Birleşimi açan
TBMM Bakanvekili
Nevzat Pakdil,
Erbakan'ın ''aziz hatırası'' önünde Genel Kurulu 1 dakikalık saygı duruşuna davet etti.
ERBAKAN'I MİLYONLAR UĞURLADI - TÜM GELİŞMELERİ ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYIN
Saygı duruşunun ardından Pakdil, Erbakan'a Allah'tan rahmet, ailesi, yakınları ve Türk milletine
başsağlığı diledi. Pakdil, ''Ruhu şad, mekanı
cennet olsun'' dedi.
Pakdil, hükümet adına söz isteyen
Devlet Bakanı Mehmet Aydın'a söz verdi.
Erbakan'ın başarılı bir bilim insanı, yorulmak bilmeyen bir üniversite hocası ve Türk siyasi hayatının dünyaca tanınmış bir şahsiyeti ve kısaca ''milli görüş'' olarak adlandırılan siyasi hareketin 42 yıllık lideri olduğunu belirten Aydın, Erbakan'ın şu sıralarda ''hakka uğurlandığını'' söyledi.
Aydın, Erbakan'a Allah'tan rahmet, ailesi, yol arkadaşları ve Türk milletine başsağlığı diledi.
Erbakan'ın yakın siyasi tarihte unutulmayacak izler bırakan, vizyon ve misyon sahibi bir
siyasetçi v
e devlet adamı olduğunu kaydeden Aydın, Erbakan'ın
ülkenin birlik ve beraberliği ile kardeşliğinin güçlendirilmesini her şeyin üstünde tuttuğunu dile getirdi.
Aydın, Erbakan'ın bir ''
dava adamı'' olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Erbakan hocanın siyasi ufkunu anlamamızı kolaylaştıran anahtar terim onun 1977-78
koalisyon hükümeti döneminde 4. beş yıllık
kalkınma planına koymak için büyük çaba harcadığı maddi ve manevi kalkınma konseptidir. Böyle bir kalkınma vizyonu ve pek tabii onunla birlikte yürüyen projelerin birbiriyle organik bağlantı içinde olduğu 3 ana sütünü içermektedir. Bunlardan ilki, demokratik siyaset ve bağımsız dış
politika, ikincisi bilime ve teknolojiye dayalı yenilikçi sanayi eksenli bir iktisadi hayat ve bu hayatın adil bir şekilde inşası, bu iki sütunla paralel yürüyen manevi değerler merkezli bir eğitim ve kültür hayatı.
Merhum Erbakan'a göre bir ülkede siyaset düzgün gitmiyorsa hiçbir şey düzgün gitmez. Söz gelimi siyasette yeteri kadar hak yoksa, talepleriyle ve
inançlarıyla var olmak isteyen
halk yoksa o ülkenin kalkınması hayal olur. Çünkü, böyle bir durumda hiç kimse o ülkenin fiziki, manevi ve içtimai kuvvetlerini harekete geçiremez. Demokrasiyi amaç edinen siyaset milletin her kesimini siyasete dahil etmeyi temel proje olarak sürdürmek zorundadır. Bu anlayışın gerçeklik kazanmasında Prof. Erbakan'ın çok büyük katkısı olduğunu biliyoruz. Onun çabaları sonucu Anadolu'nun muhafazakar, mütedeyyin ahalisinin çok önemli bir kesimi siyaseti daha ciddiye almaya ve siyasi
katılım konusunda daha ısrarlı ve daha sebatlı hareket etmeye başlamıştır. Bu canlanış Türk demokrasisine ve
sivil siyasete hem genişlik hem de derinlik kazandırmıştır. Bir değerler rejimi olan demokrasinin bu milletin kültür ve inanç değerleri ile nasıl uyumlu şekilde yürüyebileceğinin ortaya konulmasından
merhum Erbakan'ın rolü ve payı inkar edilemez.''
-''ŞİDDETE TARAFTAR OLMAMIŞTIR''-
Demokrasinin aynı zamanda
sabır, metanet ve hassasiyet isteyen bir rejim olduğunu kaydeden Aydın, merhum Erbakan'ın bu konuda da iyi sınav verdiğini kaydetti.
Aydın, Erbakan'ın arka arkaya kurduğu 4 siyasi partinin kapatıldığını, kendisine karşı ''post
modern denilen
darbe yapıldığını'' ve insafsızca
mağdur edildiğini, buna rağmen hiçbir zaman şiddeti öngören
sokak hareketine
taraftar olmadığını ve ona asla taviz vermediğini vurguladı.
Erbakan'ın
Refah Partisi kapatıldığında ''Bu kararın tarihin akışı içinde zerre kadar ehemmiyeti yoktur. Önemli olan milletin huzur ve sükunudur. Bir tek kişinin dahi burnunun kanamasına gönlümüz razı olamaz'' dediğini anımsatan Aydın, demokrasinin Erbakan'a göre aynı zamanda bir hak,
adalet ve hürriyetler rejimi olduğunu, bunlarsız bir
Cumhuriyet, bunlarsız bir cumhur idaresinin olamayacağını ifade etti.
Erbakan'a göre laikliğin de kişi ya da gruplara göre olamayacağını, keyfi bir şekilde, tepeden
inme tanımlanamayacağını, laikliğin evrensel ölçülere göre
tarif ve uygulamasının olduğunu kaydetti.
Aydın, ''İnsanlar, hangi inançlara, kanaatlere sahip olurlarsa olsunlar baskıya, müdahaleye muhatap olmamalıdır. Böyle bir
laiklik, bir milletin hiçbir zorlama olmadan inancını yaşayabilmesini güvence altına alan bir modern laiklik anlayışıdır, bir hukuk ve siyaset ilkesidir. 'Biz laikliğe değil onun evrensel tatbikatına karşı olan sözde laikliğe karşıyız' diyor merhum Erbakan'' şeklinde konuştu.
Aydın,
Cumhuriyetin ilan edildiği gün doğan Erbakan'ın ''Ben böyle bir günde doğmuş olmaktan çok memnunum. Cumhuriyetin kendisi milletin tarihinde bizatihi büyük bir doğuştur. İnşallah cumhuriyetimizin yani cumhuriyet Türkiyesini lider bir ülke yapacağız. Yeni bir dünya kurulacak ve bütün ülkelerin önüne geçeceğiz'' sözleriyle konuşmasını tamamladı.