Süleyman
Demirel'in, 2006 yılı
Kadir gecesi arifesinde 28
Şubat darbesinin temsilcilerine bir otelin teras katında şarapların da içildiği bir yemek verdiğini anlatan Amasyalı, Demirel'in aynı
akşam İstanbul Sanayi Odası'ndaki
iftara katıldığını iddia etti. Amasyalı,
"Bu yemekte bulunanlar arasında 28 Şubat darbesinin temsilcisi eski bir ordu komutanı, cumhurbaşkanı seçimi öncesi verilecek muhtıranın içeriğini bir brifingle Demirel'e ve o masada bulunanlara sunmuştur." dedi.
Darbe çağrısı yapıldığı iddia edilen Darıca toplantılarıyla ismi
gündeme gelen İsmail Hakkı Amasyalı, yazılı bir açıklama yaparak geçmişte yaşanan bazı olaylarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Amasyalı, Demirel ve
Cindoruk'u istedikleri bir televizyon kanalında canlı yayında tartışmaya davet etti.
Aydın Menderes'le konuştuktan ve bazı konuları teyit ettirdikten sonra bu açıklamaları yaptığını anlatan Amasyalı, Demirel'in generallerle, Mason Locası üyeleriyle, bazı
gazetecilerle, medya patronlarıyla yaptığı toplantılara dikkat çekti.
Süleyman Demirel'in 2002 yılında tek başına
iktidar olan AK Parti'yi ve parlamentoda oluşan siyasi partileri içine sindiremeyip, "Hükümeti yıkalım" diye yola çıkanlara
destek vermekten geri kalmadığını savunan Amasyalı, "Bugün
Ergenekon soruşturması ile büyük bir kavram kargaşası yaşayan insanların dikkatinden uzak tutulmaya çalışan faaliyetlerin boyutları sorumluları gündem dışında tutulmaya çalışılmaktadır." dedi.
İsmail Hakkı Amasyalı, Süleyman Demirel ile ilgili şu iddialarda bulundu: "Her vesile ile Kur'an'dan ayetler, Peygamberden hadisler okuyarak manalar vermek sureti ile inançlar üzerinden
siyaset yapan Demirel, halkın iradesi ile oluşan parlamentoyu
demokrasi dışı yöntemlerle tasfiyeye çalışan 28 Şubat darbesinin temsilcilerine 27
Nisan 2007 tarihinden öncesine rastlayan
Ramazan Günü Kadir Gecesi arifesinde İstanbul'da bir otelin teras katında kırmızı ve beyaz şarapların ikram edildiği öğlen yemeği vermiştir. Bu yemekte bulunanlar arasında 28 Şubat darbesinin temsilcisi eski bir ordu komutanı, cumhurbaşkanı seçimi öncesi verilecek muhtıranın içeriğini bir brifingle Demirel'e ve o masada bulunanlara sunmuştur. Aynı gün akşamı da İstanbul Sanayi Odası'nda Kur'an ve dualarla iftar programına iştirak edilmiştir. Muhtıranın meydana getirmesi muhtemel sonuçlarının değerlendirildiği bu toplantının bir kısmında bulunan biri olarak sorumluluğum gereği, durum tarafımdan T.C. Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, Sanayi ve
Ticaret Bakanı Ali
Coşkun delaleti ile arz edilmiştir. Aynı gün ana muhalefet lideri
CHP Genel Başkanı Sayın Deniz
Baykal, Meclis'teki odasında ziyaret edilerek görüşme içeriği şifai aktarıldığı gibi yazılı metin halinde takdim edilmiştir."
DEMİREL VE CİNDORUK'A HODRİ MEYDAN
İsmail Hakkı Amasyalı, Süleyman Demirel ve
Hüsamettin Cindoruk ile ilgili şu iddiaları dile getirdi: "İhtilallerin, siyasi entrikaların tahrip ettiği demokratik, parlamenter sistemimizin yeniden tanzim edilmesi için ortaya çıkan
genç idealist kadrolar,
merhum Turgut
Özal başkanlığında 1983 yılında Sayın Demirel'e müracaat ederek
ittifak talebinde bulunmuşlardır. Bu talep Demirel tarafından reddedildiği gibi AP içerisinde yer almış tecrübeli devlet adamlarının
Turgut Özal hareketi içerisinde yer almasına da izin verilmemiştir. 1983 yılında tek başına iktidara gelen, siyaseti yeniden tanzim etmeye çalışan iktidar ve parlamento 'Bir bilen' ismi altında Demirel tarafından parlamento dışı oluşan muhalefet marifeti ile parçalanmaya çalışılmıştır. Bugün inançlı insanlara aba altından
sopa gösteren Cindoruk, DP iktidarında başörtülülerin azalacağını, partinin hedefleri arasında yer aldığını kamuoyu ile paylaşmaktadır."
"Devlet ile hiçbir ilişkisi olmayan, siyasi bir beklenti içerisinde de bulunmayan ancak sorumluluğum gereği yukarıdaki tespitlerimin kısa bir bölümünü kamuoyu adına paylaşmayı uygun gördüm." diyen Amasyalı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Demirel ve Cindoruk televizyon kanalları ve gazete binalarını gezerek endişe ve tespitlerini kamuoyu ile tek taraflı paylaşabilirler. Bu cesareti gösterirken yakın tarihe tanıklık edenlerin henüz hayatta olduklarını bir an unutmuş da olabilirler. Kendilerine bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yukarıdaki tespitleri somut delilleri ile birlikte istedikleri bir televizyon kanalında tartışılmasının bu suretle kamuoyunun sağlıklı bilgilere sahip olacağını
ümit ederim."
(CİHAN)