Büyük Birlik Partisi (BBP) lideri Mustafa Destici, Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin adının 'Temel İslam Bilgileri ve Ahlak' olarak değiştirilmesi önerisinde bulundu. Türkiye’yi yönetenlerin de bu dersi alması gerektiğini söyleyen Destici, "Gayri ahlakilik maalesef Türkiye’nin en önemli problemlerinden bir tanesi oldu. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin adının Temel İslam Bilgileri ve Ahlak dersi olması lazım. Hatta önce Türkiye’yi yönetenlerin de bu dersi alması lazım. İslam’ın şartlarını, büyük günahları, haram helal nedir bunları herkesin yeniden öğrenmesi lazım. Çünkü bu konuda büyük bir yozlaşma var." dedi.
'REZA ZARRAB'IN UÇAĞINA BİNİP UMREYE GİTMEK, ONUN HEDİYE ETTİĞİ SAATİ KOLUNA TAKMAK HARAMDIR'
Türkiye’de son 10 yılda haram helal ölçüsünün kaybolduğuna dikkat çeken Destici, ülkeyi yönetenlerin harama götüren her yolun haram olduğunu bilmesi gerektiğini söyledi.
Gayri ahlakiliğin Türkiye’nin en önemli problemlerinden bir haline geldiğini belirten Destici, şöyle konuştu: "Bakın gayri ahlakilik adına, gayri millilik adına, gayri İslamilik adına son on yılda ne kadar şey varsa en az artanı yüzde yüz artmıştır. Çünkü helal haram ölçüsü kaybolmuştur. Halbuki Türkiye’yi yönetenlerin şunu bilmesi lazım. Harama götüren her yol haramdır. Yani burada ne çıkıyor. Reza Zarrab'ın uçağına binip umreye gitmek de haramdır, onun hediye ettiği saati koluna takmak da haramdır. İslam’ın ölçüsü budur. Ama şimdikiler ne yapıyor, haramın onda dokuzunu helalleştirdiler, mubahlaştırdılar. Ellerinden gelse haram diye hiçbir şey bırakmayacaklar."
'NABİ AVCI’YA AŞIRI SİYASET VE TARAFGİRLİK YAKIŞMIYOR'
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin adının 'Temel İslam Bilgileri ve Ahlak' olarak değiştirilmesi gerektiğini kaydeden Destici, "Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim şurası toplandı. Çeşitli kararlar alındı. Sayın Nabi Avcı’ya ve bakanlık bürokratlarına eğitim camiasında aşırı siyaset ve tarafgirlik yakışmıyor. Eğitim camiasında hakkın, adaletin tesis edilmesi gerekir. Eğer öğrencileriniz sizin adaletsiz davrandığınızı, adaletsiz atamalar yaptığınızı görürse siz o öğrenciye adalet duygusu veremezsiniz, doğruluğu öğretemezsiniz. Bakanlık yetkililerine adil olmaya davet ediyorum. İlköğretim 1, 2 ve 3. sınıflarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin okutulması desteklemekle birlikte bunun içeriğinin ve isminin değiştirilmesi teklif ediyoruz. Çünkü Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersinde okuyanlar, okutanlar bilir ki; bütün dinler anlatılır. Benim ilkokuldaki 1., 2. ve 3. sınıfında okuyan çocuklarımın ‘Çinkonizim’ öğrenmesine gerek yok, onu lisede öğrensinler. O dersin adını Temel İslam Bilgileri ve Ahlak dersi olması lazım. Hatta önce Türkiye’yi yönetenlerinde bu dersi alması lazım. Temel İslam bilgilerini, İslam’ın şartlarını ve büyük günahlar nedir, dolayısıyla haram helal nedir bunları herkesin yeniden öğrenmesi lazım. Çünkü bu konuda büyük bir yozlaşma var.” şeklinde konuştu.
'ÜLKEYİ YÖNETENLER MİLLETİ BALIK HAFIZALI SANIYORLAR'
Ülkeyi yönetenlerin milleti balık hafızalı sandığını kaydeden Destici şöyle konuştu: "Adını çözüm süreci dedikleri bir süreç başlattılar. Biz dedik ki bu süreç bu haliyle devam ederse çözüm değil olsa olsa bir çözülme ayrışma ve bölünme süreci olur dedik. Ama ne dediler; millete hatırlatmakta fayda var, çünkü bu milleti yönetenler milleti balık hafızalı sanıyorlar. Bir ay önce bir şey söylüyorlar bir ay sonra başka bir şey yapıyorlar. Bu süreç iki sene önce başlarken bu süreçle birlikte PKK sınır dışına çekilecek. Çekildi mi hayır, silah bırakacak dediler silah bıraktı mı hayır, dediler ki tamamen kendini lav edecek ve normalleşme sağlanacak bu oldu mu hayır. Biz de o zaman dedik ki; keşke böyle olsa, hiç birimiz gözümüzü kapatamayız, sırtımızı dönüp gidemeyiz. Ama böyle olmayacak, şöyle olacak; siz bu sürece devam ederseniz PKK meşrulaşacak dedik meşrulaştı mı evet."
'DAVUTOĞLU’NUN DANIŞMANI APO'YU SAVUNUYOR'
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başdanışmanı Etyen Mahçupyan’ın Öcalan'ı savunduğunu öne süren Destici, "Sayın Davutoğlu’nun danışmanı ne diyor? Aynı soydan geldikleri için Apo’yu savunuyor. Diyor ki; 'Apo’ya kimsenin itibar vermesine gerek yok, o zaten kendi itibarını kendi hak etmiştir' diyor. Taşnak, hınçak neyse PKK o, KCK o. Onun için savunuyor. Ama ben onu Etyen Mahçupyan söylemiş sanmam başbakanın danışmanı söylüyorsa ve Sayın Davutoğlu bunu yalanlamıyorsa ben bunu Sayın Davutoğlu söyledi sayarım." dedi.
'YÜZDE 10’LUK SEÇİM BARAJINI SAVUNMAK DARBECİLİĞİ SAVUNMAKTIR'
Halen yürürlükte olan yüzde 10’luk seçim barajının dünyanın en büyük seçim barajı olduğunu belirten Destici, barajı savunmanın darbeciliği savunmakla eş değer olduğunu ifade etti.
‘Bu barajı savunmak darbeciliği savunmaktır.’ diyen Destici, "Yüzde 10’luk seçim barajı dünyanın en büyük barajıdır. Bu barajı savunmak darbeciliği savunmaktır. Şimdi her şeyi darbeyle suçluyorlar. Efendim neymiş anayasa mahkemesi darbe ürünüymüş. Peki yüzde 10’luk baraj neyin ürünü, Sayın Başbakan, Sayın Cumhurbaşkanı. Baraj hangi sistemin ürünü? Bu barajın derhal kaldırılması lazım." ifadelerini kullandı.
'HAŞİM KILIÇ'IN SAYESİNDE KAPATILMAKTAN KURTULDUNUZ'
Seçim barajı tartışmaları üzerinden Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın itibarsızlaştırmaya çalışıldığını dile getiren Destici şöyle devam etti: "Bunun üzerinden Anayasa Mahkemesini suçlamak ve Anayasa Mahkemesi Başkanını itibarsızlaştırmaya çalışmak çok büyük bir ayıp ve yanlıştır. Bu Anayasa Mahkemesi Başkanı değil mi yıllardır o mahkemede dindarların, muhafazakarların temsilcisi olan. başörtüsü yasaklarında, imam hatip okullarında, Kur’an kurslarının tekrar açılmasında hep olumlu karar veren ve hep tüm dindar kesimin sevgisini kazanan bu mahkeme başkanı değil mi? En son iktidar partisinin kapatılması için dava açıldığında bir oyla kurtuldunuz kapatılmaktan, kimin sayesinde? Haşim Kılıç’ın sayesinde. En azından adam bunun hatırına bir vefa gösterir de sesini çıkarmaz. Ayıp be ayıp!"
Öte yandan kongre sonucunda tek liste olarak seçime giren Hayati Bakdur il başkanı oldu.