Erdoğan, kararın ilkel, çağ dışı ve batılı bir anlayışın tezahürü olduğuna işaret ederek, "Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli." dedi.
Başbakan Erdoğan,
AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, halkın kimin ne olduğunu, kimin milletin menfaatlerini, ülkenin çıkarlarını savunmak için büyük çabalarda bulunduğunu çok iyi bildiğini ifade etti. Kimsenin kendileriyle milliyetçilik, cumhuriyetçilik, vatanperverlik yarışına giremeyeceğini savunan Erdoğan, muhalefet partilerinin dikili bir ağacının bulunmadığını, kuru hamasetle milleti kandırmaya çalıştıklarını ve slogan milliyetçiliği yaptıklarını öne sürdü.
Erdoğan, "Vatanın sizin nutuklarınıza, hamasetinize ihtiyacı yok. Vatanseverlik
emek ister. Vatanseverlik fedakarlık ister. Vatanseverlik proje ister. Vatanseverlik makam koltuğundan atıp tutmak değildir." diye konuştu.
Erdoğan, muhalefeti, memleketin sorunlarına karşı proje üretememekle suçlayarak, "Çapsız, kifayetsiz, vizyonsuz muhalefetten hiç bir ülkeye fayda gelmez. Bu bir gerçektir." şeklinde konuştu. Erdoğan, demokrasinin gereğinin iktidarın da muhalefetin de güçlü ve etkin olması olduğunu hep söylediğini hatırlattı. Türkiye'ye yıllarca başarılı ve dirayetli bir iktidarın gelemediğine işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin 7 yıldır da muhalefet sorunu yaşadığını söyledi.
"BU MİLLETİ BİRBİRİNE DÜŞMAN KILAMAYACAKSINIZ"
Başbakan Erdoğan, kendilerini ülkeyi bölmekle suçlayanların Sivas'ın ötesine gidemediklerini belirterek, şunları söyledi: "Bizi bölücülükle suçlayan zevat, Sivas'ın ötesinde
siyaset yapmaya çekiniyor. Bundan daha büyük bölücülük olur mu? Niye çekiniyorsun, niye gitmiyorsun? Oraya gitmek için pasaporta gerek yok ki? Dış
politika yapmıyorsun ki? Niye gidip oradaki vatandaşla kucaklaşmıyorsun? Bölge siyaseti güderek, zümre siyaseti güderek, kavmiyetçilik yaparak, hizipçilik yaparak, kafatasçılığı yaparak bu milleti birbirine düşman kılamazsınız, kılamayacaksınız."
Erdoğan, konuşmasında,
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Onur Öymen'in Dersim'le ilgili sözleriyle ilgili eleştirilerine devam etti. Erdoğan, "(Kendi partilerinden bu sözler gerçek olamaz) diyorlar. Sözlerin sahibi çıkıyor. Yanlış anlamadınız. 'Dersim'de analar ağlamıştı. Bugün de anaların ağlamasında bir sakınca yoktur' diyor. Bunları göğsünü gere gere söylüyor. Şecaat arz edeyim derken sirkatini söylüyor. Ana muhalefet lideri de kendi genel başkan yardımcısının sözleri karşısında şaşkına düşmüş, ne yapacağını bilmez halde yine pervasızca AK Parti'ye saldırıyor. Tepkileri savuşturmaya, manipüle etmeye çalışıyor. Ne söylediğini bilmez halde '60 yıl öncesinden medet umma.
Alevilerden sana hayır yok. Başka kapıya' diyor. Sen o kapının bekçisi misin? Alevilere CHP'nin kapısını kapatan sen değil miydin? CHP İl Kongresi'nde destekliğiniz Ahmet Güryüz Ketenci'yi 'seçtirin de arkadaşımız hem Türk hem Sünni'dir.' diyerek mutlulukla verdiğiniz beyanat unutulmadı Sayın
Baykal. Hem
Kürt, hem Alevi vatandaşları dışladınız. Bu unsurların, temsilcilerin partinizden
ihraç etmediniz mi, istifaya zorlamadınız mı? Sizin ne kadar hizipçi olduğunuz dillere destandır. İyi tanınırsınız. İyi bilinirsiniz."
Erdoğan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in Baykal'a gereken cevabı verdiğini söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi de eleştiren Erdoğan, "Çok garip şeyler öğreniyoruz. Kendi kimlik ve kişiliklerini sanıyorum bizde görmek istiyorlar. Biz onların kimliğinde asla olmadık, olmayız, olmayacağız. Bizim kitabımızda olmayan şeyleri asla bize ispat ettiremez." dedi.
İSVİÇRE'DEKİ MİNARE KARARINI ELEŞTİRDİ
Recep
Tayyip Erdoğan, konuşmasında,
İsviçre'de cami minarelerinin
referandumla
yasaklandığına işaret ederek, şunları ifade etti: "İsviçre'de hafta sonunda yapılan referandumla, maalesef, mabetlerimizdeki Müslümanlara ait minarelerin yapımına yasak getiren bir referandum oldu. Bu durum
Avrupa'da yükselen ırkçı ve aşırı milliyetçi dalgaların tezahür etmesi bakımından oldukça manidardır. Daha önce anti semitizmin bir
insanlık suçu olduğunu söyledik. Antisemitizm ne kadar insanlık suçuysa
İslamofobia da o denli insanlık suçudur. Varşova'da bununla ilgili karar çıktı. O günden bugüne ne yazık ki sağlıklı bir gelişmenin Müslümanlar açısından olmadığını, bir zaman İslami
terör ifadelerini kullandılar. Onlar yeni yeni gündemden düşmeye başladı. Şimdi de böyle bir dalga esmeye başladı. İnanç özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, bu tür özgürlükler insanın doğuşla birlikte en
doğal haklarıdır. Bunlar sonradan verilmez. Bunlar doğuşla birlikte inanın var olan haklarıdır. Dünyadaki bu yeni gelişme maalesef, sizin niçin şu ırktan doğduğunuzu veya şu
inançla doğduğunuzu sorgulayacak çağdışı, ilkel bir anlayışın tezahürüdür ve batılı bir anlayışın tezahürüdür. Temenni ediyorum ki başta AB ülkeleri,
AİHM, ilgili merciler bu konuda duyarlılıklarını ortaya koyan ülkeler var. Hep birlikte duyarlılıklarını ortaya koysunlar ve dünyayı başta Avrupa olmak üzere böyle bir gerilime sevk etmesinler. Medeniyetler İttifakı'nın Eş Başkanı sıfatıyla, bu yanlıştan bir an önce dönülmesinin gereğini hatırlatmak bizim görevimizdir."
"Bu şövenist yaklaşımların ortadan kalkması lazım" diyen Erdoğan, "Dünya bu çağda bunu yaşayamaz, görmekte istemez. İsviçre
Adalet Bakanı, gelen uluslararası tepkiler üzerine, 'yasaklamanın Müslümanları değil, kökten İslamcılığı köktenciliği' hedeflediğini söylüyor.
Caminin minaresinin köktencilikle ne alakası var? O da şecaat arz ederken sirkatini söylemiş. Bu yasak, bu ifadeyi kurmak birbiriyle mütenasip iki yanlıştır. Tehlikelidir, kabul edilemez bir değerlendirmedir. İsviçre gibi güya demokrasinin beşiği sayılan, özgürlüklerin rahatça yaşanabildiği bir ülkede, böyle referandum sadece İslam dünyasının değil, medeniyetler çatışması konusunda endişesi olan kesimi de rahatsız etmiştir. Bu tür konular referanduma götürülemez. Yanlış buradadır. Ülkemizde de zaman zaman bunu konuşanlar oluyor. Bu tür konular referanduma götürülmez. Bunlar doğuştan alınan haklardır. Ben cami, havra, sinagogun yüzyıllardır aynı cadde üzerinde var olmuş bir medeniyeti temsil eden bir ülkenin başbakanı ve Medeniyetler İttifakı'nın Eş Başkanı olarak bunu ifade ediyorum. Biz, bu tür mabetleri devletin kasasından
restore ederken, bunların bu adımları atması anlaşılması mümkün değil." diye konuştu.
(CİHAN)