ADD
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya
Kültür ve
Sanat Vakfı'nın katkılarıyla 'Bağımsızlık ve Toplumsal
Eşitlik İçin
Ulusal Yönetim Sempozyumu' düzenledi.
Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi Morfoloji binası konferans salonundaki sempozyuma, eski
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Yekta Güngör Özden, eski
Yargıtay Başsavcısı
Vural Savaş, yazar
Turgut Özakman ve çok sayıda davetli katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan ADD Genel Başkanı
Tansel Çölaşan, siyasi tarih bilgisi verdikten sonra, 2002
seçimleri ve sonrasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"2002'den sonraki dönemde
Türkiye'de ne oldu?" diye soran Çölaşan, Amerika'nın entrikasıyla bir anda hükümet sorunu ortaya çıktığını iddia ederek, "
Milletvekili niteliği taşımayan kişi milletvekili yapıldı." dedi.
Bunu yapanların tarih içinde vebalini taşıdıklarını iddia eden Çölaşan, isim vermeden
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"O, milletvekili olduktan sonra, parti başkanlığı yapamayacak kişi parti başkanı yapıldı. Ondan sonra da kendisine, seçim sonrasında belli partilerimiz
iktidar ortaklığı almadan kendisine hükümeti verdiler. Onlar bu konuda şanslı."
"BİZİM HATALARIMIZLA İKTİDARA GELDİLER"
"Ama, biz ne yaptık? Üzerimize düşen görevi yaptık mı?" diye soran Çölaşan, "Bizim hatalarımızla iktidara geldiler." ifadesini kullandı.
Konuşmasında ülkenin
ekonomik durumuna da değinen ADD Başkanı, tarım ve sanayinin çökertildiğini iddia etti. "
Tarımda çökmüş olan fındıkçılar kendilerine bir miktar
destek verilince, bir anda oylarını, kendilerini yok etmiş olan partiye verebiliyorlar. Aymaz bir
toplum haline geldik." diyerek halkı suçladı.
Basın özgürlüğünün
yandaş medya olarak nitelediği basın kuruluşları için var olduğunu öne süren Tansel Çölaşan, "Onlara
özgürlük tamam. İstediklerini yazabilirler. Hukuk dışı dinlemeleri haber yaparlar. Hatta montajla haber yaparak sansasyon yapsalar da, özgürdürler; haklarında takibat yoktur. Ama,
muhalif bir basınsanız susturulmak kaderinizdir." diye konuştu.
"YANDAŞ BASINSANIZ ÖZGÜRSÜNÜZ"
Balyoz davası, kozmik oda operasyonu gibi soruşturmaları "orduyu itibarsızlaştırma" hareketleri olarak nitelendiren Çölaşan, sempozyumu izleyenlere yönelik "Türkiye bağımsızdır diyebilir miyiz?" diye sordu.
Soruyu yine kendisi 'hayır' diyerek cevaplandıran ADD Başkanı, "Peki umut yok mu? Çözüm ne olabilir? Çözüm şu olabilir: Kemalizm. Kemalizm bize yol gösterici olacaktır. Yeter ki ona dönelim, bakalım ve algılamaya çalışalım." temennisinde bulundu.
"SEÇİMİ KAZANABİLİRİZ"
Daha sonra Haziran 2011'de yapılacak olan milletvekili genel seçimlerini hatırlatan Çölaşan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer o seçimin kazanılmasını sağlayabilirsek (Hepimize bu görev düşüyor. Yani yüzde 42 oyları alan bilinçli kesim, seçime gitmeyen yüzde 29'un oyunu almayı başarırsa) Türkiye aydınlığa koşacaktır. Bu mümkündür, yakındır. Yeter ki seçime kadar tümümüz, hepimiz, tek tek ve birlikte, kol kola ve bütünlük içinde, ama asla ayrıştırmadan, birbirimizle
kavga etmeden, yıkmadan, hedefimize doğru yürürsek, 6- 7 ay sonra gerçekten bir ulusal
yönetime kavuşmanın şartlarını oluşturacağımız bir Türkiye görebiliriz."