MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Twitter'dan yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Mübarek Ramazan ayının manevi görkemiyle, maneviyatımızı bereketlendiren eşsiz nimetleriyle müşerref olmayı sürdürüyoruz. Günler uzun, havalar sıcak olsa da rahmet çeşmesinden kana kana içmeyi mükafatların en güzeliyle taltif edilmeyi diliyor ve huzura koşuyoruz. Sabırla, duayla, dostlukla, kardeşlikle, paylaşmanın ve karşılıklı yardımlaşmanın nurlu sofrasında halka halka diziliyoruz.

İftardaki ilk yudumumuzda, şu an çöl şartlarında yaşayan ve içecek bir bardak suya hasret binlerce Türkmen kardeşimizi görüyoruz. Birileri altın bilezik demeye devam etsin; biz evsiz barksız Kerkük’lü minicik Ayşe’yi, aç susuz Musul’lu Hüseyin’i düşünüyoruz. Etrafımızda ne çok kan akıyor, ne çok dram yaşanıyor, ne çok gözyaşı yere düşüp Ortadoğu’nun kadim topraklarına karışıyor.

Gazze’ye bakın ölüm üstüne ölüm var, Türkmeneli’ne bakın vahşetin her türü var, Suriye’ye bakın şiddetin en koyusu var. Bir yanda IŞİD terör çetesi cami yıkarken, diğer yanda İsrail haydut devlet olma yolunda hızla ilerliyor ve camilere füze yağdırıyor. Bir yanda IŞİD denen karanlık şebeke insan kesiyor, diğer yanda İsrail 3 yaşındaki Filistinli Mueyyid’i mezara sokuyor. Hz. Yunus’un kabri yıkılıyor, Kâbe yıkılmakla tehdit ediliyor, erenlerin evliyaların kabirleri iblis piyadelerince saldırıya uğruyor. Daha acısı bunlardan “Müslümansanız, inanıyorsanız” sözleriyle acizce yardım dilenenlerin ‘Adam’ım diye ortalıkta gezmesidir.

IŞİD ve İsrail’in zulmünü kınıyorum ve zalimlerin topluca hesap vereceği günlerin yakın olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin dibine can pazarı kurulmuş durumda. Gerçekten de Müslümanların ufku kandan kıpkırmızı kesilmiş halde. Kulağı tıkalı, dili mühürlü, kalbi hacizli olanlar sadece konuşuyor, sadece tantana yapıyor, sadece gürültü kirliliğine neden oluyor. IŞİD’e gelince dilini yutanlar, İsrail’e gelince lafta atıp tutuyor, fakat bu bayatlamış malın alıcısı da artık bulunmuyor.

İçimizi yakmak için kuyruğa girenler Kahramanmaraş’ta, Adana’da, Gaziantep’te Suriyeli mültecilerle vatandaşlarımızın arasını açıyor. Aman dikkat edelim, tehlike hakikaten de kapımıza dayanmıştır. Suriyelileri hesapsız, plansız ve kontrolsüzce yurt sathına dağıtanlar sahnelenmesi an meselesi olan vahim oyunu görmelidir. Geçtiğimiz günlerde, İstanbul Esenyurt’ta Cami kundaklayanlar yalnızca Ehlibeyt aşığı Caferi kardeşlerimi değil, hepimizi hedef almışlardır. Dikkat ediniz; sosyal dokumuz zedeleniyor, milli bünyemiz yabancı nakillerle hasar alıyor, sarsılıyor, sancılanıyor.

İnşallah kara taassup kaybedecek, inşallah Mescid-i Dırar’ın elebaşları çökecek, inşallah hak batıla her zaman olduğu gibi üstün gelecek. Odunun yaprağı olmaz, mazlumun ahu yerde kalmaz, yalanın sonu gelmez, yanlış ve yozlaşmış kişiliklerin akıbeti de iyi olmaz."