TBMM Genel Kurulunda 61.
Hükümet programını sunan Erdoğan,
elektrikli otomobil imalatının müjdesini verdi...
Türkiye'nin hızlı
büyüme dönemlerinde yaşadığı yüksek cari açığın altında bazı yapısal nedenler bulunduğunu belirten Erdoğan, enerjide dışa bağımlılığın yüzde 74'ler seviyesinde olduğu Türkiye'de petrol ve doğalgazın neredeyse tümünün, kömürün ise 5'te 1'inin
ithal edildiğini, bu nedenle uluslararası enerji
fiyat hareketlerinin Türkiye'nin cari açığını doğrudan etkilediğini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, cari açığın GSYH'ye oranı 2008'de yüzde 5,7 iken, 2010'da yüzde 6,5 olarak gerçekleştiğini belirterek, ''
Enerji fiyat etkisinden arındırıldığında ise bu oranlar sırasıyla yüzde 1,8'e ve yüzde 4'e geriliyor'' dedi. Cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla
yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzı içindeki payını artıracaklarını belirten Erdoğan, bu amaçla nükleer santrallere yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edeceklerini bildirdi.
Gelecek dönemde başta
makine ve otomotiv olmak üzere,
demir-çelik,
tekstil, hazır
giyim ve konfeksiyon, elektrik ve
elektronik ile kimyevi maddelerin, ihracat stratejisinin lokomotif sektörleri olmaya devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bununla birlikte yeni
rafineri inşası,
elektrikli otomobil imalatı, ileri teknoloji içeren hava taşıtı motorları ve parçalarının imalatı konularında teşvik sistemini güçlendirerek yurt için üretim kapasitesini artıracağız. Sektörlerin uluslararası
rekabet gücünün ve ülkemizin dünya ölçeğinde
pazar payının artırılması,
dış ticaret dengesi ve cari dengenin makul seviyelerde tutulması amacıyla etkin dış ticaret politikaları uygulayacağız. Bu hedeflerin gerçekleşmesi için eşgüdümü sağlamak amacıyla
Ekonomi Bakanlığının kurduk.
Üretim ve ihracatın ithalata olan bağımlılığını azaltmak amacıyla ara malı ve yatırım mallarında yurt içi üretim kapasitesini artırıcı politikaları sürdüreceğiz.
2023 yılı ihracat hedefimiz 500 milyar dolar. Bu Hükümet döneminde, 2015 yılı itibariyle ihracatımızı 200 milyar dolara ulaştırmış olacağız.
2012-2014 dönemini kapsayacak orta vadeli programımızı önümüzdeki aylarda açıklayacağız. Orta vadeli programı, mevcut küresel
ekonomik gelişmeler ışığında, krizin etkilerinin özellikle gelişmiş ekonomilerde bir süre daha devam edeceğini dikkate alan ihtiyatlı bir yaklaşımla hazırlayacağız.
Güven ortamının korunması ve büyümenin istikrarlı bir şekilde devam etmesi için en
küçük bir taviz vermeyeceğiz. Ayrıca
bütçe dengelerinin kalıcı bir şekilde tesisi ve diğer tedbirlerle cari açığı sürdürülebilir seviyelere çekerek, bankalarımızın ve özel sektörümüzün güçlü bir
sermaye yapısıyla çalışmasını sağlayacağız. Özel sektörün ve hane halkının borçlanmalarında, daha makul miktarları, uzun vadeleri ve para birimi olarak Türk lirasını
tercih etmelerini teşvik edeceğiz.''