Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Libya konusunda kendisini eleştiren
CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki göstererek, " Son dönemde ismi geçen
ülkelerin haritada yerini göster deseniz inanın belki de yerini gösteremez" dedi.
Partisinin TBMM'deki grubunda konuşan Başbakan Erdoğan,
Türkiye'nin bölgesinde çok önemli gelişmelerin yaşandığı , seçime 110 gün kala ise iç siyasetin hareket kazandığı bir döneme girdiğini söyledi. Ortadoğu'da bir süreden beri devam eden
halk ayaklanmalarına değinen Erdoğan,
Tunus'ta başlayan olayların
Yemen, Libya, Fas ve Cezayir'e sıçradığını anımsattı. Tunus ve Mısır'daki olaylarla ilgili samimi tavsiyelerinin kimi siyasetçiler. yazarlar tarafından farklı şekillerde eleştirilmesine tepki gösteren Erdoğan," Özellikle anamuhalefet partisinin genel başkanı Mısır'ın eski Devlet Başkanı'na yaptığımız tavsiyeleri
erken olarak nitelendirdi. Ancak Mısır'da ortaya çıkan sonuç karşısında bir kez daha mahkum oldu. Aynı Genel Başkan bugün Libya ile acele açıklama yapmamızı bekleyerek bir yandan kendisi ile çelişiyor diğer yandan da dış
politika alanında en
küçük bir vizyona sahip olmadığını aleni olarak ortaya koyuyor. CHP Genel Başkanı maalesef daha da ileriye giderek kendisine sorulan çanak bir soru karşısında ' Ödülünün hakkını veriyor Sayın Başbakan' diyecek kadar sorumsuzca bir açıklama yapıyor. Son dönemde ismi geçen ülkelerin haritada yerini göster deseniz inanın belki de yerini gösteremez. O ülkelerde toplumsal yapı nedir? Türkiye'nin bu ülkeler ile ilişkileri hangi aşamadadır, oralarda ne kadar Türk vatandaşı yaşıyor, ne kadar Türk
işadamı yatırım yapıyor diye sorsanız bunların çoğunu da bilmez. Ne Türkiye'nin bu bölgedeki yatırımlarından, imkanlarından, oradaki insanlarından veya hassasiyetlerinden haberi var ne de bu ülkelerin iç yapıları hakkında bir kanaate sahip. Ama sırf hükümeti, sırf AK Partiyi eleştirmek uğruna kendi ülkesinin uluslararası vizyonunu gözardı ederek Libya'da ki Türk vatandaşlarının güvenliğini çiğneyecek kadar da ileri gidebiliyor" diye konuştu.
Libya'da 25 bin civarında
Türk vatandaşı, 200'ü aşkın Türk yatırımcı olduğunu kaydeden Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Muhalefet partileri, gazeteciler ve köşeyazarları ve medya kuruluşları Türkiye'nin
dış politikasına ilişkin olarak şu gerçeği artık görmek durumundalar; Türkiye hiç kimsenin keyfi için acele ile duygusallık ile özellikle de ısmarlama beyanat veren dış politikasını gündelik gelişmelere göre belirleyen ülke değildir. Türkiye geçmişte olduğu gibi dış politikasında birilerini peşine t
akılıp giden gelişmeleri tribünlerde izleyen akıntıya göre yol alan ve en önemlisi de gündemi belirlenen ülke değil. Biz ne zaman, nerede ve nasıl açıklama yapacağımızı gayet iyi biliyoruz. Bunun zamanlamasını kimseden alacağımız talimatla değil, kendi ilgili arkadaşlarımızla ilgili birimlerimizle en geniş şekilde yaparak anı,vakti geldiğinde bu açıklamaları yaparız. Bu açıklamalar yapılırken te boş duran bir Türkiye
Cumhuriyeti yönetimi de yok artık. Bu arada yapılan birçok şey var. atılan pekçok adım var. Bu konuda hiçbir bilgiye sahip olmayanların akıl vermesine de ihtiyacımız yok. Biz her konuda ilkesel duruşumuzu , samimi kanaatlerimizi ortaya koyar, tarihi mesuliyetimizin bilincinde olarak gereken mesajı tüm dünyaya veririz . Ama biz aynı zamanda Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin menffatlerini de en üst düzeye gözetir bunlara halel gelmemesi için gayret sarf ederiz. Eğer bugün batılı ülkelerin ne söyleyeceği nasıl tavır alacağı değil de Türkiye'nin ne söyleyeceği nasıl tavır takınacağı merak ediliyorsa, Türkiye'nin alacağı tavır olayların seyrini etkiliyorsa öncelikle bu durum iyi anlamalı, bunun sorumluluğu ile hareket etmeliyiz. Bu konular hariçten gazel okuyarak, desteksiz atarak, fantezi yaparak değerlendirilemez. Milletlerin kaderini, halkların geleceğini, insanın yaşamını ilgilendiren konularda büyük bir hassasiyet göstermek her yönünü ele almak gerekir: Büyük devletlere yakışan kenarda durup seyretmek değilse kenar da durup laf üretmek te değildir. Biz gelişmeleri 24 saat yakından tüm boyutları ile izliyoruz Gereken temasları sağlıyoruz. Gereken adımları da atıyoruz. Diplomasi sadece medya karşısına çıkıp konuşmakla söylem türetmekle yapılmaz. Türkiye Cumhuriyet Devleti böyle bir durumda gereken neyse gereğini yapar ve yapmaktadır.
Biz ne ilkesel duruşumuzdan taviz veririz ne de kardeş halkların haykırışlarına
kulak tıkarız ne de Türkiye'nin çıkarlarına zarar veririz. Böyle hassas ve önemli konunun iç politika polemiği haline dönüştürülmesi son derece yanlıştır, ülkemizin milli çıkarlarına zarar verir." Erdoğan, Libya'da verine 'İnsan Hakları Ödülü'nün
Filistin meselesi konusunda duyarlılığı ve çabaları nedeniyle verildiğini söyledi.