Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''
Yunus Emre ne diyorsa Ahmet
Hani de aynısını söylüyor.
Mevlana ne söylüyorsa, Faki Teyran da aynısını söylüyor. Kimi
Kürtçe söylüyor, kimi
Türkçe söylüyor. Ama hepsi de, Yunus'un söylediği gibi, 'Yaratılanı severim, yaradandan ötürü' diyor. İnancı ne olursa olsun, dili, rengi ne olursa olsun; değil mi ki hepimizi
Allah yarattı, Allah için, Allah aşkı için birbirimizi seviyoruz.'' dedi.
Başbakan Erdoğan, 12
Eylül referandumu kapsamında partisi tarafından düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etmek ve bir okulun açılış törenine katılmak amacı ile
Van'a geldi. Erdoğan'ı Ferit Melen Havaalanı'nda,
Vali Münir Karaloğlu,
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin Çelik, AK Parti
bölge milletvekilleri ve diğer ilgililer karşıladı. Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra kızı
Sümeyye Erdoğan, devlet bakanları
Egemen Bağış ve
Cevdet Yılmaz,
Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi Eker, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Abdülkadir Aksu ve
Başbakanlık Müsteşarı
Efkan Ala da Van'a geldi.
12 Eylül Referandumu kapsamında partisince Van Beşyol Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuşan Erdoğan, ''Serhat şehri Van'ı, kültür, tarih ve
medeniyet şehri Van'ı selamlıyorum.'' diyerek konuşmasına başladı.
Başbakan Erdoğan, ''Van'ın
yiğit, cömert, civanmert insanlarını selamlıyorum. Biz Van'a sevdalıyız. Aziz milletimize sevdalıyız. Ferhat gibi dağları deliyor, Mecnun gibi çöller aşıyor, bu ülkeye, bu millete
hizmet kazandırmanın, eser kazandırmanın mücadelesini veriyoruz.
Türkiye'nin
doğusu ile batısı arasında ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Türkiye'nin kuzeyini güneyinden ayırmadık, ayırmıyoruz. Aşkla, sevdayla, 81 vilayetimize, 780 bin kilometrekare vatan toprağına hizmet üretiyor, 73 milyon vatandaşımızın tamamının hayır duasını almaya çalışıyoruz." diye konuştu.
"Bizim, kitabımızda etnik bölgesel, dinsel milliyetçilik yok. Zira biz 'Yaratılanı yaradandan ötürü seven' bir medeniyetin mensuplarıyız." diyen Erdoğan, şöyle devam etti: Biz, dikkat edin, batıda ayrı, doğuda ayrı konuşanlardan değiliz. Biz, kuzeyde ayrı bir dil güneyde ayrı bir dil kullananlardan değiliz. Biz Van'da ne söylüyorsak, Ankara'da da onu söylüyoruz.
Diyarbakır'da onu söylüyoruz. Bizde değişiklik yok, bu şekilde bu yolculuğumuzu devam ettirdik. Aynı kararlılıkla devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"12 EYLÜL'DEKİ REFARANDUM YENİ BİR ADIM YENİ BİR MİLAT"
12 Eylül'de yapılacak
halk oylamasının yeni bir adım ve milat olduğuna dikkat çeken Başbakan Erdoğan, Bu halk oylamasında yeni bir adım atılacak, yeni bir milat. Van bir başka bakacak dünyaya, Türkiye bir başka bakacak dünyaya.'' şeklinde konuştu.
Aşkın insanı deli divane ettiğini savunan Erdoğan, şunları kaydetti:''Biz milletimiz için bu yola koyulduk, mücadeleyi verdik. Ve bu samimiyet bizi buralara taşıdı. Nasıl Edirnelinin, Artvinlinin, Sivaslı'nın, Antalyalının, Aydınlının, İzmirlinin derdi bizim derdimizse, Hakkarilinin, Muşlunun, Bitlislinin, Bingöllünün, Batmanlının ve elbette Vanlının derdi de bizim derdimizdir. Biz bu ülkenin her karış toprağına sevdalıyız. Biz bu ülkenin insanına sevdalıyız. Yunus Emre ne diyorsa Ahmet Hani de aynısını söylüyor. Mevlana ne söylüyorsa, Faki Teyran da aynısını söylüyor. Kimi
Kürtçe söylüyor, kimi Türkçe söylüyor. Ama hepsi de, Yunus'un söylediği gibi, 'Yaratılanı severim, yaradandan ötürü' diyor. İnancı ne olursa olsun, dili, rengi ne olursa olsun; değil mi ki hepimizi Allah yarattı. Allah için, Allah aşkı için birbirimizi seviyoruz. Ama bunu istismar eden yok mu, var. İşte biz böyle bir anlayışla 81 vilayete hizmet ediyoruz.
Güneydoğu ve Doğu tarihinde almadığı hizmeti bizim dönemizde aldı.'' açıklamasında bulundu.
Erdoğan, konuşmasının son bölümünde BDP'yi
hedef aldı ve sözü Kürtlerin kendisini hangi partiye yakın gördüğüne getirdi: "Türkiye'nin tamamında olduğu gibi doğu ve güneydoğu illerimizde üniversitesi olmayan şehir bırakmadık. Ben açık konuşmayı severim. Bir parti temsilcisi 'Kürtlerin temsilcisi biziz' diyor. Bu ayrımcılıktır. Bugün Kürt vatandaşlarımın en fazla yoğunlaştığı parti benim partimdir. Kürt kökenli insanlar benim kabinemde de var, bakanlarım da var MYK'ya da var. Güneydoğu ve Doğu
Anadolu tarihinde almadığı hizmeti bu dönemde almıyor mu? Şimdi 'Biz Kürtler'in temsilcisiyiz' diyenler, siz ne verdiniz bu ülkeye? Siz sadece ayrımcılık yaptınız ve hala yapıyorsunuz."
Hükümetin icraatlarından da bahseden Erdoğan, "Kimse kalkıp da 'Siz bu bölgeyi
ihmal ettiniz' diyemez.
Öğretmen sayılarını arttırdık. Karayollarında yaptıklarımız zaten ortada. Bu bölgede
TOKİ olarak 6 katrilyonluk konutluk yatırım yaptık. Güneydoğu'da sigortalı sayısı 147 bindi bizim dönemimizde 318 bine ulaştı. Demokrasinin standartları yükseldikçe ekonomi gelişir.
Ekonomi geliştikçe hak ve özgürlükler daha iyi ileri gider. Demokratik standartlar geliştikçe,
insan hakları gelişince
terör biter. İşte o zaman gençler kurtulur, işte o zaman anneler ağlamaz, işte o zaman ocaklar sönmez." şeklinde konuştu.
Konuşmasında 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi'nde yaşanan insanlık dramına da atıfta bulunan Erdoğan derin bir ah çektikten sonra şunları kaydetti: " Ah şu Diyarbakır'ın hapishanesinin dili olsa da konuşsa. Şu Van hapishanesinin dili olsa da konuşsa. 12 Eylül'de gençlere neler yaptılar? Nasıl kan kusturdular? O duvarların dili olsa da anlatsa. Biz 12 Eylül zihniyetiyle yüzleşiyoruz. Bir tarafta özgürlükler var, hak var hukuk var bir tarafta krallar var. Biz krallardan yana değil hukuktan yana olacağız."