12
Eylül referandumu yaklaştıkça
sivil toplum kuruluşları ve
iş dünyası kullanacağı oyun rengini açıklıyor. Geçtiğimiz ay pravakosyon sonucu meydana gelen olaylarla gündeme gelen
Bursa'nın
İnegöl ilçesi referandumda '
evet' oyu verecek.
İnegöl'de 53 sivil toplum kuruluşu ile 47 mahalle ve köy
muhtarı eski
Demokrat Parti (
DP) Genel Başkanı
Süleyman Soylu'nun katıldığı törende 'evet' oyu vereceğini açıkladı.
Bursa Girişimci İşadamları Derneği (BUGİAD) ve
Müstakil Sanayici İşadamları Derneği İnegöl Şubesi tarafından Angelecoma Otel'de düzenlenen
iftar yemeğine katılan 53 STK temsilcisi ile 47 mahalle ve köy muhtarı referandumda 'evet' oyu vereceklerini açıkladı.
İftarda konuşan BUGİAD İnegöl Şube Başkanı Ahmet Akıskalı, "Ülkemiz için referandum kaçınılmaz bir fırsattır.
Umut ediyoruz ki 13 Eylül sabahında kazanan ülkemiz olacaktır." dedi.
MÜSİAD İnegöl Başkanı Ahmet Güleç ise referandumun istikbali açısından çok önemli olduğunu söyledi. Eski DP Genel Başkanı Süleyman Soylu ile çok sayıda eski DP Genel Başkan Yardımcıları ile çok sayıda eski DP'li yöneticiler de iftarda hazır bulundu. Gecede
Türkiye Muhtarlar Derneği Genel Başkanı Bekir Kahyaoğlu da referandumda 'evet' diyeceklerini açıkladı. Kahyaoğlu, "Referandumu bir fırsat olarak gördüğümüz için 'evet' diyeceğiz." dedi.
Ünlü standapçı
Atalay Demirci de mini bir gösteri yaptı. Demirci, "Referandumda 'hayır' diyenler benden de
komik. Sezen
Aksu 'evet' dedi, hayırcılardan tepki aldı. 1980 darbecileri ne kadar cesurca 'evet' diyecekler de cesur olmalıdır" dedi.
SOYLU: NAMUS BORCUM OLDUĞU İÇİN 'EVET' DİYECEĞİM
Eski DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, "
12 Eylül referandumunun normal bir referandum olmadığını belirterek, insanın
doğumundan sonra en önemli konunun kişinin hürriyeti olduğunu söyledi. 12 Eylül'ün milad olduğunu kaydeden Soylu, "Türkiye'de 8 yıl önce herkesin 'muhtar bile olamaz' dediği kişi yıllardır başbakanlık yapıyor. 400 yıl önce sanatın, bilimin merkezi Avrupaydı. İlk kez merkez Avrupadan Asya'ya doğru kaymaktadır. Yüzyıllar sonra Türkiye'nin önüne gelmiş bir şanstır. Bizim dışımızda herkes anlıyor Türkiye'nin merkez olacağını. Yepyeni bir dünya düzeni var, Türkiye bunu yönetmelidir. Birinci öncelik demokrasidir. Herkesin birinci vatandaş olması gerekiyor. Ülkemizin güzel fotoğrafının yanında kötü fotoğrafı da var. Genel Kurmay Başkanı, karargaha zehirlenme korkusuyla sefer tasıyla yemek taşıdı. 28
Şubat deyince yüreğim yanıyor.
Allah şahit olsun ki 'bin yıl süreceği söylenilen 28 Şubat dönemi 12 Eylül akşamı sona erecektir. Her türlü fırsatın önümüzde olduğu bir Türkiye'de yaşıyoruz. Vesayet
sistemi kendini korkularla yaşatıyor." diye konuştu.
Türkiye'de idam kararlarının altında imzası olanların
Anayasa Mahkemesi üyesi olduğunu hatırlatan Süleyman Soylu konuşmasına şöyle devam etti: "Vesayetçilerin bir tek istekleri vardır; Bu millet zenginleşmesin, kendi kendini yönetemesin. Üzüntüm şudur; 30 yıl sonra bugünü de anlamdıramazsak yazık olur. Yarına ulaşmak ve yaşamakla ilgili garantimiz yok. İnsanların geleceği için herkes elinden geleni yapmakla mükelleftir. Bu ülkede imtiyazlılar var.
Orgeneral Saldıray Berk'i 5 aydır hakim önüne çıkaramıyorlar. Neden evet diyorum; Çünkü namus borcum olduğu için. Sadece 145. Madde için bile milyon kere 'evet' denilir. Şunu anlayamıyorum, 411 oyla üniversiteye
eğitim özgürlüğü getiren maddeye oy verirken MHP, neden hayır diyor? 12 Eylül akşamı
vesayet sisteminin ruhunun özüne dokunalacak. '
Hayır' diyenler vallahi de billahi de
AK Parti iktidarıyla ilgili değil, sadece 1961 ve 1982 anayasasının vesayetçi ruhuna dokundurmamak derdindeler. Bu referandumu siyasi ortama çekmeyin. Türkiye'de bu sistem sona ermelidir."
SABİH KANADOĞLU İLE AYNI YERDE OLMAMAK İÇİN 'EVET' DİYORUM
Eski DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, 12 Eylül'ü Türkiye için anlatmakta zorlandığını söyledi. Soylu, "İnsanın doğum anından sonraki en önemli olaylardan biri de özgürlüktür. 145. madde sivil-asker ilişkilerini yeniden düzenliyor. Artık cuntacı askerler savcı karşısına çıkacak. Sadece bu madde için bile milyonkere evet denir. Türkiye'de bütün sistemin yeniden düzenleyeceği yeni bir tarihin başlangıcıdır 12 Eylül. Araba ve anahtarın sahibi biziz.
Hükümet frense, yargıtay gazsa,
cumhurbaşkanı şanjımansa
arabanın sahibi millettir. İstedğimiz zaman arabayı çalıştırırım, istediğim yöne sürerim. Bana 'Niçin hayır demiyorsun?' diyorlar. Ben 2007'de bir şey gördüm. Gelecek vaad eden iki siyasetçi
Erkan Mumcu ve
Mehmet Ağar. 367 dayatmasında millet iradesini kabul etmeyince, millet tarafından
tasfiye edildi. Sadece bunun için 'evet' diyorum. Herkes bunu görsün.
Sabih Kanadoğlu ile aynı kanaatta olmamak için, bu ülkeyi milyarlarca dolara zarara uğratan Mümtaz Soysal'la aynı yerde olmamak için Allalhıma şükürler olsun ki evet diyorum." dedi.
Öte yandan bir süre önce
Haydar Baş'ın Genel Başkanlığını yaptığı
Bağımsız Türkiye Partisi'nden
istifa eden Tahtaköprü Belediye Başkanı Eşref Yiğit de referandumda 'evet' oyu kullanacağını açıkladı. Gecenin sonunda 53 STK temsilcisi ile 47 mahalle ve köy muhtarı hatıra fotoğrafı çektirdi.