Erdoğan: Eve dönüşü sağlayabiliriz

Portekiz yolunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan Erdoğan, terörle mücadele çalışmalarını anlattı.

Erdoğan: Eve dönüşü sağlayabiliriz

Yeni bir yasayla, bu kez eve dönüşü sağlayabiliriz Kanlı teröre bulaşmamış gençlere 'eve dönün' çağrısı yapan Erdoğan, yeni bir pişmanlık yasasının çıkartılabileceğini söyledi. Başbakan, "Önceki kanundan istifade edenlerin sayısı istediğimiz ölçüde olmadı. Şimdi farklı bir noktadayız. Dağdan inişi sağlayabiliriz." dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, önceki gün partisinin il başkanları toplantısında dağda kanlı teröre bulaşmamış gençlere 'baba ocağına dönün' çağrısı yaptı. Bu sözler, yeni bir pişmanlık yasasının sinyali olarak algılanırken Erdoğan, bu yorumları Portekiz yolunda doğruladı. Uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan, yeni bir yasanın çıkartılabileceğini söyledi ve açıklamalarının ayrıntıları üzerinde durdu. Konuyu birçok boyutuyla ele alıp, ona göre hazırlık yapacaklarının altını çizerken, en yüksek verimi sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, "Sözlerinizle TCK'nın 221. maddesine mi vurgu yaptınız?" sorusunu ise şöyle cevapladı: "Şimdi daha da geliştirebiliriz. Daha önce de kanun çıkardık; ama istifade edenlerin sayısı istediğimiz ölçüde olmadı. Şu anda daha farklı bir noktadayız. Medyanın katkılarıyla daha iyi sonuç alabiliriz, yeni bir çalışmayla dağa çıkışları minimize edebiliriz, yok edebiliriz. Sonra dağdan da inişi sağlayabiliriz." Söz konusu çalışmayı Silahlı Kuvvetler'le beraber yaptıklarının altını çizen Erdoğan, önceki eve dönüş kanununun da askerin talebi üzerine çıkarıldığını hatırlattı. Başbakan, sözlerinin arasında isim vermeden DTP'ye de eleştirilerde bulundu: "Üniter yapı içinde hesap içindeler. Biz Türkiye'nin 780 bin kilometrekarelik bütününde ameliyata asla izin vermeyiz." Başbakan Erdoğan, Portekiz'e giderken uçakta kendisine eşlik eden gazetecilere gündemi değerlendirdi. Erdoğan'ın sorulara verdiği cevaplar şöyle: İl başkanlarına yaptığınız açıklamada eve dönüşten söz ettiniz, yeni bir çalışma mı var? Sözlerinizle TCK'nın 221. maddesine mi vurgu yaptınız? Şimdi daha da geliştirebiliriz. Daha önce de kanun çıkardık ama istifade edenlerin sayısı istediğimiz ölçüde olmadı. O zaman bir direnç ve defans oldu biliyorsunuz. Şu anda çok daha farklı bir noktadayız. Medyanın katkılarıyla daha iyi sonuç alabiliriz, yeni bir çalışmayla dağa çıkışları minimize edebiliriz, yok edebiliriz. Sonra dağdan da inişi sağlayabiliriz. Muhalefet yine direnç gösterirse? Muhalefet partilerinden zaten direnç gösterenler oldu. Bütçe görüşmelerine bakın. Silah bırakmaya davet ediyorlar, diyorlar. Bundan daha doğal ne olabilir? Siyasetçi ne yapar? Silaha mı davet eder? Ama biz kimseyle pazarlık yapmıyoruz. Yasa bu diyeceğiz, gel teslim ol, diyeceğiz. Yeni bir yasa mı var? Evet yeni bir yasa çıkartılabilir. Birçok boyutuyla ele alacağız. Ona göre hazırlıklarımızı yapacağız. En yüksek verimi nasıl elde ederiz, bunu nasıl bir yasayla sağlayabiliriz... Dağa çıkışı nasıl engelleyeceksiniz? Demokratik açılımlarda zaten sorun yok. İsteyen demokratik mücadele içinde yerini alabiliyor. Ama demokratik mücadele içindekilerin bazıları sınırlarını bilmiyorlar, haklarının nerede bittiğini bilmiyorlar. Bütün dünya terör örgütü diye ilan ederken, onlar bölücü örgüte 'anlı şanlı kahramanlar' diyor. Geçenlerde gazetelerde de gördük, bunlar Türkiye'nin üniter yapısı içinde hesap içindeler. Biz Türkiye'nin 780 bin metrekarelik bütününde ameliyata asla izin vermeyiz. Açık söylüyorum, bizim üç kırmızı çizgimiz var: 1. Bölgesel milliyetçiliği kabul etmiyoruz. 2. Etnik milliyetçiliği kabul etmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı hepimizin ortak paydasıdır. Etnik olarak sen yine Kürt ol ama anayasal kimlik olarak Türk vatandaşısın bunu da kabul et. 3. Dinsel milliyetçiliği kabul etmiyoruz. Burada laiklik tanımı önem arz ediyor. Biz 1982 Anayasası'nın gerekçeli kararındaki laiklik tanımını parti programımıza aldık, yeni anayasa çalışmasında da var. Bu noktada laikliği en büyük güvence olarak görüyoruz. Devlet tüm inanç gruplarına karşı eşit mesafededir. Çalışmadan askerin bilgisi var mı? Tabii var. Bunların hepsini Silahlı Kuvvetler'imizle beraber, konuşarak yapıyoruz. Önceki eve dönüş kanununu da askerimizin talebi üzerine çıkarmıştık. Terörle mücadelede ne gerekiyorsa, Silahlı Kuvvetler'in neye ihtiyacı varsa onu karşılıyoruz. K. Irak konusu düşündüğümüz istikamette ilerliyor Kuzey Irak'la ilgili konular düşündüğümüz istikamette ilerliyor. Siyasi ve diplomatik boyutunda da askerî boyutunda da her şey düşündüğümüz istikamette. G. Doğu'da şartlar ağırlaşmış durumda. Genelkurmay Başkanı'mızla da görüştüm, takvim çalışıyor. İstihbarat paylaşımında problem yok. Onlara 'stratejik ortaksanız bu paylaşımı yaparsınız' demiştik. Aslında stratejik ortak olmadığımız halde istihbarat paylaşımı yaptığımız ülkeler oluyor. ABD ile bu konuda da mesafe alınıyor. Başörtüsü problemi seçkinlerin kafasında Benim üzüldüğüm konu şu; anayasa tartışmalarını başörtüsüne niye indirgiyoruz? Eğitim özgürlüğü başka bir şey, din ve vicdan özgürlüğü başka bir şey. Zaten pazarda çarşıda bu insanlar arasında bir problem yok. Problem seçkincilerin kafasında. Hizmet alanlar noktasında genelde sorun yok. Gerçi bazı yerlerde son zamanlarda maalesef sorun başladı; ama genelde sorun yok. Eğitime gelince, ülkemizde eğitim özgürlüğü noktasında kızlarımızın bu sıkıntısının aşılması gerekir. Başörtüsü yüzünden kızlarımız eğitim hakkından yararlanamıyor. İmkanı olanlar yurtdışına gidiyor, olmayanlar ilkokuldan sonra eğitimi bırakmak zorunda kalıyor. Üniversitede nasıl olsa önüm tıkanıyor, diyerek liseye de gitmiyorlar. Ben buna üzülüyorum. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan uygulama başka ülkelere de örnek teşkil ediyor. Bazı Batı ülkelerinde eyalet düzeyinde de olsa 'Siz Müslüman ülkesiniz bakın sizin ülkenizde türban yasağı var' diyerek böyle bir uygulamaya gidiyorlar. Bunu bir yerden çözmemiz lazım. Rejim elden gidiyor diyorlar, rejim niye elden gitsin? Bu hepimizin rejimi, hep beraber koruruz. YÖK Başkanı sizi ziyaret etmeyecekmiş... Sizin için sürpriz mi? Hiç sürpriz değil. Onun bize uğramasına ihtiyacımız yok ama uğrarsa bir tatlı kahve ikram ederiz, yoksa güle güle.. Geldiğinde bize uğramıştı, bana bazı sözleri vardı, medya aracılığıyla konuşmayacaktık ama gitti iki gün sonra medyaya demeç verdi. Yürürlükteki Etkin Pişmanlık Yasası'nda neler var? PKK'daki çözülmeyi hızlandıracağına inanılan Türk Ceza Kanunu'nun "etkin pişmanlık' başlıklı 221. maddesi suça katılmayanlara ceza verilmemesini hükme bağlıyor. Bu maddenin 1. fıkrasında, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz." ibaresine yer veriliyor. Kent'i yatağından kaldırdım Coca Cola'nın başına getirelen Muhtar Kent'i hemen aradım. Yatağından kaldırdım. Gerçi sabah 6'da kalkıyormuş. Bir Türk'ün dünyanın en büyük şirketinin başına geçmesi gurur verici. Muhtar Bey'le eskiden beri görüşüyorduk, Türkiye için adeta lobi yapıyordu. Eski yönetici Cem Kozlu'yla da görüşüyor muydunuz? Evet. Cem Bey'e milletvekilliği adaylığı da teklif etmiştik. Yeni başlayan işleri nedeniyle sağ olsunlar kabul etmemişti. O da çok değerli kardeşimizdir. Suudiler, Telekom'da anlaşmaya yakın Hariri ailesinin elindeki Türk Telekom hisselerinin Suudilere satılmak üzere olduğuna dair haberler geliyor... Suudileri sevinerek izliyoruz. Çünkü eğer hisselerin değeri yükselirse bizdeki bölümün de kıymeti artacak. Suudi tarafı olumlu yaklaşıyor, anlaşmaya yakınlar. Saudi Oger alabilir. Alevî açılımı samimi Reha Bey bana danışmanlık da yapıyor. Başbakanlık danışmanı değil, bunu bazıları karıştırıyor, bana parti içinde yardımcı oluyor. Parti olarak biz Reha Bey'den bu konuda çalışma yapmasını talep ettik. O da çalışmaya başladı. Kütahya milletvekilimiz (Hüseyin Tuğcu) de bu çalışmaya destek veriyor; o da Alevi bir milletvekilimiz. Buradaki gerginliği gidermek istiyoruz. Alevi vatandaşlarımız üzerinden rant elde etmek isteyenler var. Bizim niyetimiz samimidir. Başörtüsü problemi seçkincilerin kafasında "İnsanlar arasında başörtüsü problemi yok. Problem seçkincilerin kafasında. Kızlarımız eğitim hakkından yararlanamıyor. Bunu beraber çözmeliyiz. Rejim elden gidiyor diyorlar, niye gitsin? Bu hepimizin rejimi, hep beraber koruruz." Malatya cinayetini takip ediyorum Malatya'daki cinayeti tabii ki takip ediyorum. Olay yargıda, o yüzden fazla konuşmak istemiyorum. Ama rafa kalkmış bir şey yok. Umulmadık şeyler çıkıyor karşımıza. BOP'u başka yerlere çekiyorlar BOP meselesini başka yere kanalize etmek isteyenler çıkıyor. BOP'un başlıklarına bakılacak olursa 1- Demokratikleşme 2- Özgürlükler 3- Bölgedeki barış süreci 4- Ekonomik kalkınma gibi amaçları vardı. Bunu başlatanlar yürütemedi, bozdu. Bu iş ilk toplantıdan sonra devam etmedi. Biz kendimiz Ortadoğu için ne yapabiliriz diye düşünüyoruz. Eleştiriler aldık; ama devam ediyoruz. Şimdi Sayın Baykal bunu eleştiriyor ve BOP ile GOP'u kıyaslıyor. Bir kere bu ikisi aynı terazide tartılmaz. Biz kendimiz Türkiye'yi daha etkin hale getiriyoruz. Annapolis toplantısına Türkiye'yi çağırmayı düşünmüyorlardı, şimdi Türkiye her konuda aktif. Biz Suriye'ye 'Siz katılsanız da katılmasanız da biz Golan Tepeleri'ni gündeme getireceğiz' dedik. Onlar da katıldı toplantıya ve konular gündeme geldi. Bakın Kuzey Irak'la ilgili hassasiyetimiz Suriye, İran gibi ülkeler tarafından anlayışla karşılanıyor. PKK bu durumdan tedirgin. ABD de tavrını ortaya koydu. Biz bölgede çok şey yaptık; ama değerini bilmeyenler de oluyor. Balık bilmezse Halık bilir diye düşünüyoruz. Kudüs'teki kazılarla ilgili rapor kitaplaştı Başbakan, Türkiye'den giden heyetin Haremüşşerif çevresindeki kazılarla ilgili raporunu uçakta bulunan gazetecilere dağıttı. Raporun, ilgili birim ve kuruluşlara verilmesi planlanıyordu. Ancak İsrailli yetkililerin kazıya tekrar başlaması ve bu raporun kendileri açısından olumlu olduğunu söylemesi üzerine hükümet harekete geçti. Başbakan 'Kudüs'te yürütülen hafriyatın binaları tahrip ettiğini dünya liderlerine anlattım' diyor. Kitap haline getirilen rapor, AB ülkeleri, BM, Unesco ve İslam ülkelerine gönderilmiş. Erdoğan, İngilizce, Fransızca ve Arapça baskıları yapılan raporu Perez'e de vermiş. Hedef. raporun uluslararası medyada tartışılması. ZAMAN
<< Önceki Haber Erdoğan: Eve dönüşü sağlayabiliriz Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER