Başbakan Erdoğan, Kral FM'de ''Gezegen Mehmet'' adlı programa katılarak
sunucu Mehmet Akbay'ın sorularını yanıtladı. Erdoğan, 3 Eylülde
Diyarbakır mitingine ilişkin bir ipucu vermesinin mitingin özelliğini ortadan kaldıracağını belirterek, Ankara'da konuştuklarının aynısını Diyarbakır'da da konuşacağını söyledi.
Akbay'ın, ''Bahçeli, 'Ankara'da, Kırşehir'de konuştuğunu Diyarbakır'da konuşabilecek mi?' diyor'' şeklindeki sözler üzerine Erdoğan, şunları kaydetti.
''Aynen.
Tayyip Erdoğan zaten bu. Tayyip Erdoğan, Tekirdağ'da ne konuşursa Van'da da onu konuşur. Bizde nabza göre
şerbet ver, anamuhalefet partisi liderinin yaptığı gibi git Tunceli'ye, Van'a
genel aftan bahset,
İstanbul,
İzmir, Ankara'ya geldiğinde 'ben onu demek istemedim' de, hemen manevra yap, bizim kitabımızda manevra yok, ilke var. Biz ilkelerle konuşuruz. Bugün bir şey duydum. 'Tek dil' diye bir ifade duydum. Bizim ilkemizde 4 başlık vardır, onlar da şudur; Tek millet, tek
bayrak, tek vatan ve tek devlet. Dil konusu,
resmi dil de tek dil. Yoksa herkes ana dilini kendi arasında istediği gibi konuşur. Biz resmi dil olarak asla Türkçe'nin dışında ikinci bir dil konuşmadık, böyle bir vaatte bulunmadık, yine bulunmayacağız. Bunu da Diyarbakır'da söylersem, böyle söylerim, başka türlü söylemem. Çünkü bu, bu ülkenin birliğini ve beraberliğini bozacak oyunlardan bir tanesidir. Biz bu oyuna gelemeyiz.''
-''BİRİLERİ BİZİ BÖLMEK İSTİYOR''-
Başbakan Erdoğan, ''
Kürt kökenli vatandaşlar hangi haklardan mahrumlar? BDP, Kürt kökenli vatandaşları temsil ediyor mu?''sorusu üzerine, hiçbir siyasi partinin bugün ''Kürt kökenli vatandaşların temsilcisiyim'' deme hakkına sahip olmadığını kaydetti.
Bu noktada
Türkiye'yi kucaklayan bir kimliğe sahip tek partinin
AK Parti olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Kişisel olarak söylüyorum. Kürt kökenli vatandaşıma yakınlığım, Türk kökenli vatandaşıma yakınlığımdan farklı değildir. Ona ne kadar yakınsam, ona da aynı şekilde yakınım. Yine bunu ayrıca söylemem lazım. Etnik unsurlara göre partiler temsil yetkisi almaz. Eğer böyle alıyorsa o zaman cüce bir parti olarak kalır, daha da ileriye gidemez. Şu anda BDP'nin böyle bir iddiası var. O iddiasını aynı şekilde kullansın. Peki soruyorum benim Kürt kökenli vatandaşlarıma yönelik BDP ne getirdi, ne getirebilir? Sadece kuru laf, başka bir şey yok. AK Parti olarak programımızda ülkemdeki bütün etnik unsurlara,
bölgelere, dinsel unsurlara yönelik vaadimiz çıkışımızda var. 73 milyonun kardeşliği için varız.''
Başbakan Erdoğan, etnik, bölgesel, dinsel milliyetçilik yapmadıklarını belirterek, ''Alevilerin
CHP'ye oy verdiği söyleniyor. Tercihleridir, nereye verirlerse verirler. Kalkıp da dayatma yapacak durumum yok, böyle bir hakkım da yok'' dedi.
''Bizim kitabımız ayrımcılık üzerine değil, milli birlik ve beraberlik üzerine inşa edildi. Aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz'' diyen Erdoğan, BDP'yi hiçbir zaman Kürt kökenli vatandaşların temsilcisi olarak görmediğini söyledi.
Milletin, bölge halkının kadir kıymet bildiğini, burada da bir sıkıntıları olmadığını ifade eden Erdoğan, ''Her zaman şahsımdan da örnek veriyorum. Eşim Kürt kökenli değil, Arap orijinlidir aMa
Siirtlidir, ben
Rizeliyim. Buyurun... Arap nire, Türk nire? Rize nire, Siirt nire? Ama ikimiz de İstanbul'da doğduk, büyüdük. Türk ile Kürt evli olan yok mu? Biz birbirimize girmişiz. Birileri bizi bölmek, parçalamak istiyor, bu gayretin içine girmek isteyenler var. Bu oyunu bozmamız lazım. Bu konuda
iktidar-muhalefet ayrımı olmaz. Ama biz muhalefeti hiçbir zaman yanımızda görmedik'' diye konuştu.
Erdoğan, ''
Balyoz,
Ergenekon operasyonlarını sizin organize ettiğiniz yönünde iddialar var. Bunun da orduyu yıpratmak için yapıldığı söyleniyor. Bu konuda görüşünüz nedir?''sorusuna, ''Muhalefet bu konuları hep çok iyi bilir. Muhalefet bunu çok iyi bildiğine göre bunun belgelerini, bilgilerini açıklasın. Konu zaten şu anda yargıdadır, yargı bu süreci devam ettirmektedir.
Yargıda olan bir süreçle ilgili söyleyeceğimiz bir şey yoktur. Yargı yürütmeye herhangi bir görevlendirme yaptığı zaman
emniyet teşkilatı da onun gereğini yerine getirir. Yargı aldığı her istihbaratı değerlendirir ve atılan adımlar bu istikamettedir'' yanıtını verdi.
-KILIÇDAROĞLU'NUN GENEL AFLA İLGİLİ SÖZLERİ-
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''genel af'' ile ilgili sözlerinin anımsatılması üzerine de Erdoğan, genel af söyleminden sonra ''Buna filanca dahil değil'' denildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
''Böyle bir genel af konusunu gündeme getirdiyseniz, A'dan Z'ye buna herkes dahildir. 'Filanca buna dahil değil'. Filanca buna dahil değilse diğer
terör liderleri buna dahildir veya terörde aktif rol alanlar dahildir. Ülkemde 7 bin şehidimiz var. Bunlara hesabı ey Kılıçdaroğlu nasıl vereceksin? Onların ailelerine nasıl vereceksin? O ailelerin şahsında bu millete nasıl vereceksin. Parlamentoda yüzde 63-64 çoğunluğa sahibiz. Biz bu Parlamentoda olduğumuz sürece böyle bir şey geçmez, geçemez. Bunu rüşveti kelam olarak Tunceli'de, Van'da kullanıyor.
Yatırım aslında 2011 seçimlerine yönelik bir yatırım. Zaten bu dönemde böyle bir şey olmaz. 2011'de de bu rüşveti kelam hiçbir zaman karşılık bulamayacaktır. İnanıyorum ki CHP'nin kendi tabanı ciddi anlamda buna tepki duyuyor. Bu tepki başladı zaten.''
Erdoğan, başörtüsü sorununun ne zaman ortadan kalkacağına ilişkin bir soru üzerine, ''Bugünden tezi yok. Eğer 'hak,
özgürlük, hürriyet, demokrasinin
egemen olduğu bir Türkiye' diyorsak ve egemenlik kayıtsız şartsız milletinse, bunun da temsili olan yer
TBMM ise ve 'başörtü sorununu ben çözerim' diyorsa Kılıçdaroğlu, daha önce MHP ile
anlaşma yaptık, hep beraber oturalım, konuşalım, hiç geciktirmeden 13 Eylülde bu kararı verelim ve bu zulüm bitsin'' dedi.