Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: "Ortada olmadığı halde durumdan vazife çıkaran ve rol kapanlar" olduğunu aktaran Başbakan Erdoğan, batılı devletlere "Libya'nın petrol kuyuları üzerinde hesap yapmayın" mesajı verdi. Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM), İletişim Fakültesi'nin TRT'nin katkılarıyla hazırladığı 'Medeniyetlerin Anlatılmamış Tarihi, Batıya Doğru Akan Nehir' Medeniyet Belgeseli'nin lansmanı düzenlenen törenle yapıldı. İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen tanıtım törenine; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İstanbul Vali Vekili Mustafa Altıntaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşcu ve çok sayıda davetli katıldı. Türk Sanat Musiki Konseri ile başlayan tören, TRT'de son dönemde yapılan ve yapılması planlanan programların tanıtımı ile devam etti. Salondaki dev sinevizyon ekranında merhum Başbakan Adnan Menderes ve Necip Fazıl Kısakürek'in göründüğünde ise salonda alkış tufanı koptu. Ardından belgeseli hazırlayan Medeniyet Araştırmaları Merkezi ve Batıya Doğru Akan Nehir'in tanıtım filmi izlendi. Törende konuşan Başbakan Erdoğan, medeniyet tartışmalarının çıktığı bir dönemde böyle bir belgeselin hazırlanmış olmasının önemine işaret etti. 'Medeniyet' kavramının batı terminolojisinde esas mecrasında çıkarıldığını ve dünyanın zayıf ülkelerinde bir tahakküm aracına dönüştürüldüğünü aktaran Başbakan Erdoğan, güçlü olanların dünyada tek tip medeniyet tanımı yaparak diğer medeniyetlerinin tahrik ve tezyif ettiğini aktardı. Başbakan Erdoğan, "İşte şu anda Afganistan'da, Irak'ta, Yemen'de Mısır'da, Tunus'ta, Libay'da, Suriye'de, Somali'de… Soruyorum, kimler ölüyor, kimler öldürülüyor? Ne adına, niçin? Hep, ölen ve öldürülenler ağırlıklı olarak Müslümanlar." dedi. İspanya Başbakanı Zapatero ile başlattıkları Medeniyetler İttifakı Projesi'ni hatırlatan Erdoğan, çalışmanın BM projesine dönüştüğünü ve 100'ün üzerinde ülke, kurum ve kuruluşun projeyi desteklediğini aktardı. Dünyada bu gün evrensel değerler, demokrasi, özgürlük ve eşitlik vurgusuna rağmen dünya haritasına bir bütün olarak bakıldığında bu kavramların gerçekte ne kadar evrenselleştiğinin görüleceğini aktaran Başbakan Erdoğan, "Bunun en son ve açık örneği Somali'dir. Bu gün Somali'de yaşanan trajediyi sonlandırmayan, bir lokma ekmek, bir damla su bulamadığı için ölen Somalili, Etiyopyalı, Kenyalı çocuğuna merhamet elini uzatmayan bir dünya ile karşı karşıyayız." şeklinde konuştu. Batılı devletlerin böyle bir durumda evrensel değerlerin ve medeniyetin temsilcisi olduğunu, demokrasinin beşiği iddia edemeyeceğini aktaran Başbakan Erdoğan, Mısır, Tunus ve Libya'ya gerçekleştirdiği 4 günlük ziyareti hatırlatarak, şunları söyledi: "Böyle bir dünyada kimse evrensel değerlerin medeniyetin temsilcisi olduğunu, demokrasinin beşiği olduğunu iddia edemez. Mısır, medeniyetler beşiği bir ülkedir. Ama Mısır'ın halini görün. Mısır'da şu anda düşünün otoriter ve totaliter bir rejim yıkılıyor. Yeni dönemde hala ortaya çıkan siyasi partiler bir endişeyi taşıyor. Acaba, yine bir şeyler olabilir mi? Bu endişeyi taşıyorlar. Yapılması gereken bütün dünyanın onlara bu özgüveni vermesidir." ifadesini kullandı. "Siz Tahrir'de ortaya çıktınız ve otoriter, totaliter rejime, teokrasiye hayır dediniz." diyen Başbakan Erdoğan, bu yolda kararlılığın devam etmesi gerektiğini belirtti. Başbakan Erdoğan, "Birilerinin farklı hesapları olabilir. Şu veya bu şekilde size yaklaşım gösterebilirler. Olması gereken artık bu yola çıkılmıştır öyleyse özgürlükler noktasında, demokrasi ama dolambaçlı sokaklardan değil gerçek demokrasi noktasında bu mücadeleyi vermenizdir." şeklinde konuştu. Aynı şeyin Libya ve Tunus için de geçerli olduğunu aktaran Başbakan Erdoğan, isim vermeden Libya'ya ani bir ziyaret gerçekleştiren Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İngiltere Başbakanı David Cameron'u eleştirdi. "Son dönemde ortada olmadıkları halde hemen durumdan vazife çıkaranlar veya rol kapanların ortaya çıktığını" aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Rol kapma mantığı niye, neden? Biz bu yılın başında şubat ayında Libya olayları başladığında Avrupa Konseyi Parlamenterler Asemblesi'nde bir konuşma yaptım. Orada şunu söyledim: 'Batı Libya'nın petrol kuyuları üzerinde hesap yapmasın' dedim." Son dönemde batı basınının Libya'nın petrollerinin yüzde 35'inin bazı ülkelerin olduğunu iddia ettiğini hatırlatan Erdoğan, "Her zamanki yaklaşım tarzınızı yine tekrar edecek olursanız. Bu defa durum inanıyorum ki farklı olacaktır. İnanıyorum ki alışılmışın dışında olacaktır." ifadelerini kullandı. Libya'da 4 meydan mitingi yaptığını dile getiren Erdoğan, Misrata şehrinde yaptığı miting sırasında yakılmış, yıkılmış bir şehir ve yanmış tank ve topları gördüklerini aktardı. Türkiye'nin Misrata'dan Ankara gemisiyle 12 F-16 savaş uçağının desteğiyle 450 yaralıyı tedavi için Türkiye'ye getirdiğini aktaran Erdoğan, Fransa ve İngiltere'nin 35 yaralıyı tedavi için götürdüğünü öğrendiklerini belirtti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her tarafı güllük gülistanlık şimdi. Ve bunu da allaya pullaya anlatıyorlar. Gücü, silahı ve acımasızca rekabeti merkezine alan bir medeniyet anlayışını biz kabul etmiyoruz." "TAHRİR'İN GENÇLERİNE İNANIYORUM" Dünyanın artık eskisi gibi olmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan, Tahrir'in gençleriyle bir toplantı yaptığını ifade ederek, gençlerin gözünde gördüğü ışığa dikkat çekti. Erdoğan, "Ben Tahrir'in gençlerine inanıyorum. Yakın zamanlara kadar çok büyük kültürel taarruzlara maruz kaldık. Belki geçmişte bu taarruzlara karşı kendi sözümüzü söyleme imkanı bulamıyorduk ama artık bu durum değişmiştir." diye konuştu. Bugünün dünyasında görsel araçların bilginin aktarımında önemine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, belgeseller, dramatik yapımlara ve sinema filmleriyle zengin medeniyet tecrübelerinin gençlere aktarılması gerektiğini söyledi. Doğru düşünmenin doğru bilgiye ulaşmaktan geçtiğini aktaran Erdoğan, gençlere ve çocuklara bu imkanın verilmesi gerektiğinden bahsetti. Erdoğan, şöyle konuştu: "Bu toprakların insanı ithal tarih algılarına yanlı ve objektiflikten uzak bilgi kaynaklarına, kompleksli değerlendirmelere muhtaç değildir. Bu topraklarda asırlar boyunca insanlarımız bir tarih şuuruna medeniyet tasavvuruna sahip hayat sürdüler. Bu gün yapmamız gereken son birkaç yüzyılda zihinlerimize sokulan ezberleri bozmak. Tarih şuurunu, medeniyet tasavvurunu küllerinden yeniden canlandırmaktır."