8. Uluslar arası
Türkçe Olimpiyatları'nın kapanış töreninde konuşan
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, konuşmasına
yabancı ülke çocukların Türkçe öğreten öğretmenlere teşekkür ederek başladı. 'Selam, barış, dostluk ve kardeşlik ülkesi
Türkiye'ye hoş geldiniz' diyen Başbakan Erdoğan, "Yer yüzündeki her dil güzeldir. Her dil kalbin aynasıdır. Bu anlamla buluşmada 120 ülkeden gelen 750 öğrenciye ortak bir kelime ile sesleniyorum. Farklı dillerde aynı anlama gelen '
selam' kelimesi ile sizlere sesleniyorum. Hepinizi en kalbi hissiyatımla selamlıyorum. Selam, barış, dostluk ve kardeşlik ülkesi Türkiye'ye hoş geldiniz. Bize bu heyecanı yaşattığınız için, sizlere, öğretmenlerimize tüm
emek verenlere bu ülke ve bu millet adına şükranlarımı sunuyorum. Bir avuç gönül adamı, dünyanın uzak coğrafyasına uzak ülkelerine hasıl oldular. Oralara Türkiye'nin gönül zenginliğini götürdüler. Hiçbir fedakarlıktan kaçınmadılar. Engellerden yılmadılar. Bahanelere sığınmadılar. Ben artık gittiğim birçok ülkede Türk okullarında Türk bayrağının dalgalandığını, Türkçe konuşulduğunu görüyor, bundan ülkem ve milletim adına büyük gurur duyuyorum. Bunu ülkemize milletimizi yaşatan bütün öğretmenlerimize, kardeşlerime bu gönül hareketine ön ayak olan herkese teşekkür ediyorum." diye konuştu.
'BİZ TÜM DÜNYADA BARIŞ İSTİYORUZ'
'Biz hiç kimsenin dili ile, inancıyla derisinin rengi ile ve etnik kökeni ile ilgili değiliz.' diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasında sık sık
Yunus Emre ve Mevlana'dan alıntı yaptı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' sözünü hatırlatan Erdoğan, "Ülkemiz bütün politikalarını bu anlayış üzerine inşa etmiştir. Biz hem bölgemizde hem de tüm dünyada sadece barış istiyoruz. Biz barış mücadelesinde samimiyiz. Biz kelime anlamı itibarıyla barış anlamı taşıyan
İslam dininin mensuplarıyız. Herkese bu anlayışla yaklaşmak zorundayız. Türkiye Medeniyetler İttifakı girişiminin mimarıdır. Yürütücüsüdür. Şuanda da büyük bir gayretle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Politikamızı, komşularımızla sıfır problem üzerine kurduk. Birçok ülkeye ile vizeleri kaldırdık. Bu samimiyetin göstergesidir. TRT Türk, Türkiye'ye tüm dünyaya Türkçe sesleniyor, barış mesajlarımızı iletiyor." ifadelerini kullandı.
'GAZZE'NİN ÇOCUKLARI İÇİN ADALET İSTİYORUZ'
Türkiye'nin geçmişten bu yana zorda kalan birçok ülkeye
yardım ettiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Bugün hiçbir art niyet taşımadan Ramallah'ın, Kudüs'ün, Gazze'nin çocukları için
adalet istiyoruz." dedi. Gazze'ye insani yardım taşıyan gemiye
İsrail askerlerinin düzenlediği kanlı saldırıdan söz eden Başbakan Erdoğan, "Hayatın baharında umut dolu gençleri Filistin'de nice genci katlettiler. Bütün bunlar bir yana Gazze'ye insani yardım taşıyan gemiye uluslararası sularda saldırdılar. 19 yaşındaki Furkan Doğan'ı hayalleri ile birlikte öldürdüler. Yeryüzünde hiç kimse çocukların katledilmesini mazur gösteremez. Bir çocuğun ölümü bütün insanlığın ölümüdür.
Masum bebeklerin masum sivillerin katledilmesine göz yumanlar katiller, görmezden gelenler en az katiller kadar sorumludur. Dünyanın neresinde olursa olsun insanlar geleceğe umutla baksın istiyoruz. En büyük
hizmet insana, eğitime yapılıyor. Dostluğa ve kardeşliğe yapılıyor." şeklinde konuştu.
ERDOĞAN, SAİD-İ NURSİ'YE ATIFTA BULUNDU
Konuşmasında Bediüzzaman'ın sözüne atıfta bulunan Başbakan Erdoğan, "Büyük mütefekkir Said-i
Nursi diyor ki; 'Bizim düşmanımız cehalettir, zarurettir, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı sabırla, marifet ve
ittifak silahları ile mücadele ederim. İşte biz bütün dünyaya bütün samimiyetimizle, ümitvar olunuz. Gelecekte en gür sada barışın sadası olacaktır." diye konuştu. (CİHAN)