Erdoğan: Sizin derdiniz başka - Video

Erdoğan, ''Türkiye'de bir kaos ve tutarsızlık varsa, o da bu başlıkları atanların kafasındadır.'' dedi.

Erdoğan: Sizin derdiniz başka - Video




Biz beyaz çarşaflılarla yola çıktık, bedel ödemeye hazırız - Video Anadolu kadınını sahneye çıkartıp onun başörtüsünü çekip çıkartmayı hangi insani anlayışla bağdaştırıyorsunuz? - Video Erdoğan'dan T.Ö'ye ağır cevap! - Video Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, Türkiye'de demokrasinin, hukuk devletinin, özgürlüklerin çıtasını yükseltmek yolunda samimi bir gayret içinde olduklarını ifade etti. Amaçlarının Türkiye'yi AB standartlarına ulaştırmak, demokrasiyi daha ileri noktalara taşımak olduğuna işaret eden Erdoğan, 70 milyonun mesuliyetini yüreğinde hisseden, ülkenin bütün vatandaşlarını adaletle, merhametle bağrına basan, onların hukukunu koruyan bir anlayışla yollarına devam etiklerini belirtti. Herkesin bahtını açmaktan, her vatandaşın yüzünü güldürmekten, toplumun her kesiminin sorunlarına aynı duyarlılıkla yaklaşmaktan başka dertleri olmadığını ve olamayacağını ifade eden Erdoğan, herkesin emniyet ve güven içinde olmasını, demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin kazanımlarından istifade etmesini istediklerini vurguladı. ''Türkiye geçmişte ne çektiyse kutuplaşmadan, gerilimden çekti, ne kaybettiyse bundan kaybetti. Artık, demode tartışma konularını tedavülden kaldıralım; artık enerjimizi üretime, kalkınmaya, büyümeye harcayalım'' diyen Erdoğan, dağ gibi aşılmaz yükseklikte zannedilen bir çok sorunun incir çekirdeğini doldurmayan kaygılar nedeniyle yıllarca ertelendiğini belirtti. Sonuçta ülkenin evlatlarının, eğitim ve üretim süreçlerinin, rekabetin, kalitenin dışında kaldığına işaret eden Başbakan Erdoğan, ''Bütün siyasi mülahazaların üzerinde bir hassasiyetle söylüyorum ki yüreklerimizi birleştirirsek aşamayacağımız hiçbir sorunumuz yok. Birbirimize inanırsak, güvenirsek, önyargı duvarlarını yıkabilirsek, aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Yeter ki birbirimizi doğru anlamaya çalışalım, empati yapalım, kendimizi karşımızdakinin yerine koyalım, birbirimizin dertleriyle dertlenmeyi başarabilelim'' diye konuştu. ''BAZI MEDYA GRUPLARI DA ESKİ ALIŞKANLIKLARINDAN KURTULAMIYOR'' Erdoğan, TBMM'de hak ve özgürlükler konusunda bir adım atıldı diye, ''CHP'nin ve onlarla birlikte hareket eden medya grubunun nasıl bir yaygara kopardığını'' hep birlikte gördüklerini söyledi. Sadece bazı siyasetçilerin değil, bazı medya gruplarının da eski alışkanlıklarından kurtulamadığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''CHP yanlısı bu grubun gazeteleri, ne yazık ki bir kez daha Türkiye'yi bölünmüş, ikiye ayrılmış gibi göstermenin gayreti içindeler. Dünyaya, 'İki Türkiye' fotoğrafı vererek, sanal kutuplaşmalar üreterek, gerilimi artırarak bir netice alacaklarını zannediyorlar. Sonra kendi yaygaralarının yansımalarını delil gösterip, 'Bakın, dünya medyası da bizim gibi düşünüyor' diye manşet atıyorlar. Güya, Türkiye'de bir kaos, belirsizlik havası ortaya çıkmış, kimse ne yapacağını, ne olacağını bilemiyormuş. Kimseyi yanıltmayın, dünya medyasından işinize geldiği gibi cımbızlayarak, seçerek verdiğiniz örnekler, sizin sesinizin yansımasıdır. O örnekler dünya medyasının çektiği Türkiye fotoğrafına ait değildir, sadece sizin çarpıtarak yansıttığınız fotoğrafa aittir. Öyle olmasa, CHP ve yandaşı gazetelerin dışarıdan nasıl göründüğünü bütün çıplaklığıyla resmeden haberleri de sayfalarınızda görme imkanına sahip olurduk. Çünkü, seçerek sayfalarınıza koyduğunuz karelerde siz görünmüyorsunuz. Hadi diyelim ki bunu kasten yapmadınız; o zaman eğer, dünyanın önemli gazetelerinde CHP ve yandaşları olarak nasıl göründüğünüzü merak ediyor da bu haberlere ulaşamıyorsanız söyleyin, biz size yardım edelim, biz gönderelim.'' ''NE OLDU DA ŞİMDİ YAYGARA KOPARIYORSUNUZ?'' Konuşmasını, ''Özelleştirmeden Vakıflar Kanununa kadar onlarca konuda CHP zihniyetinin yaklaşımlarının batıda nasıl istihza ile karşılandığını görmüyorsunuz herhalde?'' diyerek sürdüren Erdoğan, konuyla ilgili eleştirilerini şöyle ifade etti: ''(Bu CHP sosyal demokrat değildir) diyen liderlerin sesini duymadınız herhalde. Bizzat şahsıma, sosyal demokrat bir liderin CHP'yi nasıl gördüğünü anlatan kendileri olduğunu bile gazetelerinde yazamazlar ama bana anlatırlar. Çünkü dürüst değiller. Bunlar ikircikli...İşte onlara ne denir? Onu da bulmamız lazım, Türkçesini bulmamız lazım. Bakın o zaman uygar, medeni dünya, bir temel hak ve özgürlük konusunda güya rejim için endişeye kapılıp yaygara koparan CHP yandaşı medyayı nasıl tasvir ediyor, sizi nereye koyuyor, görün. Türkiye'de bir kaos ve tutarsızlık varsa o da bu başlıkları atanların kafasındadır. Bunu da böyle bilin. Daha düne kadar, seçim atmosferinin heyecanı içinde yandaşınız Sayın Baykal'ın başörtüsü sorununu çözme vaatlerini manşetlerinize taşıyordunuz. Bunu kendi manşetlerinizde boy boy yazdınız. 'Üniversitelerde böyle yasak olmamalı' diye yazdığınız yazıların daha mürekkebi kurumadı. Ne oldu da şimdi yaygara koparıyorsunuz? O zaman istismar mı yapıyordunuz, istismara alet mi oluyordunuz?'' ''HANGİ SİYASİ ETİKLE, ANLAYIŞLA...'' Başbakan Erdoğan, ''CHP zihniyetinin seçimlerden önce gerilim siyaseti izlediğini, ama 22 Temmuz'da gereken dersi milletin kendisine verdiğini'' belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Şimdi siz de gerilim politikasıyla hareket ediyorsunuz. Hiç mi CHP'nin yaşadıklarından ders almıyorsunuz? Sizin aslında başörtüsüyle bir derdiniz yok, sadece fırsattan istifade başka bir hesabı görmek istiyorsunuz. Derdiniz başka...Açık söylüyorum, aslında çıkarlarınızı tehlikede görüyorsunuz, yoksa laikliği değil. Bu manşetler, yalnızca çıkar kavganızı örtmek için bir maske... Tıpkı bazı protesto gösterilerinde, cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün Bolşevik Lenin'e meşruiyet kazandırmak için istismar edilmesi gibi, siz de laiklik üzerinden kendi çıkar kavganıza meşruiyet kazandırmanın peşindesiniz. Her fırsatta Türkiye'yi ikiye bölünmüş gibi göstermeye çok heveslisiniz. Soruyorum size; demokrasi, tek tip ve tek sesli olmak mıdır? İşte bugün bir tanesi yazmış; 'Çoğunluğun zorbalığı' diyor. Bunun edeple adapla bir ilişkisi var mı? Azınlığın çoğunluğa tahakkümüne evet diyeceksin, 411'i kaos olarak göstermek suretiyle demokrasiyi yok farzedeceksin. Sen bunu hangi siyasi etikle, anlayışla bir araya getiriyorsun? Herkes aynı düşünmek, aynı giyinmek zorunda mı? Düşünebiliyor musunuz Parlamentoda geçerli oyun, toplam oyun yüzde 80'ninden aşkını bu yasa değişikliğine 'Evet' diyor, ondan sonra siz kalkıyorsunuz, yüzde 20'ye bunu mahkum etmek istiyorsunuz. Aynı şekilde bu evet diyenlerin arkasındaki toplumsal destek yüzde 73...Yüzde 27'ye onu mahkum etmek istiyorsunuz. Bunun demokratik ilkelerle uyumlu bir yanı olabilir mi? ''ELLERİNDE TEK SİLAHLARI VAR'' Ellerinde tek silahları var, 'Diğerlerinin durumu ne olacak?' Bugüne kadar ne oldu? 5 yıllık AK Parti iktidarında ne oldu? Ama sizin anlayışınız farklı. İstanbul'a belediye başkanı olduğumda da bunlar aynı oyunu, aynı senaryoyu oynadılar. 4.5 yıl orada belediye başkanlığı yaptım, ne oldu? Hangi yaşam şekliniz değişti? Ondan sonra hangi yaşam şekliniz değişti? Buyurun yine İstanbul'da AK Parti belediyesi var, hangi yaşam şekliniz değişti? Türkiye'nin 13 büyük şehrinde, toplam 46 şehrinde, bin 800'e varan AK Parti belediyeleri var, hangi yaşam şekli değişti? Ayıptır ayıp...İzan, insaf gerekir, ayıptır ayıp. Bu ülkenin evlatlarını birbirine düşürmeye kimsenin hakkı yok. 'Sayın Başbakan niye kızıyorsunuz?' Ben ciğerlerimden konuşuyorum. Ama bunlar sipariş üzerine konuşuyor. Çünkü bunların derdi başka...Özgürlükler konusundaki hassasiyetiniz sadece sizin işinize gelen konuları mı kapsıyor? Eğer bu sorulara gerçekten 'Evet' diyorsanız, korkarım ki siz demokrasiyi yanlış öğrenmişsiniz. Sizin düşlediğiniz düzen demokrasi değil, düpedüz diktatöryal bir rejimdir. '' ''TARTIŞMAYI ÇATIŞMA GİBİ GÖSTERİP...'' ''Farklı görüşler var, bir tartışma ortamı var'' diye kimsenin Türkiye'yi bölünmüş gibi göstermeye hakkı olmadığını ve olamayacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''İşte buyurun daha şimdiden, daha Sayın Cumhurbaşkanı değerlendirmesini yapmadan hemen bakıyorsunuz anamuhaletin başı, şimdiden ahkam kesmeye başladı. Şimdiden yargıya akıl vermeye başladı, şimdiden yönlendirme yapmaya başladı. İstikamet veriyor ve idam sehpasının yolunu gösteriyor. Sen nasıl demokratsın ya...Sen nasıl demokratsın, sen nasıl demokratsın? Ama biz şuna inanıyoruz; biz bu yola çıkarken daha önce de demokrasiye inanmış insanların söylediğini söylüyoruz. Biz o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık, biz bu konuda bedel ödemeye hazırız, bu konuda rahatız.'' Sözleri ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganlarıyla kesilen Erdoğan, ''Düşünce ve fikir tartışmasını çatışma gibi gösterip demokrasiyi, farklılıkları, özgürlükleri kötülemeye; dayatmacılığı, tek sesliliği ve yasakları yüceltmeye çalışıyorsunuz. Sıhhıye Meydanı'na gelen hanım kardeşlerimizi, hele hele bir tanesini seçip, 70-80 yaşındaki bir Anadolu kadınını sahneye çıkartıp, onun başından başörtüsünü çekip çıkartmayı hangi insanı anlayışla bağdaştırıyorsunuz? İşte sizin yaptığınız budur. İnsana yaklaşım tarzınız budur'' dedi. ''DEMOKRASİMİZE HAKSIZLIK YAPMAKTAN VAZGEÇİN'' Meclisin, milletin sorunlarını çözmek için hukuk çerçevesinde bir adım attığını kaydeden Erdoğan, ''Meclis'e ve millete güvenmeyenlere, milletin de güvenmeyeceğini'' vurguladı. ''Zaten güvenmiyor'' diyen Erdoğan, kamuoyu araştırmalarında güvenilirliği en düşük kurumlar arasında medyanın geldiğini, ''Bir kısım medyanın güvenilmez tavırlarının, milleti küçümseyen tavırları yüzünden medyanın genel itibarının da zarar gördüğünü'' söyledi. Türkiye'de herkesin görüşlerini söyleyip meseleleri tartışacağını, sonra da demokrasinin kurallarının işlediğini ve işleyeceğini belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Demokratik düzenlerde kararlar nasıl oluşur, bu bellidir. Türkiye'de de işler, beğenseniz de beğenmeseniz de bu böyle yürüyor. İşte Genel Kurulumuzda, Divanın arkasındaki ifade ortadadır; 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.' Bazı vatandaşlarımızın hassasiyetlerini kullanarak, laikliği çıkar kavganıza maske yaparak, bizden hiç bir haksız menfaat elde edemezsiniz, edemeyeceksiniz. Tehdit suretiyle bizden menfaat elde edemeyeceksiniz, edemezsiniz. Bunlar, kendilerine göre alıştıkları köşeye sıkıştırma metotlarıdır. Biz bunları biliyoruz. Ama bundan bizden bir şey alamayacaksınız, boşuna uğraşmayın. Ortak değerlerimizi istismar ederek, insanlarımızı kışkırtarak, bir bardak suda fırtına kopararak bir yere varamazsınız. Gelin Türkiye'ye de insanlarımıza da demokrasimize de haksızlık yapmaktan vazgeçin. Medyamız, siyasetçilerimiz bu ülkeyi dünya nezdinde küçük düşürmenin değil, bu ülkeyi büyütmenin hesabı içinde olmalıdır.'' Bu arada, Başbakan Erdoğan'ın, ''Biz o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık, biz bu konuda bedel ödemeye hazırız'' sözleri üzerine, Eski TBMM Başkanı, AK Parti Manisa Milletvekili Bülent Arınç'ın da aralarında bulunduğu bazı milletvekillerinin duygulandığı görüldü.
<< Önceki Haber Erdoğan: Sizin derdiniz başka - Video Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER