan olarak düşündüğü sınır ötesi harekat için Meclis'ten yetki aldığını anımsattı.
Hükümetin, bu yetkiden sonra
vakit geçirmeden, tezkerenin gereğini yapacak olan TSK'ya,
Genelkurmay Başkanlığına bir yazı yazdığını ifade eden Çiçek,
Genelkurmay Başkanlığından, TSK tarafından sınır ötesinde yapılacak harekatın, hudut, şümul, miktar ve zamanın bildirilmesinin istendiğini söyledi. Çiçek, şöyle devam etti:
''Genelkurmay Başkanlığı, daha önce yaptığı hazırlıkları, bir kez daha gözden geçirerek, Hükümet direktifine esas olmak üzere, bizden talepleri oldu. Bu talep bilinecek, yetki verildi, verilmedi tartışmalarını bitirmek adına bunları söylüyorum. TSK'nın, Irak'ın kuzeyinden
ülkemize yönelik
terör tehdidi ve saldırılarını bertaraf etmek ve sınır ötesi harekat icra etmek üzere, terör
örgütünün yuvalandığı Irak'ın kuzey bölgesiyle, mücavir alanlara gönderilmesi ve görevlendirilmesi. Terör örgütünün bulunduğu ve
destek sağladığı bölgeler ile sınırlı tutulacak askeri harekatın, askeri gereklilik ve ihtiyaçlara göre sürdürülmesi. Genelkurmay Başkanlığınca, harekatın başlangıç zamanı ve kullanılacak kuvvet miktarının, askeri harekatın gereklerine göre
tayin edilmesi, her bir harekatın icrasından önce zamanlamayla ilgili olarak Başbakanlığa bilgi verilmesi. TSK'nın bizden istediği direktif budur.''
ESİRGENEN YETKİ SÖZ KONUSU DEĞİL
Başbakan Yardımcısı Çiçek, haklı oldukları bir davada, haksız duruma düşmemek, konunun dünyaya yansıması bulunduğu için üzerinde durdukları tek konunun, harekat başlamadan makul bir süre önce Başbakanlığa bilgi verilmesi olduğunu dile getirdi.
Bu tezkerenin 1 yıldır bu çerçevede kullanıldığına işaret eden Çiçek, bu süre içinde gereğini TSK'nın tayin ettiği 29 hava harekatının yapıldığını bildirdi. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu tezkereden beklenen muradın hasıl olabilmesi bakımından, esirgenen bir yetki, daraltılan bir alan söz konusu değildir. Bu açıklamadan sonra halen 'eğer, falan filan' tartışması varsa, bu sürece olumlu katkı vermez. Vatandaşın kafasında soru işaretleri bırakır.
Bir soruya verilen genel
cevap çerçevesinde, TSK'nın, hükümetten, terörle mücadelede bir kısım imkanları talep ettiği, buna yeterli cevabın, imkanın verilmediği... Bu kesinlikle doğru değildir. İnsan hayatı söz konusu olduğu zaman, para teferruattır, para söz konusu olmaz. Aç kalırız, açık kalırız, 100 kilometre yolu, 4 binayı eksik yaparız, TSK'nın, güvenlik güçlerinin ihtiyacı neyse, bunu anında karşılarız ve anında da karşılanmıştır.''
KOMUTANLARDAN, TEŞEKKÜR
Çiçek, başkanlığını yaptığı, Terörle Mücadele Yüksek Kurulunda
Maliye Bakanının, ''terör uzmanlığından değil,
terörle mücadelede, güvenlik birimlerinin parasal ve
ödenek sıkıntısı olması halinde, bunları anında karşılaması'' için yer aldığını söyledi. Çiçek, şunları kaydetti:
''Bugüne kadar, bu noktada en ufak sıkıntı olmadığı gibi, hem bu kurumun başkanı, hem bu işin tarih önünde şahidi olarak, her defasında komutanlar, 'Hiçbir ihtiyacımız yoktur, teşekkür ederiz' tarzında, Maliye Bakanı'na teşekkürlerini ifade etmiştir. Bu açıklamadan sonra, 'bu iddialar doğruysa' şeklinde bir konuşma yapılıyorsa, bu da hayra alamet değildir, doğru değildir. Bir genel cevaptan, hükümet sanki para vermiyormuş tarzındaki yorumlar yapılıyorsa, makaleler varsa, burada iyiniyet yoktur. Terörle mücadele konusunda hükümet ile TSK arasında ihtilaf varmış gibi göstermek, araya fitne sokmak içindir. Artık bunlara son vermemiz lazım. Terörle mücadele, ülkemizin birliği ve bütünlüğü söz konusu olan mesele. Herkesin bir ve beraber olması lazım. Hükümeti tenkit edecekseniz, bir şey diyeceksiniz başka alanlarda deyin, ama insanların yüreğinin yandığı noktada soru işaretleri bırakıyorsanız, o zaman büyük vebal altında olursunuz.''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Şu son olaylardan sonra
taziye mesajı gönderenlerin hiç olmazsa bir kısmı taziye mesajı göndermek yerine tedbir alsalardı, bu kadar kan dökülmezdi. Akan kanın arkasında bir kısmının eli ve sorumluluğu vardır'' dedi.
TBMM Genel Kurulunda görüşülen, Hükümete, Irak'ın kuzeyine sınır ötesi operasyon için yetki veren
Başbakanlık Tezkeresi üzerinde Hükümet adına konuşan Çiçek, dünyanın ilk defa terör konusunda
Türkiye'nin yanında yer aldığını söyledi.
''Terör gibi önemli meselede eğer derdinizi iyi anlatmazsanız, spekülasyonlara, istismara imkan verirseniz, o zaman haklı davanızda haksız duruma düşersiniz'' diyen Çiçek, fitneye müsait bir coğrafyada sınır ötesi harekat yapılırken bunun iyi anlatılması gerektiğini kaydetti.
Cemil Çiçek, ''Herkes, terörle mücadelede Türkiye'nin haklılığını kabul ettiyse, bu Hükümetin başarısıdır'' diyerek, eksiklikler söylenirken, doğru yapılanlar da söylenirse karşılıklı güvenin artacağını kaydetti.
TEKERİNE ÇOMAK SOKTU
Başbakan Yardımcısı Çiçek, şunları söyledi:
''Bir yıl daha süre uzatımı söz konusu olacaksa, bu da ülkemizin yararına en etkili bir şekilde kullanılacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Burada yapılan değerlendirmelerin çok önemli bir bölümü teröristle mücadele ile ilgilidir. Ama herkes konuşmalarında 'teröristle mücadele ve terörizmle mücadele var' diyor. Terörizmle mücadele, teröristle mücadeleden daha zor olan bir alandır. Çünkü dağa çıkıştan tutun, başka gelişmelere kadar hepsi bataklığın kurutulmasına bağlı. 18
Kasım 2002'den beri yaptığımız şey, esas itibariyle terörizmle mücadeledir. Öyle olduğu için
terör örgütü bizden rahatsız. Bizden en evvel rahatsız olan terör örgütüdür ve onun uzantılarıdır. Çünkü bizim başarımız, siyaseten geldiğimiz nokta, onların ezberini bozdu, tekerine çomak soktu. Onun için
hedef, varsa yoksa
AK Parti iktidarıdır. Bu konuda geldiğimiz nokta, Türkiye açısından
ümit vericidir. Keşke herkes AK Parti kadar bu yönde çabanın içerisinde olsa.''
Bunların durup dururken olmadığını, kardeşlik projesi yürüttüklerini ifade eden Çiçek, şöyle devam etti:
''Oradaki insanlara götürdüğümüz
hizmetleri 'terör önlensin' diye götürmüyoruz. Bu çok yanlış ve
sakat bir anlayıştır. Orada yaşayan insanlar da bu ülkenin vatandaşlarıdır. Çanakkale'ye gidin, bu ülkenin 81 vilayetinin çocukları yanyana yatıyor. Ben bu anlayışla hizmet götürdüğüm için, beni bağrına bastı. Bağrına bastığı için bugün terör örgütü beni hedef alıyor. Bölücü örgüt altından halının kaydığını düşünerek, bir taraftan askerimize saldırıyor, bir taraftan polisimize saldırıyor, bir taraftan masum insanları çoluk çocuk demeden... Sonra onların uzantıları da geliyor,
insan hakları,
özgürlük... 2 yaşındaki çocuğun özgürlüğü, hakkı yok mu? Öldürdüğünüz, katlettiğinizin hanımların,
yaşlı babaların, ninelerin, dedelerin hakkı yok mu? Bunları hunharca katledeceksin, sonra insan hakları ve özgürlük... En temel hak, hayat hakkı.
Hayat hakkını ortadan kaldıran adam mı olur, insan mı olur, özgürlükleri hak eder mi? Onun için meseleyi doğru koymamız lazım.''
21. YÜZYIL TERÖRİZM ÇAĞI
Çiçek, teröristle mücadele ederken, terörizmle mücadele konusunda da bir devlet politikası sürdürdüklerini söyledi.
Türkiye'nin, terörle 40 yıldır uğraştığını dile getiren Çiçek, terörle ilgili olarak, 'bu asimetrik bir savaştır'', ''örtülü savaştır'', ''Düşük yoğunluklu savaştır'', ''asrın vebasıdır'', ''insanlığa karşı işlenen en büyük suçtur'', ''ulusal ve uluslararası güvenliğe karşı yönelmiş en büyük tehdittir'' denildiğini kaydetti. Cemil Çiçek, 21. yüzyılı bilgi çağı, insan hakları ve özgürlükler çağı olarak bilirken, şimdi terörizm çağı olarak nitelendirildiğini söyledi.
Çiçek, hiçbir terör örgütünün dış destek olmadan varlığını çok uzun süre sürdüremeyeceğini belirtti.
Genelkurmay Başkanlığının ''küresel terörizm ve uluslararası iş birliği'' konusunda yaptığı toplantıya katıldığını dile getiren Çiçek, dünyanın sayılı uzmanlarının bu toplantılara geldiğini ifade etti.
''Neden bütün dünya terörle mücadelede sıfır noktasında olamıyor?'' diye soran Cemil Çiçek, ''Orada dile getirilen hususların başında şu var: Deniliyor ki, '
evet dünya terörü konuşuyor ama birçok ülke dış politikasının en önemli oracı olarak da terörü kullanıyor. Şu son olaylardan sonra bize taziye mesajı gönderenlerin hiç olmazsa bir kısmı verdikleri sözün arkasında dursalardı, taziye mesajı göndermek yerine tedbir alsalardı, bu kadar kan dökülmezdi. Akan kanın arkasında bir kısmının eli ve sorumluluğu vardır'' diye konuştu.
Bütün bu söylediklerini, Hükümet olarak katıldıkları her toplantıda dile getirdiklerini, yüzlerine vurduklarını belirten Çiçek, ''Bizim bu konuda alnımız açıktır, başımız diktir. Türkiye'nin hukuku, uluslararası diplomasi açısından imkan neyse bunları elimizden geldiğince kullandık, yüzlerine söyledik, söylemeye devam ediyoruz'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Çiçek, yaptıklarının sonucu olarak, terör konusunda yavaş yavaş bazı ilerlemeler ve
açılımlar olduğunu söyledi.
Mahalli bir terörle değil, küresel bir terörle uğraştıklarını dile getiren Çiçek, dağlarda olanların en az 3'te 1'inin Türk olmadığını bildirdi.
BU UZUN SOLUKLU BİR MÜCADELE
Cemil Çiçek, ''Bunların içerisinde sünnetlisi var, sünnetsizi var. Bunlar kamuoyuna yansıdı. Suriye'den, Irak'tan, Avrupa'dan katılmış... Adına en çok iki yüzlülüğün yapıldığı bir konuyu konuşuyoruz. Bir taraftan taziye mesajları, diğer taraftan vah-vah, tuh-tuh... Ama öbür tarafta, şirketleriyle, enstitüleriyle, dernekleriyle, vakıflarıyla özel himaye sağlıyorlar. Şu ana kadar, adam gibi, işin sorumlusu olan hiçbir terörist iade edilmedi. Niye iade edilmedi? Çünkü, bunların hepsi onların istihbarat teşkilatlarıyla iç içe. Adamı bize teslim edip de foyaları meydana mı çıksın? Foyaları ve boyaları dökülmesin diye hiç kimse bugüne kadar teröristleri iade noktasında samimi bir gayretin içerisinde olmadı'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin hukukunu korumak adına yapılacak askeri operasyonlar da dahil, hepsini yapmaya gayret ettiklerini kaydeden Çiçek, ''Bu uzun soluklu bir mücadele, bunu yapacağız. Temenni ederiz ki herkes daha samimi bir iş birliği içerisine girsin'' dedi.
Buradaki konuşmalarda bile bir farklılıklar olduğunu belirten Cemil Çiçek, şöyle devam etti:
''Kimisi demokratik açılım isterken, kimisi olağanüstü talepleri destekler vaziyette. Kimisi, başka bir çözümü, başkası başka bir çözümü getiriyor. Bu tarafın dediğini yaparsanız başka bir noktaya varıyoruz, öbür tarafa gidersek başka bir sonuç ortaya çıkıyor. Onun için şunu soğukkanlılıkla, ön yargılardan uzak,
teklif getirenlerin hepsinin soruna çözüm getirme çabası içinde olduğunu düşünerek bir gayreti sürdürüyoruz.''
Çiçek, terörizmle mücadelenin
demokrasi ve hukuk içinde kalınarak yapılacağını söyledi.
Tüm provokasyonlara rağmen milli birliği bozacak davranışlardan kaçınan millete teşekkür eden Çiçek, ''Biz bu mücadeleyi başaramazsak, dünyada da başarabilecek başka bir kuvvet, millet de yoktur'' dedi.