- 'Tasarının gece yarısı TBMM’ye gönderilmesi, adeta yangından mal kaçırırcasına bir telaş ve panik algısı oluşturuyor.'
- 'Tasarı reformdan çok kaos içeriyor, her şey sil baştan yapılıyor.'
- 'Tasarıya eklenen geçici madde binlerce personelin işsiz kalmasına sebep oluyor.'
- 'Talim Terbiye Kurumu tasfiye edilerek, Bakanın önündeki engeller tamamen ortadan kaldırılıyor.'
Saadet Partisi tarafından Milli Eğitim'de ikinci yarıyılın başlamasını tebrik etmek üzere yapılan yazılı açıklamada, dershanelerin kapatılmasını ön gören ve sözde 'reform' olarak nitelenen yasa taslağıyla ilgili olarak eleştiride bulunuldu.
Söz konusu açıklamada kanun tasarısının gece yarısı TBMM’ye gönderilmesinin ve tasarının bir bütün olarak içeriğinin adeta yangından mal kaçırırcasına bir telaş ve panik algısı oluşturduğu belirtilerek, bahsedilen düzenlemelerle her şey yine sil baştan yapıldığı ifade ediliyor.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın 'reform olacak düzenlemeler' sözlerine de gönderme yapılan açıklamada, 'Sayın Bakan’ın bir süredir; Milli Eğitimde “Reform” düzenlemeler yapılacağı ifadelerine rağmen tasarıdaki düzenlemelerle, eğitim sistemimizde bir reform ve iyileştirmeye rastlamadık. Aksine tasarının önemli bir kısmı kaos içermektedir.' denildi.
"BİNLERCE KİŞİNİN GÖREVİNE SON VERİLECEK"
Tasarıya eklenen geçici maddeyle binlerce kişinin görevden alınacağı vurgulanarak, Müsteşar yardımcıları, Talim Terbiye Kurulu başkanı ve üyeleri, tüm genel müdürler, grup başkanları ile 81 il milli eğitim müdürlerinin görevleri kanunun yürürlüğe girdiği tarihte hiçbir işleme gerek kalmaksızın sorgusuz sualsiz görevlerinin sona ereceği tehlikesine de dikkat çekildi.
'İki yıl önce Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer döneminde yeni teşkilat yasası çıkarıldı ve zaten her şey sil baştan yeniden düzenlendi' denilen açıklamada, Nabi Avcı'nın da Ömer Dinçer’in teşkilat yasasını tabir caizse resetlediği ve sil baştan yeniden düzenlediği belirtiliyor.
Türkiye'nin kanayan yarası olan 12 yılda 5 Milli Eğitim bakanının değişmesinin Milli Eğitime verdiği zararlar sıralanarak, 'her bakan kendinden öncekinin reform olarak sunduğu uygulamaları attı, kendi reformunu (!) yaptı.'ifadesi kullanılıyor.
"TASARIYLA TALİM TERBİYE KURULU DA TASFİYE EDİLİYOR"
Söz konusu taslaktaki kritik noktaların dikkate verildiği açıklamada, Talim terbiye Kurulu'nun bundan böyle Milli Eğitim mevzuatı konusunda karar veremeyeceği, sadece görüş bildirebileceği ve MEB’in mutfağı konumundaki Talim Terbiye kurumunun bu yolla tasfiye edildiğinin altı çizilerek, 'bu yolla Milli Eğitim Bakan'nın önündeki engellerin tamamen ortadan kaldırıldı' deniliyor:
'Bu haliyle devlet politikası olması gereken Milli Eğitim politikaları Bakanın iki dudağı arasında çıkacak sözlere kurban ediliyor. Sivilleşme adına yapılan bu uygulama aksine Bakan otoritesinin tartışılmaz hale gelmesine, “ben yaptım oldu” mantığının hakim olmasına yol açar.'