Bölgesel Örgütlerin Arabuluculukta Artan Rolü” temalı III. İstanbul Arabuluculuk Konferansı'na katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Basına açık üst düzeyli oturumda yaptığı konuşmada, "Irak ve Suriye girift bir biçimde birbirine bağlanmış durumda. Şu anda büyük bir kriz kapımızda ve biz komşular olarak bundan etkileniyoruz” ifadelerini kullandı. Oysa Davutoğlu 2 hafta önce, Musul'daki gelişmelerle ilgili, bazı Bakanların da katılımıyla düzenlediği basın toplantısında; "Her Iraklıyla gönül bağımız var. Bugünkü toplantıda aldığımız en önemli
kararlardan biri Irak’la olan işbirliğimizin kesintisiz devam
edeceğidir. Irak’ta kaos varmış gibi yansıtılıyor." şeklinde konuşmuştu.
Davutoğlu 15 gün önce yine aynı toplantıda, "Libya’da 25 bin vatandaşımızı 10 gün içinde tahliye etmiş bir hükümetten söz ediyoruz. Libya’nın aksine Irak’tan böyle bir tahliye hedeflemiyoruz. Irak’taki mevcudiyetimiz çok daha hareketli ve ulaştırma ağırlıklı bir mevcudiyettir. Ciddi bir tecrübeye sahip siyasi bir ekip olarak biz bu krizi de
başarıyla atlatacağımıza eminim. Bunun yanında Irak’a ne taahhüdümüz
varsa gereğini yapmaya hazırız" demişti.
Davutoğlu son katıldığı konferasta ise Irak’taki krizden dolayı çok üzgün olduğunu ve hayal kırıklığına uğradığını dile getirdi ve şöyle konuştu:
“...Geçen 4 yıl içinde bütün Sünni liderler, ılımlı Sünni siyasetçiler sistemden izole edildi ve politik hayatın dışında bırakıldı. Sünnilerin topluluk kimliği, ulusal kimliğinden daha önemli hale geldi. Kriz yönetimi, Bağdat’taki liderlerin elinden çıkmıştı artık. Eğer Sünni liderlerin, Sünni kitleler nezdinde bir güvenilirliği olsaydı ve siyasi hayatın dışında bırakılmasalardı, kriz Bağdat’ta kendi aralarında akılcı bir müzakereyle sonuçlanabilirdi. Bir diğer taraftan Şii topluluğu artık devletin sahibi gibi hissetti, kendilerine öz güveni geldi. Kürtler tabii öz güvenliydi ve Sünniler yalnız bırakıldıklarını düşündü. Sonra toplumun en alt seviyesinde yeni bir ivme ortaya çıktı maalesef ve o ivme de şu anda yaşadığımız krizin sebebidir.”
Davutoğlu, kriz öncesi inisiyatifin ulusal seviyede ve uluslararası aktörler tarafından desteklenmediğini belirterek, “Şu anda büyük bir kriz kapımızda ve biz komşular olarak bundan etkileniyoruz” dedi.