İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları....
Çeşitli liderlerle görüşmelerimiz oldu.
Birçok devlet başkanıyla ikili görüşmelerimiz oldu. Obama ile bölgesel meseleleri ele aldık. Şam'a operasyonunun şart olduğunu görüyoruz. BM'nin raporunun ortaya çıkması ve bundan sonra operasyonun netleşmesi yönünde bir kanaat var. Liderler Şam'a yönelik operasyonu kabul ediyor.
Kimyasal silahlarla ilgili hassasiyet ortaya konurken 100 binlerce insanın ölmesi ve yüz binlerce sığınmacı gözardı ediliyor. Tanklarla toplarla insan öldürenler suç işlemiyor mu? Göçe zorlanan 7 milyon insanın suç layihasında yeri yok mu?
Kimyasal silahla binlerce insan öldürüyor. Bazıları Esed değil muhalifler yaptı gibisinden bir hava oluşturmaya çalışıyorlar. O silahların kimler tarafından atıldığı da malum ortada. Bunu görmeyenlerin tarih karşısında hesap vermesi gerektiğini hatırlatıyoruz. İnsanlığa karşı da suç işlediklerini hatırlatmak istiyorum. Bir iki tane fok balığı öldüğünde dünyayı ayağa kaldıranlar burada yüz binlerce insan ölüyor ve burada sessiz kalmak insani değildir.
DAHA KÖTÜ NE OLABİLİR?
Esed gidince ne olacak diyorlar? Bundan daha iyi olacak. Halkını bombalayan kimyasal silah kullanan bir iktidardan daha kötü ne olabilir?
500 bin sığınmacı için açık kapı politikasıyla süreci sürdürüyoruz. Zaman zaman bazı dostlar bütçen nedir diye soruyorlar. Bende diyorum ki çadır kentler kuruyoruz, eğitim, sağlık masraflarını karşılıyoruz. Siz de ona göre desteğini yapın diyorum.100 bin dolarları gönderenler nasıl gönderdiyse onlar da göndersinler. Türkiye bunların altından kalkacak güçtedir.
OPERASYON DİYE BİR ŞEY YOK
Şu anda ortak bir operasyon diye bir şey yok. Ancak koalisyon oluşturulabilir. Bu tür bir operasyonun hareket planı nasıl olur ayrı bir konu. Burada Rusya ve Çin'le görüşmelerimiz devam ediyor.
EN BÜYÜK TEHLİKE BU
Rusya hala kimyasal silahı Esed'in kullandığını kabul etmiyor. Benim tanıdığım bildiğim Suriye halkı aşırı uçlara prim vermez. Irak'taki olay mezhep savaşına dönüştü. Suriye'yi de bekleyen en büyük tehlike bu.
Suriye için bir karar sorunu yok. Muhaliflerin en büyük beklentisi bir hava desteğidir.
ODTÜ'DEKİ OLAY: "YÖK DE BİZ DE GEREĞİNİ YAPACAĞIZ"
"YÖK gereğini yapacaktır. Konuyla ilgili olarak bizler de gereğini yapacağız. Ben niçin polisimizin üniversitelerde görev almasını istediğimi bu olay ispatlamıştır. Orada da sivil polis vardır. Bizim de sivil polisimiz olayda yer alacaktır. Oradaki özel güvenlik ise olaya müdahale etmiyor. Başörtülüler orada stand açamayacak mı? O üniversite sadece senin değil ki? O üniversite herkesin. Ellerinde kartonlarla beraber adeta bahçe bekçisi gibi dolaşıyorlar. Böyle bir şeye müsade etmemiz mümkün değil. O kızlarımız orada diğerlerinin hakkı neyse aynı hakkı kullanacak. Buna kimse mani olamaz. Bunun gereği neyse yapılır ve sonuna kadar takipçisi olacağız. Artık onların özlediği Türkiye çok geride kaldı. Şimdi temel hak ve özgürlüklerin egemen olduğu bir Türkiye inşa ediyoruz. Düşünce, inanç özgürlüğü vardır, eğitim öğretim özgürlüğü vardır. Bunlara mani olanlar bedelini öderler"