Ardından
Türkiye'yi yöneten hükümet olarak millet kavramına aynı baktıklarını söyleyen Erdoğan, "Bu
ülkenin her bir ferdi birinci
sınıf vatandaştır. Bu tartışılmaz. 74 milyonun fertleri arasında herhangi bir ayrımcılığı, eşitsizliği ve
adaletsizliği asla kabul etmeyiz, buna müsamaha da göstermeyiz" dedi.
Erdoğan,
Atatürk Kültür, Dil ve
Tarih Yüksek Kurumu tarafından Milli
Kütüphane Konferans Salonu'nda düzenlenen Atatürk'ü
anma törenine katıldı. Erdoğan, konuşmasında Van'da meydana gelen deprem sebebiyle hayatını kaybeden 7 vatandaşa Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.
"Aramızdan ayrılışının 73. seneyi devriyesinde
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü minnetle, şükranla yad ediyorum" sözleriyle konuşmasına başlayan Erdoğan, Cumhuriyet'in geldiği noktayı şu sözlerle özetledi: "Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in '88 yıl boyunca yaşanan tüm badirelere, tüm engelleme ve yavaşlatma çabalarına rağmen dimdik, gururla, onurla ayaktadır. Geleceğe her zamankinden daha büyük bir ümitle yürüyor. Türkiye'nin bölgesinde yıldızı parlayan, örnek gösterilen bir konuma yükseldi. 1923 yılında sadece 50 milyon dolar olan ihracat, son 12 ay itibariyle 133 milyar dolarla tarihi bir
rekor kırma seviyesine ulaştı."
KAĞNI TAŞIYAN HALİME ÇAVUŞTAN, MİLLİ TANK ALTAY'A
Kurtuluş Savaşı'nda kağnıyla mermi taşıyan, cepheye mermi taşırken soğukta bebeğini kaybeden Halime Çavuş'tan alınan güçle Türkiye'nin
savunma sanayiinde parmakla gösterilen ülke konumuna yükseldiğini anlatan Erdoğan, şu örnekleri verdi: "Kendi tankımız ALTAY'ı, kendi savaş gemilerimiz MİLGEM'i, kendi insansız hava aracımız ANKA'yı, kendi helikopterimiz ATAK'ı ve kendi uydumuz GÖKTÜRK'ü imal ediyoruz."
İçerde milli birlik ve beraberliğini ve demokrasinin standartlarının yükselten Türkiye'nin dışarıda da Türkiye'nin, barışın, adaletin,
refah ve istikrarın kararlı savunuculuğunu yaptığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "Şunu gönül rahatlığı içinde söylemek isterim; Türkiye'nin bugün ulaştığı seviye, hiç ama hiç kuşkusuz, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere Cumhuriyetimizin kurucularının arzu ettikleri, tahayyül ettikleri, hedefledikleri bir seviyedir" ifadelerini kullandı.
ATATÜRK'ÜN KENDİ SÖZLERİYLE MİLLET TANIMINI OKUDU
Başbakan Erdoğan, konuşması sırasında Atatürk'ün 1929 yılında el yazısıyla kaleme aldığı satırları okudu. Bu satırların
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran millet tarifini en iyi şekilde ortaya koyduğunu söyleyen Erdoğan, "Birçok spekülasyonlar oluyor, ama bunların ötesinde bir tarih var" dedi. Erdoğan, Atatürk'ün sözlerini şöyle okudu: "Diyor ki Gazi... 'Zengin bir hatırat mirasına sahip bulunan; beraber yaşamak hususunda müşterek arzu ve muvafakatte samimi olan; sahip olunan mirasın muhafazasına beraber devam hususunda iradeleri müşterek olan insanların birleştirilmesinden vücuda gelen cemiyete millet namı verilir'. Mustafa Kemal, satırlarına şöyle devam ediyor; 'Maziden, müşterek
zafer ve yeis mirası, istikbalde tahakkuk ettirilecek aynı program, beraber sevinmiş olmak, beraber aynı ümitleri beslemiş olmak... Bunlar, elbette bugünün medeni zihniyetinde diğer her türlü şartların üzerinde mana ve şümul alır'. Evet... Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de çok net bir biçimde ortaya koyduğu gibi, millet, aynı ırkın, aynı kabilenin, aynı kavmin mensupları değil, geçmişleri ve gelecekleri müşterek olan, sevinçleri, hüzünleri ve ümitleri ortak olan, yek
vücut olarak kader birliği eden bir cemiyettir.
Türkiye Cumhuriyeti, işte, bu millet tanımından yola çıkılarak, çok renklilik, birlik, kardeşlik ve
dayanışma temelleri üzerinde yükselmişti. 1940'lardan sonra ortaya çıkan asimilasyon, red ve inkar politikaları, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine olduğu kadar, Atatürk'ün millet tarifine de bütünüyle aykırıdır."
"YENİ ANAYASA TERÖRÜ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATACAK"
Türkiye'de yaşayan her ferdin birinci sınıf vatandaş olduğunu söyleyen Erdoğan, 74 milyonun fertleri arasında herhangi bir ayrımcılığı, eşitsizliği ve adaletsizliği asla kabul etmeyeceklerini de belirtti. Devletin tüm imkanları ve tüm kurumları karşısında herkesin eşit mesafede durmasını sağlamanın, adalet anlayışının sarsılmaz bir gereği olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları dile getirdi: "İşte yeni anayasanın, böyle bir ruh ve anlayışla yazılması, bireyi, vatandaşı, özgürlükleri öne çıkarması, ülkenin birlik ve bütünlüğünü daha da pekiştirmesi en büyük arzumuzdur. Terörün bertaraf edilmesi ve Türkiye üzerine kirli hesapları olan çevrelerin oyunlarının bozulması da ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Bu millet, tarihi boyunca yaptığı gibi muhabbetle, uhuvvetle, samimiyet içinde birbiriyle kucaklaştığı sürece,
terör ve onu maşa olarak kullanan çevreler, bir kez daha hayal kırıklığına uğrayacaktır."