Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''Eğer bu milleti seven varsa, gerçekten vatanseverse, bu
ülkenin her bir ferdi bürokratik oligarşiye teslim olmadan bürokrat olarak bu konuda (özel
sektör yatırımları) katkısını sağlamalı'' dedi.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan,
Tunus Caddesi'nde yapımı tamamlanan Dünya Göz Hastanesinin açılışına katıldı.
Açılışa gecikmeli katıldığı için özür dileyen Erdoğan, ''Malatya'daki bazı ziyaretler nedeniyle gecikmeler oldu hakkınızı
helal edin'' dedi.
'
Ankara'nın bugün çok kıymetli, çok değerli bir
hastaneye kavuştuğunu'' kaydeden Erdoğan, ''hastanenin, göz hastalıkları alanında son derece prestijli olduğunu'' söyledi.
Hastane binasının 18 katlı olduğunu ve akıllı sistemle inşa edildiğini belirten Erdoğan, en yeni, en son teknoloji imkanlarla donatılan hastanede göz hastalıklarına ilişkin 19 alt branşta dünya standartlarının da üzerinde
hizmet verileceğini ifade etti.
Dünya Göz Grubuna teşekkür eden Erdoğan, Ankara'nın bu hastaneyle birlikte Türkiye'nin en gelişmiş sağlık merkezlerinden biri olma yolunda önemli adım attığını söyledi.
Dünya Göz Grubunun açtığı 13. sağlık kuruluşu olan hastanenin sadece Ankara'ya değil, Orta Anadolu'da olması sebebiyle çevre illere de hizmet vereceğini anlatan Erdoğan, ''İnşallah bu hastanede görev yapacak sağlık personeli, vatandaşımızın dertlerine çare, hastalıklarına
şifa üretecek'' diye konuştu.
Türkiye'nin bugün ulaştığı seviyelere oldukça meşakkatli ve zorlu yollar aşarak geldiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Özellikle sağlık alanında ülkemizin nereden nereye ulaştığını, bu alanda nasıl lider ülkelerden biri haline gelmeye başladığını bizler çok yakından biliyoruz. Hepimiz bu süreçlere bizzat şahitlik ettik. O günleri çok iyi hatırlarsınız. 'Sadec
e devlet yatırım yaparsa işler oluyor' mantığını geride bıraktık. İş bilenin kılıç kuşananındır. 'Devlet yatırım yapmadan acaba imkanları nasıl koordine edeceğiz?' Biz, bunun hesabına girdik. 6.5 yıl önce bunu açıklayarak yola çıktık. Hala da bu işi bu şekilde yapalım diyoruz. İmkanı olan gelsin yapsın ama devlet koordine etsin. Bunu eğitimde de sağlıkta da ayrıca yapalım. Ben, birçok müteahhit arkadaşlarımıza da hep söyledim, söylüyorum. Diyorum ki 'Bak, gel buyur sana
arazi... Kendi arazin varsa kendi arazini okul yap devlete kirala. İstersen 25 yıllığına, 30 yıllığına. Siz yapın okulları kiralayalım. Devlet burada böyle bir yatırımdan kurtulmuş olsun. Gel hastane yap senden kiralayalım.' Henüz daha bu noktada adım atamadık. Bunu da başarmış olursak çok daha hızla, çok daha süratle mesafe almış olacağız. Devletin kendi imkanlarıyla yapılmış yatırımlar bir yana ama bir de
özel sektörün böyle bir imkanı ortaya koyması bizi yatırımdan kurtaracak. Böylece biz, yatırımdan kurtulurken bunu belki alt yapıda kullanacağız. Bu suretle ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına katkıda bulunmuş olacağız.''
ENFLASYON
Hükümet göreve geldiğinde sağlık sektörünün kronik sorunlarla boğuştuğunu söyleyen Erdoğan, ''Bazı sıkıntılar var. Doğru, tabii ki olacak. Dünya çok ciddi değişimler yaşıyor. Malum, bizden kaynaklanan değil ABD'de başlayan
kriz. Ama bu, ülkemize farklı bir şekilde geldi, geliyor. Biz en az zararla bunu atlatan ülke olacağız. Bunu açık ve net yine söylüyorum'' diye konuştu.
Enflasyonun tek haneli rakamlara, 6'ya kadar düştüğünü anımsatan Erdoğan enflasyonun daha da düşeceğini söyledi.
AK Parti iktidara geldiğinde devletin borçlanma faizinin yüzde 63 olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu oranın şimdi yüzde 11-12'ye düştüğünü ifade etti. ''Bunlar benim milletimi cebinden çıkıyordu'' diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama şimdi enflasyon biz geldiğimizde 30 iken 6'ya düştü. Aradaki 24 kimin cebinde kaldı? Vatandaşımın cebinde kaldı. Kimse bunu konuşmuyor. Bu yüzde 24'lük fark milletimin cebinde kaldığına göre bu bir değer kazandırıyor. Eskiden değer kaybettiriyordu. Bu da tabii birilerinin işine gelmiyor. Birileri bunların üzerinden
rant elde etmenin derdinde. Biz işimize bakacağız. Bu eserleri gördükçe iftihar ediyoruz.
İddiamız şudur: Krizi fırsata dönüştürelim. İşte Eray Bey bu adımı atmakla krizi fırsata dönüştürdü. Bu kriz dönemi geçtikten sonra bu maliyetler
ucuz dönemde halledilmiş olacak. Yine dün
İstanbul Çatalca'da Sayın Kanıkoğlu'nun
rüzgar santrali ile ilgili bir açılışını yaptık 60 megavat gücünde. Orada o da bu ifadeyi kullandı ve 'Babadan aldığımız
nasihat. Bu kriz döneminde yaptığımız yatırımlarla krizi hep fırsata dönüştürdük. Şimdi de bu yatırımı böyle yapıyoruz. Nitekim önümde başka yerlerde var'. Buraya da aynı şekilde rüzgar gülleri kuracağını söyledi. '20 tane rüzgar gülü kurabiliriz' dedi. Ama önünde engeller var. Nedir?
Bürokratik oligarşi. Eğer bu milleti seven varsa, gerçekten vatanseverse, bu ülkenin her bir ferdi bürokratik oligarşiye teslim olmadan bürokrat olarak bu konuda katkısını sağlamalı hangi makamda, hangi mevkide olursa olsun siyasetçisi, bürokratı, teknokratı hepsi el ele verecek ve ülkemizi sıçratacak. Bunu yapmamız mümkün.''
Hükümete geldiklerinde eğitim, sağlık,
adalet ve
emniyet ana temellerin üzerinde ülkeyi yükselteceklerini söylediklerini anımsatan Erdoğan, ülkenin bunların üzerinde yükseldiğini belirtti.
Ulaşımın, enerjinin, tarımın, dış politikanın hepsinin her geçen gün daha da iyiye gittiğini anlatan Erdoğan, ''Bunun bir defa önünde durmak yok. Bunlar ileriye gitmeye devam edecek. Bunu aşacağız. İşte geldik. 230 milyar dolar Türkiye'nin gayrı safi milli hasılası var. Ama şimdi 742 milyar dolar Türkiye'nin 6 senede gayri safi milli hasılası var'' şeklinde konuştu.
Göreve geldiklerinde Türkiye'de 150 hastane bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, hastane sayısının bugün 1300'e ulaştığını ifade eden Erdoğan, ''Benim vatandaşım, 1300 hastanede derdine şifa arıyor, derman buluyor, istediği eczaneye gidip tümünden ilacını alıyor. Biz bunu yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Özel hastanelerin kapısını da vatandaşa açtık'' dedi.
Problemleri çözmenin önemli bir yetenek olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şimdi nedir? Çok kazanmayacaksın eskiden olduğu gibi. Tabii rahat kazanma dönemi çok geride kaldı. Biraz daha zor kazanacağız, az kazanacağız ama helalinden sağlam kazanacağız. Hiç endişe etmeyin bu olacak. 2002 yılında ayakta teşhis-
tedavi yapılan özel sağlık kuruluşlarının sayısı 1028'di. Bugün bu rakam 1744. Onda da buraya vardık. Bunların hiçbirini yeterli görmüyoruz. Çünkü ülkem çok daha iyisini hak ediyor ve buna da ulaşacağız. Batıda George neye layıksa benim ülkemde de Ahmet, Mehmet en az onun layık olduğuna layıktır. Bunu başaracağız. Asırlar öncesinden bizim ecdadımız bize bir istikamet vermiş. Kanuni ne diyor? 'Halk içinde muteber bir nesil yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.'
Sağlıklı bir nefese devleti feda eden bir anlayışın torunlarıyız. Onun için bir sağlıklı nefes çok önemli. Bunun sorumluluğu da biz de. Bizim de ne yapmamız lazım? Bunun önünü açmamız lazım. Onun için el ele vereceğiz ve bu süreci böylece devam ettireceğiz.''
KAPICIOĞLU'NUN KONUŞMASI
Dünya Göz Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu da konuşmasında global krizin tüm dünyada yatırımları etkilediği bir dönemde hastaneyi tamamlamanın gururunu yaşadıklarını söyledi.
Hükümetin ülkeyi büyük zorluklar ve engeller karşısında kararlılıkla yönettiğini ifade eden Kapıcıoğlu, iş aleminin bu mücadeleyi sonuna kadar
desteklediğini söyledi.
Sağlık Bakanlığınca yürütülen programların sağlık alanına büyük katkılar verdiğini anlatan Kapıcıoğlu, 2008 şubat ayında hastanelerle ilgili yapılan düzenlemelerden branş hastanelerinin de faydalanmasını istedi.
Kapıcıoğlu, bir
vakıf üniversitesi kurmak için de Başbakan Erdoğan'dan destek istedi.
Konuşmaların ardından Başbakan Erdoğan, eşi
emine Erdoğan,
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek,
Sağlık Bakanı Recep
Akdağ, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Abdülkadir Aksu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek ile kurdele keserek hastanenin açılışını gerçekleştirdi.
Erdoğan, kurdele kesilmesi sırasında oturanlar arasında gördüğü Eray Kapıcıoğlu'nun annesini de kürsüye davet etti.
Bugünün
Anneler Günü olduğunu anımsatan Erdoğan, ''Ben de bugün annemin elini öptüm. Onlar bizim her şeyimiz. Onların ayaklarının altı öpülür. Biz, onları hiç üzmeyeceğiz. Çünkü onları üzersek biz de üzülürüz'' dedi.