ABD Savunma Bakan Yardımcısı Eric Edelman, Türk tarihinde
Atatürk, İsmet
İnönü, Turgut
Özal gibi ''
kriz dönemlerini
ülkenin ilerlemesine doğru yönlendirmeyi başarmış'' liderleri överek, ABD'nin
Türkiye'de böyle güçlü liderliğe ihtiyacı olduğunu söyledi.
ABD başkentinde, The
Washington Institute for Near Eastern Policy adlı düşünce kuruluşunun geleneksel ''
Turgut Özal'' oturumunda bu yıl,
Temmuz 2003-2005 tarihleri arasında Türkiye'de
ABD büyükelçiliği görevinde bulunmuş olan Edelman konuştu.
ABD'de Savunma Bakan yardımcılığı görevini yürüten Edelman, ''reformlarıyla Türkiye'nin yüzünü batıya çeviren Atatürk başta olmak
üzere İkinci Dünya
Savaşı sonrasında ülkeyi BM, NATO gibi uluslararası kuruluşlara yönlendiren İsmet İnönü'yü ve Türkiye'yi
ekonomik ve
siyasi olarak dünyaya açan'' Turgut Özal'ı övdü.
ABD'nin Türkiye'de, ''Atatürk, İnönü, Özal gibi liderlere ihtiyacı olduğunu'' bildiren Edelman, Atatürk'ün, popülerlik oranını hesaba
katmadan ülkenin çıkarına olan reformları kararlılıkla ilerletmesini ve Özal'ın,
Körfez Savaşı dönemindeki kararlı tutumunu örnek gösterdi.
''MÜTHİŞ LİDERLİK KAPASİTESİ''
Türkiye'deki mevcut liderliğe ilişkin görüşü sorulan Edelman, Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''özellikle hükümetin ilk dönemlerinde siyasi ve ekonomik reformlarda müthiş bir kapasite sergilediğini ve Türkiye'nin
Avrupa Birliği ile müzakerelere başlamasına giden yolu hazırladığını'' kaydetti. Edelman, hükümetin aynı zamanda
Kıbrıs sorununa
Annan Planı'na dayalı çözüm yönünde büyük bir cesaret sergilediğini de vurguladı ve bu sayede Kıbrıs'ta ''40 yıldır ilk defa çözüme bu derece yaklaşıldığını'', ancak Kıbrıs Rum kesiminin referanduma ''hayır'' demesiyle sürecin sekteye uğradığını anlattı.
Eric Edelman, ''müthiş bir liderlik kapasitesi'' bulunduğunu söylediği Erdoğan
Hükümeti halen görevde olduğu için bu konuda başka yorum yapmanın doğru olmadığını söyledi. Edelman, Atatürk'ün, popülerlik oranını hesaba katmadan ülkenin çıkarına olan reformları kararlılıkla ilerlettiğini hatırlattı.
''BİRŞEYLER YAPILMASI GEREK''
Türk halkının
Amerikan yönetimine olumlu bakışının bütün dünyaya göre anketlerde en düşük düzeyde olduğu ve yüzde 12'lere indiğinin
hatırlatılması üzerine Edelman, Türk ve Amerikan yönetimlerinin üst düzeyde tutarlı bir şekilde fikir alışverişinde bulunmalarının yararlı
olacağını söyledi.
Türkiye'de görev yaptığı dönemde Türk halkının Amerika'ya yüzde 23 oranda olumlu baktığını hatırlatan Edelman, bugün yüzde 12'ye düşen bu
oran konusunda hem Türk, hem de Amerikan hükümetlerinin birşeyler yapması gerektiğini belirtti.
''TÜRBÜLANS SIR DEĞİL AMA AŞILIYOR''
Edelman, ''Türk-Amerikan ilişkileri, her iki tarafın da dikkatini gerektiriyor'' dedi. Edelman, iki ülkenin de sürekli olarak ilişkilerin boyutunu geliştirme üzerinde çalışması ve birbirine danışmasının, her iki kamuoyunun da ilişkilerin önemini kavramasına yardımcı olacağını söyledi. ABD Savunma Bakan Yardımcısı, ''Türk-Amerikan ilişkilerinde sadece
Ermeni ve
PKK meseleleri yok. Bu ilişkilerin boyutu çok geniş. Kıbrıs,
İran,
Irak,
Suriye, Türkiye'nin enerjinin dağıtıldığı bir merkez oluşu, Türkiye'nin
Ukrayna ve
Rusya ile ilişkileri ve çeşitli NATO meseleleri söz konusu'' dedi.
''ABD, uzun bir tarihimiz olan Türk-Amerikan ilişkilerine değer veriyor'' diyen Edelman, 11
Eylül sonrası dönemde, Irak savaşıyla
başlayan ''türbülansın'' bir sır olmadığını, ancak bunların aşılmakta olduğunu kaydetti.
''IRAK, PKK İÇİN BARINAK OLMAKTAN ÇIKMALI''
Edelman konuşması sırasında, ''kalbimiz, PKK
terörünün elinde hayatını kaybeden Türklerin aileleriyle birlikte'' diyerek, Irak'ın
terör örgütü PKK için bir barınak olmaktan çıkması gerektiğini söyledi.
Eric Edelman, ABD ile Türkiye'nin, bu konuda
işbirliği içinde olduğunu belirterek, ''istihbarat paylaşımında iki ülke hiç bu kadar
yakınlaşmamıştı'' dedi.
Terörist faaliyetleri önlemenin yollarını ararken askeri gücün ötesindeki yöntemlerin de değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Edelman,
Güneydoğu'da ekonomik durumun iyileştirilmesi yönündeki çabaların da yararlı olacağını kaydetti.
''TÜRKİYE DE HEDEFTE''
ABD'nin İran konusunu diplomatik olarak çözmeye kararlı olduğunu ifade eden Edelman, Türkiye'nin, bu yönde AB'nin üç ülkesiyle
yürütülen sürece verdiği destekten Washington'ın memnun olduğunu ve bu desteğin devam etmesinin beklendiğini söyledi.
Edelman, İran'ın nükleer kapasite elde etmesi durumunda coğrafi olarak bundan en büyük zarar görecek ülkelerin
bölge ülkeleri
olacağını ve
İsrail ile Türkiye'nin ''hedefte'' bulunduğunu söyledi.
Genel olarak Türk-İsrail ilişkilerinin iyi olması gerektiğini vurgulayan Edelman, İsrail ve Türkiye'nin bölgede iki demokratik ülke olduğunu ve bölgenin demokratik olarak ilerlemesine katkıda bulunduğunu kaydetti.
IRAK
Irak'ta
El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide liderlerinden Ebu Musab El Zerkavi'nin öldürülmesinin halkta bir rahatlama yarattığını savunan Edelman, Türkiye'nin Irak'ta istikrar için gösterdiği çabaları, özellikle Sünnileri İstanbul'da bir araya getiren girişimi övdü.
Edelman, ''aynı Türkiye'de olduğu gibi Irak'ta da demokratik, laik, komşularını tehdit etmeyen bir hükümet görmek istiyoruz'' dedi.
Kerkük'ün durumuna ilişkin bir soru üzerine Edelman, ''bu, Iraklılar için çok hassas bir konu. Sadece Türkmenler için değil Sünnive Şii Araplar için de önemli'' dedi ve bu kentin konumuna ilişkin kararın Iraklılara ait olduğunu söyledi.
Bir katılımcının, ''Irak'ta istikrar için bu ülkenin bir Atatürk'e ihtiyacı olduğu'' yönündeki yorumuna karşılık Edelman, Lord Kinrose'un
Atatürk ile ilgili sözlerini hatırlattı. Edelman, Atatürk'ün 1920'lerin Türkiye'sinde ''liberal olmayan'' yöntemler kullanarak ülkeyi
modernize ettiğini, ancak o yıllarda geçerli olabilecek bu yöntemlerin bugün modern dünya tarafından Irak'ta kabul edilmesinin kendi görüşüne göre mümkün olmadığını söyledi. Edelman, ''her ülke kendi yolunu kendisi bulmalı'' dedi.
KIBRIS-AB
Kıbrıs meselesinin, Türkiye'nin
AB üyeliği önünde engel teşkil ettiği yönündeki bir yoruma karşılık Edelman, bu meselenin
''potansiyel bir engel'' olarak görüldüğünü ancak çözülmesi yönünde birlikte çalışıldığını söyledi. Edelman, Kıbrıs meselesinde Türk
hükümetinin son birkaç ayda ''esneklik'' sergilediğini belirterek aynı esnekliği diğer tarafların da göstermesi gerektiğini kaydetti.
ABD'nin, Türkiye'nin AB üyeliğine verdiği desteğin 1963 tarihine kadar uzandığını ve yeni bir şey olmadığını belirten Edelman, ''biz bu
konuda hep tutarlı olduk'' dedi.
Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin öneminin geçmişte, NATO'nun güney kanadı olmasından kaynaklandığını,
Soğuk Savaş ve
11 Eylül sonrasında
ise bunun, Geniş
Ortadoğu bölgesinde demokrasinin yerleştirilmesinde bir çeşit
model olmasına dayandığını kaydeden Edelman, ''Türkiye'nin
AB üyeliği sadece Türkiye'nin değil AB'nin ve dünyanın da çıkarına'' dedi.
DANIŞTAY SALDIRISI
Danıştay saldırısının Türkiye'de laikliğe yapılmış bir saldırı olup olmadığı yönündeki soruya karşılık Edelman, ''halen soruşturması süren bir konu hakkında yorum yapmakta tereddüt ederim'' dedi.Edelman, Türkiye'nin geçmişte siyasi şiddet yüzünden çok sıkıntı çektiğini belirterek, Türkiye'de kimsenin bu döneme geri dönülmesini istediğini sanmadığını kaydetti.
''PATRONUMLA AYNI GÖRÜŞTEYİM''
ABD
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in, ''Türkiye eğer 1
Mart Tezkeresi'ne onay verseydi Irak'ta isyancıların bugünkü kadar güçlü
olmasının önüne geçilebileceği'' yönündeki görüşüne katılıp katılmadığı sorulan Edelman, ''patronumla aynı görüşteyim'' derken,
''açıkça söylemek gerekirse bu, hiçbir zaman cevabını bilemeyeceğimiz bir şey. Şu anda bulunduğumuz noktadayız. İki ülkenin de geçmişte
olanlara obsesif bir şekilde takılmaktan vazgeçmesi gerek'' dedi. Edelman,
Süleymaniye olayının da artık geride kaldığına işaret etti.
TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ
Edelman, bir soru üzerine, Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerini ilerletmesinin, Türkiye'nin batıyla ilişkilerine alternatif olarak görülmemesi gerektiğini söyledi. Eric Edelman, ABD'nin, Türkiye'nin hem Rusya, hem de Ukrayna ile yapıcı ilişkiler içinde olmasını görmekten memnun olacağını kaydetti.
Bakü-Tiflis-
Ceyhan boru hattının işlerlik kazanmasına da değinen Edelman, Türkiye'nin bölgede bir ''enerji deposu'' rolü oynayacağını
söyledi ve 10 yıl önce Baku-Tiflis-Ceyhan hattına inanmayanların varlığına işaret etti.
AA