Davutoğlu: Bundan sonra İslamcı
terör diyen kimseyle oturup konuşmayız
Almanya'daki ırkçı teröre atıf yapan Davutoğlu, "Ben size bu ırkçı teröristler için Hıristiyan terörü dedim mi? Alman terörü dedim mi? Alman ırkçısı dedim mi? Bütün bu ailelerin acısını yaşayan ben, gelip
Almanya ya da Hıristiyanlık için olumsu bir intiba olmasın diye bunları ırkçılar diye ayırdım büyük bir çoğunluktan. Ama siz, her aşamada İslamcı terör dediğinizde her Müslüman'ın kalbine bir ok saplıyorsunuz. Bu 11 Eylül'ün bir hastalığıdır." dedi.
Berlin'deki Türkevi'nde vatandaşlara hitap eden Davutoğlu, "Her şeyi kabul ederiz. Ama Türklere bir virüs bulaşmaz. Aşağılık kompleksi virüsü bulaşmaz. Bizler, en zor şartlarda oluruz ama vakur bir şekilde ayakta durmayı biliriz. Yani biz entegre olmak zorundayız diye her gün kendimizi ispat etmeye çalışacağız ama en entegre olmuş kesimlerimize bir
cinayet işlendiğinde o kesimler
yabancı muamelesi görecek. Bu olmaz." ifadelerini kullandı.
Almanya'da yaptığı görüşmelerde yetkililerin ırkçı
terörle mücadele konusunda olumlu mesajlar verdiğini fakat bir yetkilinin, "Aşırı sağcı terörle aynen İslamcı terörle mücadele ettiğimiz gibi mücadele edeceğiz." dediğini aktaran Davutoğlu, kendisini şu tepkiyi verdiğini dile getirdi:
"Ben size bu ırkçı teröristler için Hıristiyan terörü dedim mi? Alman terörü dedim mi? Alman ırkçısı dedim mi? Bütün bu ailelerin acısını yaşayan ben, gelip Almanya ya da Hıristiyanlık için olumsu bir intiba olmasın diye bunları ırkçılar diye ayırdım büyük bir çoğunluktan. Ama siz, her aşamada İslamcı terör dediğinizde her Müslüman'ın kalbine bir ok saplıyorsunuz. Bu 11 Eylül'ün bir hastalığıdır."
Almanya ziyareti sırasında Neonazileri katlettiği 5 Türk şehidin ailesinin yanı sıra Yunanlı 'kaderdaş'ın eşi ile de görüştüğünü belirten Davutoğlu,
Norveç'teki katliamda ölen Türk kızı Gizem'le diğer Norveçliler arasında da bir fark gözetmediklerini vurguladı.
"Bundan sonra İslamcı terör, İslami terör diyen kimseyle oturup konuşmayız." diyen Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bu söz söylendiğinde, bu söz yayıldığında pasaportta 'Ahmet, Abdullah,
Muhammed, Mehmet' isimleri görüldüğü anda o pasaport memurunun zihnindeki şartlanma sebebiyle hemen suçlu muamelesi başlıyor. Peki biz Alman kökenli ırkçılar öldürdü diye her Alman ismine böyle bakma hakkına sahip miyiz? Değiliz. Alman dostlarımızı tenzih ederiz."
Norveç gibi çok gelişmiş bir ülkede ya da Almanya'da da din temelli ırkçı saldırıların olabildiğini belirten Davutoğlu, "Ama biz bunu hiçbir zaman ne bir millete ne de bir dine mal ettik, etmeyiz, etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
İĞNEYİ KENDİ BAKANLIĞINA DA BATIRDI
Davutoğlu, ırkçı teröristler tarafından öldürüldüğü ortaya çıkan Türklere, bakanlığı ne kadar
destek verdiğini de sorguladı.
Davutoğlu, "2001 yılında veya daha sonra bu vatandaşlarımızın başına iş geldiğinde niye hemen başkonsolosluklarımızı da gitmediklerini sorgulamak durumundayım. Niye; o sıcaklığı mı hissetmediler? Ne kadar ilgi gösterildi? Bütün bunu araştıracağım. İki gün sonra da başkonsoloslarımızla da toplantı yapacağım. Bundan sonra bir Türk'ün burnu kanasa dahi oraya önce benim memurum gidecek." diye konuştu.