Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Türkiye'nin,
Avrupa Birliği'ne üyelik sürecini sabırla sürdürdüğünü söyledi.
Rusya dönüşünde uçağındaki
gazetecilerin sorularını
cevaplayan Erdoğan, süreci bir-iki liderin tıkadığına dikkat çekti. "Bu sabrımız nereye kadar gider bilemem?" uyarısında bulunan Başbakan, "Gelişmelere göre kendimizi kantara çıkaracağız, artık ilerleyen bir Türkiye var. AB kurumlarının karşılılıkları bizde de var. Er veya geç Türkiye'ye gel diyecekler." dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan, son dönemde
tartışma konusu olan 'basın özgürlüğü'ne, kendisi, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül ve
Fethullah Gülen Hocaefendi'ye yapılanlar üzerinden cevap verdi. Rusya dönüşü, uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, "Benimle ilgili, Cumhurbaşkanı ile ilgili, bazı arkadaşlarla ilgili yazdıkları yazılar, 20'yi aşkın kitap var. Fotomontaj resimler, internet sitelerinden alınma gayri ahlaki resimler var. Hocaefendi (
Fethullah Gülen) ile ilgili de yapmışlar. Bunların hangisinin meşruiyetle ilgisi var? Dünyanın neresinde böyle bir şey var?" tepkisini gösterdi. 'Cezaevinde 60 küsur gazeteci var' dendiğini ama gerçek rakamın 27 olduğunu belirten Başbakan, "Bunların hiçbirisi kitabından veya yazısından değil. Anayasal düzeni bozmaya teşebbüs,
terör örgütüne üye olmak, organize suç örgütleriyle bağlantı,
şantaj kasetleri içinde olmak... Belgelendiği için bunlar alınıyor." şeklinde konuştu. Kendisine ve hükümete
iftira attığı için özür dilemek zorunda kalan ve
İngiliz mahkemelerinde mahkûm edilen The Daily
Telegraph gazetesini de örnek vererek, "Bakın İngiltere'de bir gazete yalan haber yaptı. Dava açtık, bir iki ayda netice aldık. Çağırdılar, özür dilettiler." hatırlatmasını yaptı.
CHP'nin
bedelli askerlik teklifini de değerlendiren Başbakan, konuyu
seçimlerden sonra referanduma götürebileceğini söyledi. Anamuhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Sen çocuğuna valinin gözetiminde 21 gün askerlik yaptırırken hoştu da milletin çocuğu yaparken ağırına mı gidiyor?" eleştirisine ise şu cevabı verdi: "Bana çakıyor. Dövizli askerlik... Benim oğlum ABD'de hem Dünya Bankası'nda çalıştı hem de doktora yaptı. Hak kazandı. Bunu kullandı. Dövizli ile bedelliyi karıştırıyor. Bunu ağzına alıp nemalanmaya çalışıyor." Ardından kamuoyunun gündeminden düşmeyen '
bedelli askerlik'le ilgili düşüncelerini anlattı: "Ben karar veremiyorum. Vatandaş karşıma çıkıyor, 'benim param yok ben istifade edemeyeceğim, parası olan yararlanacak' diyor. Belki seçimlerden sonra vatandaşın görüşüne başvurulabilir. Ama böyle bir vaadin içine girmeyi düşünmüyorum. Gerekirse üzerinde çalışılabilir, diyorum."
Hükümetin
Libya konusundaki duruşunun aynı olduğunu belirten Erdoğan, birlik ve beraberliği süratle tesis edecek adımların atılmasını istediklerini vurguladı. Erdoğan, salı günü
Meclis grubuna hitaben yaptığı konuşmada, "K.
Afrika ve
Ortadoğu ülkelerinde yeni
Kerbela'lar istemiyoruz." şeklindeki sözlerini tekrarladı. Bununla bir '
Sünni-Şii' ayrımı yapmadığını vurgulayan Erdoğan, 'kardeş kanının akmaması gerektiğini' kastettiğini belirtti. Ancak sözlerinin yanlış aksettirilmesinden yakınarak, şunları dile getirdi: "Ben grup konuşmamda Libya konusuna değinirken kardeş kanı akmaması konusunda Kerbela benzetmesi yapmıştım. Bunu yanlış anlayıp, konu Libya olmasına rağmen, meseleyi Şia-Sünni ayrılığına çekenler oldu. Alakası yok. Nitekim Kerbela hadisesi yaşandığında henüz Sünni ve Şia diye bir ayrım bile yoktu." Erdoğan'ın sorulara verdiği cevaplar şöyle:
Bahreyn'deki olayları nasıl yorumluyorsunuz?
Orada da kardeş kanının akmasının engellenmesi için taraflar elinden geleni yapmalı. Gerek Suudi
Arabistan gerek Birleşik Arap Emirlikleri'nden gelen askeri yardımın geçici olduğuna dair bilgi aldık. Bu kalıcı olarak gelmiş bir
destek değil. İran'la
Dışişleri Bakanı'm Ahmet Davutoğlu'nun görüşmeleri oldu. İran'ın girmemesini
tavsiye ettik. Bahreyn'de olayları yatıştırmak için çalışma içindeyiz. Yakından takip ediyoruz.
AB ve ABD, Kaddafi rejimini gayri meşru ilan etti. Kaddafi kalırsa ne olacak?
Türkiye olarak yürüttüğümüz
siyaset, halkın birlik ve beraberliğini sağlamak. Tarafsızlığımızı korumamız lazım. Daha önce de söylediğim gibi biz petrol kuyularının değil halkın yanında olacağız.
Siz Kaddafi'ye halkın benimseyeceği bir devlet başkanı atamasını önerdiniz mi?
Kaddafi ne diyor: 'Benim resmi bir sıfatım yok'. Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam'a şunu söyledim: Baban böyle dediğine göre, Libya halkının
ittifak edebileceği birisiyle ülkede düzenin sağlanması pekala mümkün olabilir. Bu görüşme 10 gün önce oldu. Daha sonra Libya Başbakanı aradı, iki defa ona da aynı şeyleri söyledim. Bu görüşmelerin olumlu bazı etkileri var. Ona benzer bazı adımlar atılabilir. Libya'da halkın saydığı, her kesimin takdir edeceği isimler var.
Arap devrimlerinin AB ile ilişkilerimize uzun vadede etkisi ne olur?
AB'yi kendi içinde değerlendirmek lazım.
AB süreci bir iki liderde tıkanıyor. Gelişmelere göre kendimizi kantara çıkaracağız, ilerleyen bir Türkiye var. AB kurumlarının karşılıkları bizde var. Er veya geç Türkiye gel diyecekler. Benim merakla beklediğim 3 fasıl, ne çelmeler atacaklar, ne oyunlar oynayacaklar?
Türkiye yeter diyebilir mi?
Biz sabırla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Nereye kadar gider bilemem.
Son konuşmalarınızda Ergenekon sürecine dair 'ne savcıyım ne avukatım' diyorsunuz?
Ben halkın avukatıyım, CHP Silivri'nin avukatı. Yeni genel başkan bize
savcılık yakıştırdı. Biz hiçbir zaman savcı olmadık. Milletimizin avukatı olduk.
Dokunulmazlık sınırlandırılmasına ilişkin tartışmalarda mutabakata varılması sağlanabilir mi?
Siyasette kürsü masuniyeti farklı bir şey... Bunu sağlamazsak yasama organını yargının vicdanına terk etmiş oluruz. Bir başbakan olarak adım atsanız, bir savcı size karşı hissî baksa, hakkınızda
dava açsa, bir ülkenin başbakanı o savcının elinde
oyuncak olacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Bey'i
Sincan hakimi aldı, kendine göre dalgasını geçti. Benimle ilgi alt mahkemeler karar verdi. Aynı kişi MHP'den
aday adayı... Siyaseti nasıl bunların eline teslim edeceksiniz?
Seçim yaklaşırken AK Parti'nin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son açılış programlarında halkımızın teveccühünü iyi görüyorum. İlgi, alaka gayet iyi... Teşkilatın heyecanı iyi. Aday tespitinde ciddi yanlışlarımız olmazsa, halkımızla kaynaşacak listeler oluşturulabilirse güçlü bir kampanyayla halkın üstün teveccühünü kazanabiliriz.