Erdoğan'dan Baykal'a sert eleştiri

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 21 Ekim Pazar günü Türkiye'de önemli bir referandum gerçekleştirileceğini belirterek, ''Bu referandum 'bundan sonra Cumhurbaşkanını ben seçeceğim', bunun kararını verme oyudur'' dedi.

Erdoğan'dan Baykal'a sert eleştiri

Kanal 24'de yayınlanan ''Ankara Masası'' programında canlı yayına katılan Erdoğan, 22 Temmuz seçimlerinde vatandaşın önüne iki sandık koymak istediklerini anlattı. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Sağolsun önceki Cumhurbaşkanı oradaki yasal haklarını sonuna kadar kullanınca bunu çıkarmak mümkün olmadı, 120 günlük süre işledi. Şu anda bu 120 günlük süre pazar günü bitiyor. Bunun pazar gününe kalmasının sebebi o. Bu arada da Cumhurbaşkanlığı seçiminin parlamentoda yapılması gerekiyordu. Bu parlamentoda bu seçim yapılmış oldu, yine malum parti CHP önce koltukları boş bıraktı, baktı ki boş bırakmak falan kar etmiyor. Aklı selim galip geldi, AK parti, MHP olumlu yaklaşım göstermek suretiyle 11. Cumhurbaşkanımızı seçmiş olduk. 11. Cumhurbaşkanını seçmek suretiyle referandum konusu düşmüş oldu. Orada kalan ne oldu? Bundan sonraki Cumhurbaşkanı seçimlerini halk yapacak. Pazar günü bunu oylayacağız. Bu tür krizler ileride çıkarılmak istenirse bu krizi çözecek olan yer neresi? Millet. Biz millete diyoruz ki 'Cumhursun, dolayısıyla başkanını da bundan sonra sen seç'. Milletvekili seçilme sürecini de 4'e indiriyoruz. Cumhurbaşkanı 5 yıllığına seçiyoruz, beğenirsen ikinci 5 yıl için devam dersin, ya da tamam dersin. Bunun yetkisini de sana veriyoruz.'' Erdoğan, referandumdan ''evet'' sonucunun çıkması durumunda toplantı yeter sayısı için farklı rakamlar aranmayacağını ve 184'ün tek toplantı yeter sayısı olacağını belirtti. ''BU HAKKINI GEL SANDIKTA KULLAN'' Referandumdan çıkacak neticeyle bir rahatlama olacağını kaydeden Erdoğan, ''Milletimiz de bunu bekliyor. Oyunu atacak, 4 tane kilitli olan kapıyı açmış olacak. Çok önemli bir şey'' dedi. Başbakan Erdoğan, pazar günü yapılacak referandumla ilgili olarak da vatandaşlara, ''Cumhurbaşkanını artık sen seçeceksin, bunun kararını veriyorsun. Burada demokratik bir hakkın var. Bu hakkını gel sandıkta kullan. Nasıl olsa, buraya girerler, seçilir deme. Artık bu tür referandumlara da Türkiye'nin alışması lazım. Yarın belki çok farklı alanlarda bu tür referandumlar yapılması gerekecek'' çağrısında bulundu. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Çıkmış CHP, 'biz gitmiyoruz' diyor, demokrasiye inanıyorsan gidersin tavrını koyarsın, dersin ki ben olumsuz düşünüyorum. Gelmemek bir tavır değil mi? Tabii, bu da bir tavır, gelmeyebilirsin. Katılım sayısı azalırsa, şimdi onu söylüyorlar, bunu tartışma konusu haline getiriyorlar, böyle bir hukuk maddesi yok, ne Anayasa'da ne de yasalarda. Kim gelirse onuların oyu bunu belirleyecek. Gelenlerin içerisinde yarıdan bir fazla oy neyse karar odur. Halkımız önüne sandık geldiği zaman sandığa gitme bilincini ortaya koysun.'' Erdoğan, Türkiye'de ilerideki dönemlerde çevreden yerel konulara kadar pek çok konuda referandum yapılabileceğini söyledi. ''SAYIN BAYKAL'IN EN BÜYÜK MESLEĞİ KRİZ MİMARLIĞI'' Başbakan Erdoğan, referandumun partiler için bir sınav sayılıp sayılmayacağının sorulması üzerine de, referandumu rövanş olarak görmediğini söyledi. Erdoğan, ''Burada milli bir mesele var. Cumhur, başkanını seçecek. Parti olarak biz başkanımızı seçmiyoruz ki... Biz kalkıp da 'nasıl olsa Sayın Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçildi' diye bir ifade de kullanmadık. Bu referandumda Sayın Gül konu değil'' dedi. ''Sayın Baykal, onun da konu olduğunu söyledi'' denilmesi üzerine de Erdoğan, ''Sayın Baykal'ın en büyük mesleği kriz mimarlığıdır. O yine bu tür mimarlık hazırlığı içerisindedir'' dedi. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Kaldı ki partisinde ciddi sıkıntıları var. Bu sıkıntıları giderebilmek için 'yeni enstrümanlar bulabilir miyim' gayreti içerisindedir. Geçmişte söyledikleri ile şimdi söyledikleri çelişiyor. Bu havayı değiştirmesi lazım. Onun için havayı nereye kaydırmak istiyor. Pazar gününe bu şekilde bir yaklaşım, bir kılıf giydirme.... Pazar gününden sonraya da bir hazırlık yapması lazım. Aslında bu pazardan sonrasına bir hazırlıktır. Herhangi bir şey bulabileceğine inanmıyorum. Bu olay A, B partisinin sorunu değil, milletin sorunudur. Bu bir ilke meselesidir. Biz bir ilkenin oylamasını yapıyoruz. Diyoruz ki halk kendi cumhurbaşkanını seçsin.'' Erdoğan, referandumun siyasi sonuçları olup olmayacağı yönündeki soru üzerine de, ''Referandum kültürü Türk siyasetinde bununla çok daha farklı bir yere oturacaktır'' yanıtını verdi. ''UYUMUN OLMADIĞI YERDE ÜLKE YORGUN DÜŞER'' ''Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanının sistemde daha büyük bir rahatlık oluşturabileceğini düşünüyor musunuz?'' sorusu üzerine de Erdoğan, cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar arasında uyum olmasının Türkiye'ye çok şeyler kazandıracağını söyledi. Erdoğan, ''Uyumun olmadığı yerde ülke yorgun düşer. Yasama, yürütme, yargı... Üçünün de birbiri ile koordineli olması, birbirine takoz koymamasında çok büyük fayda var. Ben onu hayal ediyorum, o takozların konulmadığı bir ülkede çok daha farklı bir şekilde büyürüz'' dedi. ''Türkiye ve Ilımlı İslam tartışmalarıyla ilgili'' bir soruyu da Erdoğan, ''Bunu gündeme getirenler daha önce İran şablonunu getirmek istediler, tutmadı. Tutmayınca Malezya şablonu ortaya koydular'' yanıtını verdi. Erdoğan, tartışmaları başlatan kişi olan Richard Holbrook ile ABD'de görüştüğünü ve kendisine ''Ben bunu böyle bir düşüncede söylemedim. Amerikalılar'a anlattım da, Türkler'e anlatamadım'' dediğini ifade etti. Partisinin kuruluşunda, 1982 Anayasası'nın gerekçesindeki laiklik tanımını aldıklarını anlatan Erdoğan, ''Ilımlı İslam. Yok böyle bir şey. İslam İslam'dır. Bunun ılımlısı, ılımsızı diye bir şey olmaz. Müslüman, Müslüman'dır. Bunun dindarı vardır, dindar olmayanı vardır. Bunu yargılama hakkına ben sahip değilim. Ben kendimden mesulüm'' diye konuştu. Erdoğan, Türkiye'de mahalle baskısı olmadığını, aksine homojen yapılar olduğunu ve insanların kendi aralarında dayanışma örnekleri verdiğini söyledi. 301. MADDE Türkiye'nin 301. madde ile ilgili ne tür bir yaklaşım içerisinde olacağına ilişkin soru üzerine de Erdoğan şunları söyledi: ''Benim kişisel yaklaşımım, 301'in 1. fıkrası ile ilgili, madde aynen korunabilir, ama gerekçesinde oradaki 'Türk milleti' ifadesinin etnik unsur anlamında değil, anayasal vatandaşlıkla alakalı olduğu gerekçede bildirildikten sonra bu iş çözülmüş olur. İkinci bir konu da, yurt içi, yurt dışı suçlarda da onun karşılığı neyse aynı olmalıdır. İçeride farklı dışarda farklı olmasını yanlış buluyorum. 3. ve 4. fıkraları da çıkarmak suretiyle bunu çözmüş oluruz.'' Hükümetin referandumu ihmal ettiği yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Erdoğan, ihmalden bahsedilemeyeceğini, hükümetin kurulması ve cumhurbaşkanı seçimlerinin ard arda geldiğini söyledi. Halkta olduğu gibi parti teşkilatlarında da rehavet olduğunu anlatan Erdoğan, ''Tüm vatandaşlarıma diyorum ki, demokrasi diyorsanız, demokrasiye inanıyorsanız, durmak yok hep beraber sandığa'' dedi. Erdoğan, referandumun kabul edilmesi durumunda seçilmiş olan cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıl, milletvekillerinin görev süresinin ise 4 yıl olacağı iddialarıyla ilgili de, konunun nihai kararını Yüksek Seçim Kurulu'nun vereceğini söyledi. Erdoğan, 2008'de anayasa çalışmalarını bitirmeyi ve halk oyuna sunmayı hedeflediklerini kaydetti. ''Faiz dışı fazla 1 puan düşürülüyor, mali disiplinden taviz mi veriliyor?'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Bu artık beklenen bir şeydi. Türkiye'nin yatırımlar konusunda atması gereken adımlar var. Bu dönemde yap-işlet'lere ve yap-işlet-devret'lere biraz ağırlık verelim istiyoruz'' dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilişkilerinin nasıl olduğunun sorulması üzerine, Cumhurbaşkanı Gül ile aralarında 30 yıla dayalı bir dostluk olduğunu belirtti. Çalışmalarını devlet adabı ve disiplini içerisinde götürdüklerini anlatan Erdoğan, ''Herhangi bir sıkıntı yok. Sıkı bir çalışma içerisindeyiz'' dedi. Rahşan Ecevit'in eski Başbakan Bülent Ecevit'in naaşını Devlet Mezarlığı'ndan taşımak istediğinin hatırlatılması üzerine de Erdoğan, ailenin talebine uyulması gerektiğini kaydetti. ''BİR REHAVET OLMAMASI GEREKİR'' Erdoğan, 21 Ekimde gerçekleştirilecek referandumun önem taşıdığını ifade ederek şunları kaydetti: ''Bu referandum, Türkiye'de demokrasiye gönül verenlerin, demokrasiye inananların ve bundan sonra cumhurbaşkanı ben seçeceğim, bunun kararını verme oyudur. Ben referandumda 'evet' demek suretiyle cumhurbaşkanımı seçiyorum. Bu da oy pusulasında beyaz olan kısma mührü vurması demektir. Bunu başarabilmek için de bütün vatandaşların hep birlikte sandığa gitmesi lazım. Bunu ailece yapmaları lazım. Bir rehavet olmaması gerekir. Nasıl olsa neticesi belli olan bir seçim dememesi gerekir. İnanıyorum, halkım, vatandaşım bu işi sıkı tutacaktır ve sandığa giderek mührünü 'evet'e basacaktır. Evet olsun, cumhurbaşkanımız bundan sonra halkımızın oyları ile seçilsin'' AA
<< Önceki Haber Erdoğan'dan Baykal'a sert eleştiri Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER