Doğan'dan bir cevap daha

Aydın Doğan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugünkü AK Parti Bayrampaşa İlçe Kongresi'ndeki konuşmasında kendisine yönelik sözlerine cevap verdi.

Doğan'dan bir cevap daha

Doğan, Hilton olayının çok ucuz bir polemik olduğunu belirterek, kendilerinden yasal olmayan hiçbir şey istemediklerini söyledi. Aydın Doğan, "Başbakan kendisi bana sordu 'Hilton'u ne yapacaksınız' diye bende yanına modern tesis yapacağımızı söyledim, Hilton diye bir mesele yok" dedi. Başbakan ısrarla Hilton diyor. Hilton da sizin istediğinizi biz yapmadık. Ondan dolayı siz bizim üzerimize gidiyorsunuz diyor. iki gündür bunun üzerinde çok duruyor. Nedir bu Hilton hikayesi? Bak kardeşim bu çok ucuz bir polemik. Bir ülkenin Başbakanının bu kadar ucuz polemiğe girmesi hakikaten beni çok rahatsız ediyor. Tayyip Bey'i de tanıyorum. Niye bu kadar ucuz polemiğe girdi diye de tereddüt ediyorum. Hilton da ne var. Ben bu ülkede yaşayan 24 bin adam çalıştıran bir çok şirketleri olan bir grup olarak her gün devletten müracaatlarımız işlerimiz Hilton da eğer ben onlardan yasal olmayan bir şey istedimse zaten vermemeleri lazım ben yasal olmayan bir şey de istemedim. Yasal istedim de vermiyorlarsa burada da onlar suç işliyor. Yani Hilton da ne varmış da Başbakan diyor ki bana geldi Ben Başbakan'a Hilton için gitmedim Başbakan diyor ki siz değil misiniz bana gelen ben konuşmadınız mı aracılar koymadınız mı Bak öyle değil ama velev ki Başbakan'ın tabiriyle söyleyeyim. Ben ona gittim ben ona Hilton için gitmedim Başbakan karıştırıyor olayları Ben Başbakan'a Sayın Başbakan 2,5 Milyar dolar paramız var biz bu ülkede yatırım yapmak istiyoruz. Siz Hyundai'ye Çek Cumhuriyeti'ne gitme gel Türkiye'ye sana teşvik verelim diyorsunuz ben sizden ne teşvik istiyorum, ne yatırım bildirimi istiyorum, ne kredi istiyorum ben sadece ruhsat istiyorum o ruhsat ile yatırım yapacağım direk 2 bin 2 bin 500 kişiye iş vereceğim en direk yolla 15 bin kişiye iş vereceğim ve 3 yılda da bu işi bitireceğim rafineri kuracağım dedim. Nerede kuracaksın dedi Ceyhan da dedim. Hayır orayı bizim Çalık istiyor ona söz verdik. Dedim ki Çalık da kursun ben de kurayım. Petrol dağıtıcısıyım Çalık müteahhit. Ceyhan-Samsun hattını yapıyor. Yok dedi bu işin içerisinde Putin var Bu işin içinde Berlusconi var dedi Eni var dedi. Ocak ayında bu iş konuşulacak. Bir daha Ocak ayında konuşalım. Peki dedim. O arada kendisi bana sordu. Hilton'u ne yapacaksın diye. Ben de kendisine, Valla Hilton'u aldık, biz aileye mülk olarak aldık. Şu anda ne yapacağımı bilmiyorum ama bu haliyle Hilton demode oldu. Yenilenmesi lazım. Rantabl olması için yanına bazı ilave şeyler de yapılması lazım dedim. O da bana belediye başkanı ile konuşayım dedi. Siz Başbakan'dan bir şey istemediniz… Hayır. Ben Başbakan'dan bir şey istemedim. Sadece o sordu ben de anlattım. Niye Başkanla görüşmediniz? Görüştüm. Geldim Belediye Başkanı ile görüştüm. dedim ki,"Başkan ben buraya modern bir tesis yapmak istiyorum.Tesisi koruyarak. Aynı yerde olmasını temin ederek. Bugün bazı yayın kuruluşları diyor ki, koruma altına alındı. Koruma altına alınmasını ben istedim. Ben Hilton'u yıkıp da yerine gökdelenler yapmak gibi bir niyetim yok. Bu tamamen marjinal medyanın şeyleri. Belediye Başkanını ben burada inşaat yapmak istiyorum ama siz bana burada eğer halkı, çevreyi ve şehri rahatsız edecek bir fazla rant getirecek bir imar verirseniz ben onu zaten kabul etmem. Ne kendi ismime, ne aileme böyle bir şey getirtmem. Hilton diye böyle bir mesele yok. Ben zaten o zaman Hilton nereden çıktı. Şişli Belediyesi o bölgenin Şişli Belediyesi'nin başkanıyla görüşmediniz mi? İstekte bulunmadınız mı? Efendim sayın başbakan diyor ki, istekte bulunmak suç mu? Tabi istekte bulunacağım. 2. Sayın Başbakan sapla samanı karıştırıyor. Ona kim gelip ne söyledi bilmem. Evvela Şişli Belediyesi orada bölge tadil, imar tadili yapmış. Benim arsamı koymamış, belediye duvarına da asmış demiş ki itiraz edenler varsa gelsin. Benimle beraber 300 kişi itiraz etmiş. Burada bizim de gayrımenkulümüz var. Burayı da imar planlaması içerisine alın. Ondan sonra da Şişli Belediyesi imar planlaması içerisine almış. Ben ne onlardan bana 3 emsal, 4 emsal verin, bir emsal verin diye bir şey istedim, ne de böyle bir şey yapın. Tamamen ben onun için üzülüyorum. Ne bir ülkenin, ne İstanbul'un Büyükşehir Belediye Başkanı, ne de bir ülkenin başbakanı böyle ucuz şantaj yollarına gitmez. Ne demek benden şey istedi vermedim, onun için yayın yapıyor. Zaten yasal olmayan bir şeyi vermemen suç, yasal olan bir şeyi de vermemen suç. Başbakanı anlamakta zorluk çekiyorum. Basit şeylerle uğraşıyor, ucuz siyasi şantaj yapıyor. Bunun sonucu siyasi şantajdır, polemiktir. CNN'e karasal yayın izni verilmediği için diyor? Kardeşim böyle bir mantık olabilir mi? Siz hükümetsiniz, siz devletisiniz. Bende Türkiye'de yayıncılık yapan bir grubum. Ben RTÜK'e müracaat edip, karasal yayın izni verin dedim. Onlar da bu Rekabet Kurumu'nun işi dedi. Biz de oraya gittik. Rekabet Kurumu'ndan onay çıktı. Biz şimdi RTÜK'ten bunun çıkmasını bekliyoruz. Anlaşılan RTÜK'e Başbakan talimat vermiş. Bu kadar kısır anlayışı anlamakta zorluk çekiyorum, üzülüyorum hakikaten. Ben 50 yıldır bu memlekette iş yapıyorum. Bana göre bir hafta kalmasına gerek yok, bugün açıklasın. Benim suçum varsa bugüne kadar ve elinde tutuyorsa suç işliyor. Benimle ilgili bir şey varsa mahkemeye neden vermiyor. Eğer elinde tutuyorsa o da şantaj. Bunları konuşan ülkenin Başbakanı. Sen beni hemen savcıları getirip, tutuklayacaksın. Bu zulümdür, hadi beni hapsedin. Bir taraftan AB diyeceksin, sonra da yayıncılara yayın yaparsanız bakın ben sizi ne yaparım diyeceksin. Ben bütün vurgunların üstüne gideceğim dedi. Dişli olayı patladı, Gaziantep olayı patladı, Deniz Feneri ve Batman olayı patladı. Bir suçlu arıyor, bizim grubumuzdan başka yandaş olan grup marjinaller dışında kalmadı. Onun için de seni susturacağım diyor. CHP ile hareket ettiğinizi söylüyor... Bu da beni çok üzüyor. Ben ne CHP'den ne de Ak Parti'nin adamıyım. Ben bu ülkenin bağımsız, yansız medyasıyım. Benimle övünmesi lazım. Ülkemde bağımsız, yansız bir grubum var diye övünmesi lazım. Biz oturmuş müesseseyiz. Beni kalkıp da bunu yazdın bak ben sana ne yaparım. Ama biz kan kusuyoruz, kızılcık suyu içtik diyoruz. Ben yapılan baskıyı yayın politikasına getirmedim ama artık tahammül edilmez noktaya getirdi. Ben hakkımı AB'de mi arayacağım. Böyle bir şeyi AB ile konuşursa gülerler. Vur vur inlesin Aydın Doğan dinlesin diye birini Başbakan yuhalatır mı. Ben Başbakanın ne rakibi, ne yandaşı, ne de hasmıyım. Doğru olanın da yanındayım, yanlışı da yazmak zorundayım. Sana yakışmıyor bu tip şeyler. Genç yaşında Başbakan oldun. Bırak bizimle uğraşmayı. AB'ye Türkiye'yi götür, biz de yardımcı olalım. Bizim medya gurubumuz biat etmez. Yansızlık var, bağımsızlık var, doğrular var. Olmuştur yanlışlarımız. Ama onları da düzeltiriz. Bizim yayınlarımızın arkasında kişisel birşey arama. git vurgucuya, soyguncuya yapış. Deniz Feneri'ne yapışmıyorum, haber yapıyorum. Beni susturursan, tek sesli medya demokrasi mi olur. Demokrasi seni doğurdu. Güneysu ilçesinden, Kasımpaşa'dan çıktın, şapka çıkartıyorum. Ama demokrasi olmasaydı sen bunu yapamazdın. Demokrasi varsa özgür basın olmalı. Tek gözlü medyayla demokrasi olmaz. O yansız, özgür basına saygı duyman lazım. Saygı duymayı bırak, içine sindirmen lazım. Hasım gibi görüyor bizi. Ben siyasetçi değilim ki. Benim ailemle uğraşıyor diye söylüyor. Benim kültürümde aileyle uğraşmak yoktur. Ben nasıl uğraşmayım. Benim rakibimle Tayyip Beyin damadı aynı şirkette. Benim aleyhime yayın yapıyorlar. E bu da kimin talimatıyla oluyor? Siz muhalefet yapıyorsunuz, çünkü avantaj sağlamıyoruz diyor Bu siyasi şantaj. Gelmiş geçmiş iktidarlar gördüm böyle bir şey olabilir mi. O zaman her yaptığımızın karşısına böyle çıkacak. Vergi yatırırken de gidip istiyorum. Devletle işim var. Kaldı ki RTÜK vermiyorum dememiş veriyorum demiş. Anlıyorum ki Tayyip Bey verilmesin diye talimat vermiş. Ben söylüyorum eğer CNN'e verilmezse onun talimatıyladır. Ben söyleyeyim. Biat kültürü yok bizde. Biat etmeyiz. Dua ediyorum Tayyip Bey de demokrasiyi içine sindirsin. Bağımsız basını içine sindirsin. Biz de yardım edelim. Rakiplerini eleştir. medyayla ne işin var. Türkiye'nin AB'ye girmesi için uğraş bizde elimizden geleni yapalım. Tehditle, şantajla, baskıyla, bunun adı demokrasi değil diktatörlük rejimidir. KANAL D İLGİLİ HABERLER:

ERDOĞAN, AYDIN DOĞAN'A MÜHLET VERDİ!

ERDOĞAN, DOĞAN GRUBU'NA ATEŞ PÜSKÜRDÜ! - İZLE

AYDIN DOĞAN'DAN BAŞBAKAN'A CEVAP

<< Önceki Haber Doğan'dan bir cevap daha Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER