AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''antilaik bir ortamın savunucu olarak vasıflandırılmayı kabul etmelerinin asla mümkün olmadığını'' ifade ederek, ''Zira biz demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin güvencesi olan bir AK Parti iktidarıyız'' dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin
Adalar İlçe Teşkilatı'nın
Anadolu Kulüp'teki kongresinde yaptığı konuşmada, ''Büyükada'yı, Heybeliada'yı, Burgazada'yı, Kınalıada'yı özellikle selamladığını'' ifade ederek,
İstanbul'un bu güzel köşesini her zaman sevdiğini söyledi.
İDO'nun seferleriyle Adalar'ın hareketlendiğini ve daha önce su ihtiyacını
denizden
taşımacılıkla sağlayan Adalar'a, kendi dönemlerinde deniz altından su bağladıklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Belediye başkanlığım döneminde, benim partim burada birinci parti değildi ama benim için asıl olan partimin sırası değildi. Burada yaşayan insanlar vardı. Burada yaşayan insanlara
hizmet götürmek benim görevimdi. Şu anda da böyle bir hesabımız asla yok. Çünkü bizim anlayışımız şu; 'At denize,
balık bilmezse halik bilir'.
Doğalgaz da buranın bir ihtiyacıydı ve doğalgaz da Adalar'a geldi. Çağdaş,
modern olmanın gereği bu değil mi?
Atık su arıtma tesisleri benim belediye başkanlığım döneminde başladı,
Kadir Bey ile doruk noktasına çıktı. Şimdi Adalar'ın çevresinde yüzülüyor. Balık noktasında buralara
balıklar uğramıyordu. (Fenerbahçe'nin efsanevi futbolcusu Lefter Küçükandonyadis'e dönerek) Lefter
baba, şimdi uğruyorlar değil mi? Geliyorlar. Bizim derdimiz insana hizmet. 'İnsanı yücelt ki devlet yücelsin' demiş büyüklerimiz. O nedenle bunu başarmak durumundayız.''
Adalar'ın sadece sanatçılar ve ressamlar için değil, aynı zamanda kendisi için de eşsiz bir ilham kaynağı olduğunu anlatan Erdoğan, ''Adalar, bir arada yaşama iradesinin en güzel adresidir. Müslümanı,Hristiyanı ve Musevisi ile hepsiyle bir arada yaşamanın en güzel adreslerinden bir tanesidir
Türkiye'de'' diye konuştu.
TOPLUMSAL BARIŞA ÖRNEK
Adalar'ın ''dostluk, barış ve sükunet demek olduğunu'' dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Burada bunu bulursunuz. Adalar'daki birlik ve beraberlik, toplumsal barışa güzel bir örnektir. Türkiye, son 6 yıl içinde yarınları açısından son derece önemli bir kavşağı, muhtemel ki gelecekte önemi çok daha iyi anlaşılacak büyük
kazanımlarla geçmiştir. Bu dönem zarfında, Türkiye, sadece üzerindeki kara bulutları dağıtmamış, adeta bir ayağa kalkma,
kalkınma mücadelesinden alnının akıyla çıkmıştır. Bütün göstergeleri dibe vurmuş, insanlarına gelecek adına umut vermeyen bir
ülke, bugün bütün küresel çalkantılara rağmen büyümesini, gelişmesini sürdüren bir istikrar ülkesi haline gelmiştir; gelmeye de devam edecektir. 3
Kasım 2002'de milletimiz tarihi bir karar vererek değişimin önünü açmasaydı, bugün nasıl bir Türkiye tablosuyla karşılaşırdık, düşünmek bile istemiyoruz. O Türkiye, memuruna verecek maaşı bile tedarik edemiyor, onun için deprem mağdurlarına verilen paralara göz dikebilen bir
yönetim anlayışının elinde kalmıştı. O Türkiye, bırakın memleketin ihtiyaçlarını karşılamayı, Bakanlar Kurulunun bile toplanamadığı bir hale gelmiştir. Uyumsuz, ahenksiz koalisyonlarla adım adım felakete sürükleniyordu.''
Çok partili siyasi döneme bakıldığında ortalama 16 ayda bir Türkiye'de iktidarların değiştiğini dile getiren Erdoğan, böyle bir ülkede istikrar ve kalkınmanın olamayacağını söyledi.
MALUM KAPATMA DAVASI OLMASAYDI
Türkiye
Cumhuriyeti tarihinde ilk defa kendi dönemlerinde 4,5 yıllık bir iktidarın görüldüğünü kaydeden Erdoğan, ''Bizim kalkınmamızın iki sihirli kelimesi vardır: Bir güven, iki istikrar. Bu güven ve istikrar olmasaydı, aynen bizden önce olduğu gibi küresel
sermaye başını döndürüp ülkeye bakmazdı'' diye konuştu.
Kendilerinden önceki dönemde 10 yılın ortalaması 1 milyar dolar olan
yabancı sermayenin, 2007 yılı sonu itibariyle yıllık 22 milyar dolara çıktığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Eğer şu malum
kapatma olayı olmamış olsaydı, bu iki sihirli kelime gölgelenmemiş olacaktı ama bu bir gölge maalesef. Bu gölge sebebiyle de küresel sermayenin Türkiye'ye gelişinde bir sıkıntı yaşadık. Bütün bunlara rağmen yine 15 milyar doları yakalayacağız.
Bizi antilaik bir ortamın savunucusu olarak vasıflandırmayı asla kabul etmemiz mümkün değildir. Bunu çok açık ve net söylemem lazım. Zira biz demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin güvencesi olan bir AK Parti iktidarıyız. Geldiğimizden bu yana bu mücadeleyi kararlı ve onurlu bir şekilde verdik ama
gazete kupürleriyle toplanmış ve bunun neticesinde alınmış bir karar. Tabii ki uyacağız, bu ayrı mesele... Ama bunu kabul etmek mümkün değil. Her şeyden önce bunu şahıs olarak, bütün mensuplarımız olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Verilen karara uyarız, o kadar ama kabul edemeyiz.''
BÖYLE MUHALEFET OLMAZ
Başbakan Erdoğan, milletin, 3 Kasım 2002'de devreye girmemiş olması halinde, bugün belki iflas etmiş bir ülkenin vatandaşı olmanın acılarının yaşanmış olacağını'' dile getirdi. Erdoğan, milletin bir kez daha bıçağın kemiğe dayandığı, varlığının tehlikeye girdiği noktada devreye girerek, Türkiye'ye yakışmayan o felaket tablosunun sorumlularını büyük ölçüde
siyaset sahnesinden sildiğini söyledi.
Erdoğan, geride kalanların ise bugün hala ortaya koyduğu tavır ve anlayışlarla Türkiye'nin o kara yıllarını milletin hafızasında canlı tutmaya devam ettiklerini kaydetti.
''Türkiye'nin aydınlık yarınları için ana muhalefet, yavru muhalefet bir şey söylüyor mu?'' diye soran Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Şunu yaparsan daha iyi olur' dediğini hiç duydunuz mu? Hiç duymadınız. Niye biliyor musunuz? Çünkü bunların muhalefet anlayışında
siyaha beyaz, beyaza siyah deme anlayışı var. Böyle muhalefet olmaz... Eğer kendini büyütmek istiyorsan, halka sevdirmek istiyorsan, şunu söyleyeceksin; 'Şu, şu yanlıştır ama şöyle yaparsanız doğrudur'. Bunu deyin, kayıp yıllarımız olmasın. Onu biz yapmazsak, o zaman bizi git millete şikayet et... Ama böyle bir şey görmedik.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3.
boğaz köprüsünü yapacaklarını belirterek, ''Ama şimdiden ona karşı çıkmaya başladılar, 'istemezuk'. Bizde biliyorsunuz 'istemezukçular' var ya... Onlar, birinci köprüye de karşıydılar, şimdi oradan geçiyorlar'' dedi.
Erdoğan, partisinin Adalar İlçe
Kongresinde yaptığı konuşmada, yerel seçimlerin yaklaştığını ifade ederek, bütün illerin eksikliklerini çıkartacaklarını söyledi.
Öncelikle kentsel değişim, dönüşüm noktasından bütün altyapı çalışmalarına varıncaya kadar eksikliklerin çıkarılacağını anlatan Erdoğan, halkı da bu değişim ve dönüşüme hazırlayacaklarını kaydetti.
Erdoğan, belediye başkanlığı döneminde Büyükada'da bir inşaat olduğunu ve o zaman sahibiyle anlaşamadığını, şimdiki belediye başkanının da
anlaşma yapamadığını anlatarak, iki tarafın da biraz fedakarlık yapmasıyla orasının Büyükada'ya yakışır hale getirilmesi gerektiğini belirtti.
Aynı şekilde Adalar'da yıkılmaya yüz tutmuş binalar bulunduğunu ifade eden Erdoğan, yasalara göre belediyenin bu binaların sahibini uyaracağını, sahipleri bu binaları yapmıyorsa belediyenin yapıp binanın sahibine
fatura edeceğini anlattı.
Erdoğan, bina sahibinin bunların hiçbirine yanaşmaması halinde belediyenin o binayı kamulaştırabileceğini belirterek, çevrenin güzel olması ve insanları rahatsız etmemesi gerektiğini söyledi.
Büyükada'ya inişinde faytonların kaldırılmasını isteyenler olduğunu ancak biraz ileri gittiğinde ''Başbakanım, sakın ha bu faytonları kaldırmayın'' diyenlerle karşılaştığını anlatarak, ''Burada bir şeye dikkat etmemiz lazım. Beldelerin, ilçelerin nostaljik bir tarihi vardır. Bunu geleceğe iyi taşımaktır asıl olan. Yani yeni ifadesiyle güncellemeyi yapmaktır asıl olan'' diye konuştu.
Modern temizleme
araçlarından 1-2 tanesinin Adalar'a tahsis edilebileceğini ve böylece kokudan ada halkının ve turistlerin rahatsız olmayacağını vurgulayan Erdoğan, böylece fayton nostaljisinin Adalar'da yaşanabileceğini ve bunların çok önemli olduğunu söyledi.
Erdoğan, tüm ada sakinleri ve Adalar'daki vatandaşların el ele vererek
dayanışma içinde olacaklarını ve birliğin, beraberliğin, dayanışmanın en güzel örneğini Adalar'dan tüm Türkiye'ye, dünyaya göstereceklerini ifade etti.
Herkesin geride bıraktıkları 6 yılın muhasebesini çok iyi yapmasını isteyen Erdoğan, bu 6 yılda Türkiye'nin rotasını felaketlerden, ağır krizlerden kurtararak, yeniden kalkınmaya, gelişmeye ve ilerlemeye yönlendirdiklerini, bu sürecin bundan sonra da devam edeceğini kaydetti.
Erdoğan, bu atılımın tüm dünyanın dilinde olduğunu, ziyaret ettikleri ülkelerin liderlerinin kendilerine, ''Bu kadar kısa sürede siz buraya nasıl geldiniz?'' sorusunu yönelttiklerini söyledi.
Türkiye'nin 3 bin 300 dolar olan gayri safi
yurt içi hasılasını 2007 yılı sonu itibariyle 9 bin 333 dolara yükselttiklerini kaydeden Erdoğan, bu noktaya durup dururken değil, çalışarak geldiklerini vurguladı. Erdoğan, 79 senede toplam 230 milyar dolar olan gayri safi yurt içi hasılayı 4.5 yılda 659 milyar dolara ulaştırdıklarını belirtti.
Erdoğan, ihracatı da 36 milyar dolardan geçen ay sonu itibariyle 130 milyar dolara yükselttiklerini dile getirerek, Türkiye'nin, inşaat müteahhitliğinde Çin ve ABD'nin arkasında 3. sırada yer aldığını kaydetti.
Göreve geldiklerinde borcun milli gelire oranının yüzde 78.3 olduğuna dikkati çeken Erdoğan, bunu da yüzde 35'e düşürdüklerini söyledi.
YOLSUZLUKLA MÜCADELE
Erdoğan, ''
Hani 'borç yiğidin kamçısıdır' derler ya. Böyle yiğidin kamçısı. Yoksa zafiyet bulmuş, ayakta duramayanın değil. İşte bunu yakaladı Türkiye. Bu büyük atılımı, milletin beklentilerini esas alarak, insanı esas alarak, kaynakları doğru kullanarak ve suiistimallere yol vermeden götürdük'' diye konuştu.
Yolsuzlukla mücadeledeki başarıların geçmiş dönemlerle mukayese edilemeyecek kadar önemli bir noktaya geldiğini dile getiren Erdoğan, kendilerini bu noktaya taşıyan ve yükseltenin de bu olduğunu söyledi.
Sürecin aynen devam etmesi durumunda kendilerinin de bu noktaya gelmesinin mümkün olmayacağını vurgulayan Erdoğan, şöyle dedi:
''Duble yollar olayını ben konuştuğum zaman dalga geçiyorlar. Cumhuriyet tarihinde 6 bin 700 kilometre duble yol yapılmış. Bizim ilave ettiğimiz duble yol 10 bin kilometreye yaklaşık gelmiş durumda.
Ankara'nın meşhur Elmadağ'ı vardır.
Kırıkkale,
Yozgat bu bölgelerin, aynı zamanda
Samsun yoludur. Ölüm rampaları vardır. Oralarda çok insanımızı kaybettik. Biz bu yolu yapıyoruz. Önümüzdeki yılın sonunda bitecek. Oralarda yüzlerce iş makineleri çalışıyor. Yoğun bir çalışma var. Devasa dağlar yıkılıyor. Viyadükler, bağlantı unsurları olarak hazırlanıyor. Bunun bitişiyle birlikte Ankara-Samsun arası ciddi şekilde kısaldığı gibi kaza ve
ölüm riski minimize olacak. ''
O yolun oradan da
Karadeniz sahil yoluna bağlandığını ve Sarp'a kadar uzandığını kaydeden Erdoğan, 15-16 yıl içinde Karadeniz sahil yolunun yüzde 35'inin yapıldığını, kendileri geldikten sonra ise 4.5 yılda bu yolun yüzde 65'ini bitirdiklerini belirtti.
Şu anda Karadeniz sahil yolunun, ölüm ve kaza risklerinin minimize olduğu yerler haline geldiğini anlatan Erdoğan, dağları delerek 15'e yakın
tünel inşa edildiğini kaydetti.
Erdoğan, şimdi de İstanbul'da 7 tepenin altında tüneller açtıklarını, bütün amaçlarının İstanbul'un ulaşımını rahatlatmak olduğunu belirterek,
Marmaray projesinin 2010-2011'de biteceğini söyledi.
3. KÖPRÜ
Bunun tarih boyunca hep konuşulan, fakat yapılmayan bir proje olduğunu, şimdi kendilerinin yaptığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Aynı şekilde Kız Kulesi'nin güneyinden bir başka
tüp geçit daha yapıyoruz. Onun da şu anda ihalesi yapıldı. Sahibi belli oldu. Açıklayacağız. Oradan da otomobiller geçecek. Ahırkapı'dan gelecekler, Haydarpaşa'da eski Varan otobüslerinin kalktığı yerden çıkacaklar. Bir adım daha atıyoruz. İnşallah kuzeyde 3. boğaz köprüsünü yapacağız. Ama şimdiden ona karşı çıkmaya başladılar, 'İstemezuk'. Bizde biliyorsunuz 'istemezukçular' var ya... Onlar birinci köprüye de karşıydılar. Şimdi oradan geçiyorlar. Arabalı ile geçsene, niye oradan geçiyorsun? 2. köprü yapıldı, ona da karşı çıktılar. Şimdi oradan da geçiyorlar. İstanbul trafiğine her gün 600-700 araç giriyor. Benim halkım güçleniyor. Ekonomik imkanları artıyor. Ama toplu taşıma araçlarına nedense çok ilgi duymuyor. Fakat duymaya başladılar. Her gün daha iyiye gidiyor.''
Erdoğan, modern toplu taşıma araçlarının, metronun, metrobüsün yaygınlaştığını, gayet güzel seferler vermeye başlayan metrobüsün Avcılar'dan Zincirlikuyu'ya kadar geldiğini, oradan da Kadıköy'e gideceğini anlattı.
Başbakan Erdoğan, bütün bunlarla İstanbul ulaşımına rahatlık getiren anlayışın AK Parti anlayışı olduğunu kaydetti.
Erdoğan, ''Geçmişte yapılan yanlışları tekrar etmemek şu anda bizim siyasi zihniyetimizin esasını oluşturuyor'' dedi.
Konuşmasının sonunda Başbakan Erdoğan'a, AK Parti Adalar İlçe Başkanı Özlem Öztekin
Vural, Adalar'ın eski halini gösteren bir tablo, Adalar Belediye Başkanı
Coşkun Özden de faytonların resmedildiği yağlı
boya tablo
hediye etti.
Hediyeleri alan Erdoğan, ''Burada faytonlar var, bunu değiştiremeyiz'' dedi.
Erdoğan, daha sonra Büyükada'ya geldiği ''
Salih Reis 4'' adlı deniz otobüsüyle Beşiktaş'a hareket etti.
Öte yandan, Başbakan Erdoğan, kongre için Büyükada'ya geldiğinde iskeleden kongrenin yapıldığı Anadolu Kulüp'e kadar yürüdü. Erdoğan, yürüyüşü sırasında çevredeki çocuklara
oyuncak dağıttı.
Kongreye, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Dengir Mir Mehmet
Fırat,
Haluk İpek ve
Egemen Bağış ile bazı milletvekilleri ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş da katıldı.