Başbakan Erdoğan, ''Hükümetimiz bu yayın konusunda
yasak getirmek istiyor, bununla ilgili hukuki yolları çalıştırıyor. Bu haklarını kullanmak istiyor ama bakıyorsunuz ki bir televizyon tarafından bir müracaat yapılıyor, malum, onun üzerine farklı bir kurum bakıyorsunuz o müracaat istikametinde karar alabiliyor'' dedi.
Erdoğan, ''Bunlar bizi düşündürüyor dünyanın hiç bir ülkesinde bunun benzerini göremezsiniz, bu burada da artık
bıçak kemiğe dayanıyor'' diye konuştu.
Erdoğan, partisi genel merkezindeki, ''
AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı toplantıda, Türkiye'nin birlik ve beraberliğini, devletin bütünlüğünü ve insanların kardeşlik hukukunu korumayı en temel görevlerinden biri saydıklarını söyledi.
Türkiye'de sağduyunun, aklıselimin, toplumsal hassasiyetin korunması noktasına üstlerine önemli görevler düştüğünü ifade eden Erdoğan, ''AK Parti siyaseti millet siyasetidir, memleket siyasetedir'' dedi.
AYIPTIR...
İl başkanlarına seslenen Erdoğan, şunları kaydetti:
''Sizlerden, bulunduğunuz bölgelerde bu hassas konunun aklıselim içinde kalması içinde azami gayret göstermenizi rica ediyorum. Türkiyemizin genelinde, Allah'ın izniyle birliğin, beraberliğin, bütünlüğün sigortası siz olacaksınız. Her attığımız adımı bin düşüneceğiz, bir atacağız ve pir atacağız.
Hükümetimizin, herhangi bir kurumuyla, başta silahlı kuvvetlerimiz olmak üzere herhangi bir sıkıntısı, söz konusu değildir, olmaz. Birlik, beraberlik, mutabakat içerisinde her türlü adımı atmaktayız, atıyoruz ama bunu bile hazmedemeyenler var. Bunu bile, maalesef çeşitli yollarla, entrikalarla bozma gayreti içerisine girenler var, ondan nemalanmak isteyenler var, ayıptır. Bunlar hiçbir etik anlayışla izah edilemez.''
BIÇAK KEMİĞE DAYANIYOR
Görsel medyaya 'terörün acımasız sahnelerini sergilediğini' eleştirisini getiren Erdoğan, hükümetin bu konudaki yayına ilişkin yasak getirmek istediğini anımsatarak, şunları söyledi:
''Hükümetimiz bu yayın konusunda yasak getirmek istiyor. Bununla ilgili hukuki yolları çalıştırıyor. Ve verilmiş haklar var, bu haklarını kullanmak istiyor... Ama bakıyorsunuz ki bir televizyon tarafından bir müracaat yapılıyor, malum. Onun üzerine, farklı bir kurum, bakıyorsunuz o müracaat istikametinde karar alabiliyor. Bunlar bizi düşündürüyor dünyanın hiçbir ülkesinde bunun benzerini göremezsiniz, Bu burada da artık bıçak kemiğe dayanıyor. Niye? Niçin? Bu adımlar atılıyor ülkemizin birliği, beraberliği için bu adımlar atılıyor. Bize verilmiş olan yetkileri biz kullanmak durumundayız.
Televizyonlarınızda her gün bizim şehitlerimizin, bütün bu operasyonların şu veya bu şekilde ajite edilerek gösterilmesi, doğru mu? Bu ülkeyi o televizyon kanallarından seyredenler, zannediyorlar ki bu ülkenin her yerinde savaş var. Gittiğimiz ülkelerde söylüyorlar, bu turizmi nasıl etkiler? Geleni gideni nasıl etkiler? Bunlar bir hassasiyet gerektirir.''
Bu konuda hassasiyeti bütün kurumlarımızdan beklediklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Eğer bu hassasiyet bütün kurumlarımızdan aynı şekilde gösterilmezse ister istemez biz burada başka türlü düşünmeye başlarız. Bu hükümete karşı bir tavır takınma anlamına gelir. Bunu çok açık söylememin sebebi canım yandığı içindir. Benim canım ülkem için yanıyor, milletim için yanıyor. Sadece Başbakanıyla, 24 Bakanıyla, bu hükümetin derdi değil, hepimizin, bütün kurumların ortak derdi. Birbirimizin işini zorlaştırmaya değil kolaylaştırmaya mecburuz. Ne yaparız da buna katkı yapabilirim, bunun gayreti içerisinde olması gerekenlerin burada ön kesmeye çalışmasını anlamak mümkün değil kim olursa olsun. O bakınmadan bunu çok açık net söylemek durumundayım.''
AA