Cumhurbaşkanlığı konusunda, “Benim dışımda biri neden olmasın.”
mesajı veren Erdoğan, “Şimdi isim açıklamıyorum. Çünkü hem
gündemi değil hem de isim açıklarsam onu yıpratma süreci başlayacaktır. Bu,
siyasetin tekniği açısından 11 ayı tıkar, siyaseti de sıkıntıya sokar, ayrı bir bedeli olur.” dedi.
Başbakan, AB ile ilişkiler konusunda ise hükümete yönelik suçlamalara katılmadı. “Belki AB sürecini
Avrupa kamuoyuna anlatmakta sıkıntı yaşamış olabiliriz. Avrupa medyasına kendi tezlerimizi tam yansıtamıyoruz.” özeleştirisinde bulunurken, bunu gidermeye çalışacaklarını söyledi. Avrupa'ya eskisi kadar
seyahat etmemesinin AB'yi gündemden düşürdükleri anlamına gelmeyeceğini ifade eden
Tayyip Erdoğan, sözü
Almanya ve
İtalya'daki lider değişikliklerine getirdi: “Yeni liderlerle de dostluğumuz var. Prodi de Merkel de dostum.”
Gazetecilerle sohbetinde ekonomideki son dalgalanmayı da yorumlayan Erdoğan,
faturayı
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'a çıkarmak isteyenlere tepki gösterdi. “Şu anki durum Durmuş Bey'in suçu değil.
Merkez Bankası güven veriyor. Zemin sağlam.” diyen Erdoğan, geçtiğimiz
pazar günü Antalya'da
Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nu topladığını hatırlattı ve ekledi: “Burada ekonomideki son durumu konuştuk. Büyük bir sıkıntı yok. En sıkıntılı görünen bankalarda bile problem yok.”
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu’na katılmak için önceki
akşam Fransa’nın
Strasbourg kentine giden Başbakan Erdoğan, uçakta kendisine refakat eden gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bu çerçevede 2007 Nisan’ında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Erdoğan,
Çankaya Köşkü’ne “herkesi kucaklayacak bir ismin” çıkacağını tekrarladı. “Cumhurbaşkanlığına gelecek kişi
formasını üzerinden çıkarmak zorunda.
Parlamento formasız birine görev verirse de o kişi bağımsız olmalıdır.” diyen Başbakan, gömleğin altındaki formayı kastetmediğinin altını çizdi: “Bazılarının kafasında forma olur! Biz belediyelerde bunu yaptık. Parti ayrımı yapmadan her belediyeye eşit davranıyoruz.”
Başbakan, sohbet sırasında ekonomideki son dalgalanmayı da yorumladı. Erdoğan, hareketlenmenin birkaç ay daha sürebileceğine dikkat çekerken, bir sıkıntı olmadığını anlattı. Dolardaki artışı, “Amerika’nın kendine mahsus gücü”ne bağlayan Erdoğan, bunu dengeleyecek tek paranın
Euro olduğunu ifade etti. Erdoğan, Merkez Bankası’nın bu süreçte güven verdiğini belirtirken, Başkan Durmuş Yılmaz’a yönelik eleştirilere tepki gösterdi. Başbakan, şu görüşü dile getirdi: “Bazıları Başkan’a fatura kesmek istiyor, yanlış yapıyorlar. Sorun dünyadaki gelişmelerden kaynaklanıyor. MB’nin kullanacağı enstrümanlar bellidir;
faiz ve kur ayarlaması. Şimdi buna
depo alımları da eklediler, bakalım ne olacak? Şu anki durum Durmuş Bey’in suçu değil. Zemin sağlam. Dış ve iç
finans çevreleri ile birliktelik güzel. Bazı şeyler olumsuz gibi gözüküyor; ancak bu durumun olumlu yanları da var.
İthalat ve ihracat dengelerinde olumlu gelişmeler var. Doğrudan
sermaye yatırımlarında geçen yıla göre artış olacak.”
Erdoğan’ın üzerinde durduğu bir diğer konu ise AB ile ilişkiler oldu. Tarama ve müzakere dışında Avrupa ile
Türkiye arasında gündem bulunmadığını ifade eden Erdoğan, süreçten memnun. AB sürecini Avrupa kamuoyuna anlatmakta sıkıntı yaşamış olabileceklerine işaret eden Başbakan, Avrupa medyasına Türkiye’nin tezlerini tam yansıtamamaktan yakındı. Başbakan, başmüzakereci Ali
Babacan ve
Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül ile sorunu konuştuklarını, bu çerçevede yeni çalışmalar yapacaklarını söyledi. Erdoğan, Avrupa’ya artık neden sık gitmediğini ise şöyle izah etti: “Bir dönem Avrupa’ya sık seyahat etmem o günkü AB şartları nedeniyleydi. Bugün çok gitmemem bu meseleyi gündemden düşürdüğümüz anlamına gelmez. Yeni liderlerle de dostluğumuz var. Prodi de, Merkel de dostum. Biz zaten bu süreci Prodi’yle geçirmiştik. Telefonda bana ‘Türkiye-İtalya ilişkileri aynen devam edecek.’ dedi.”
AB’nin tavrı kanıma dokunuyor
Başbakan Tayyip Erdoğan, AB’nin
Kıbrıs konusundaki tavrını ise eleştirdi. “650 binlik bir ülkeyi 70 milyonluk Türkiye ile değiştirme eğilimleri görünce kanıma dokunuyor.” diyen Erdoğan, Türkiye’nin AB’den bir şey almayacağını, aksine Birlik’e çok şey katacağını dile getirdi. Gösterdikleri anlayışı AB’den görememekten yakınan Erdoğan, “Karamanlis (
Yunanistan Başbakanı) ve Dora’ya (Yunan
Dışişleri Bakanı) bazı kilise restorasyonlarımızdan bahsettim. Dinler Bahçesi kurduk,
Akdamar Kilisesi’ni onarıyoruz. Bütün turistik bölgelerdeki kiliseler
tamir ediliyor. 180 gayrimenkulün yargı yoluyla devredildiğini anlattım. Şaşırdı. Bizim oradaki iki caminin restorasyonuna imkan verilmemesini anlamak mümkün değil. (Jack) Straw ve Peter’a (Wesmacott) da anlattım.” ifadelerini kullandı.
Yeni oluşumların karşılığı yok
Siyasette boşluk olup olmadığını değerlendiriyoruz. Ortaya çıkan oluşumların değerlendirmesini danışmanlarım yapıyor. Sosyolojik ve siyasi araştırmaları kayda değer buluyorlarsa biz de üzerinde düşünüyoruz. Her ay muntazaman kamuoyu araştırması yapıyoruz. Yeni oluşumların şu anda bir karşılıkları görünmüyor. (Yılmaz’ın siyasete dönme kararı için) Kendisinin kararıdır. Ayrılma kararını da kendisi verdi, dönme kararını da. Bana ‘hayırlı olsun’ demek düşer. Kendisi bilir.
DTP kongresindeki görüntüler hoş değil
Siyaset yapma hakkına sahip herkesin bağımsız
aday olup Parlamento’ya girme hakkı var. Anayasamızda buna mani bir hal yok. Ama zemin siyasettir, siyaset yapmak isteyen zeminin bu olduğunu bilmelidir. Benim de onlara söylediğim ‘
terörle,
PKK ile aranıza mesafe koyun’du. Kongredeki açıklamalar hoş değil. Ülkenin hassasiyetleri var;
İstiklal Marşı ve
bayrak gibi. Sen bu ülkenin bayrağına, marşına karşı çıkarsan kendinle çelişirsin. ‘Üniter yapı ile derdim yok’ diyorsun. O zaman bu yaptıkların bir çelişkidir. PKK’ya ‘
terör örgütü’ diyemiyorsun. ABD ve AB ülkeleri terör örgütü diyor ama.
Ağabeyimi çok severdim
Ağabeyimi çok severdim. Hep farklı şehirlerde olduğumuz için bir arada pek olamadık; ama hastalığında sık sık ziyarete gittim. Bir hafta önceki ziyaretimde şuuru açıktı; ona ‘Pazar günü geleceğim.’ dedim. Ama durumu kötüleşince vefatından bir gece önce gittim. Şuuru kapanmıştı. Sonra da kaybettik. İyi bir aşçıydı,
küçük bir esnaf lokantası işletiyordu. Çok da iyi
kavurma yapar, her sene bize iki teneke yollardı.
Dünya Kupası’nda en iyi gol Rodriguez’in
Grup maçları ilginç geçiyor. Ben Ekvador’u da beğenmiştim; ama olmadı. Almanya başta iyi değildi, Merkel bile ‘Bizim
takım iyi değil.’ dedi. Ancak, Almanlar son maçın ilk yarısındaki gibi oynarsa kazanabilir. (
Meksika maçında Rodriguez’in attığı ikinci golü kastederek) Arjantin’in attığı son gol neydi öyle? Herhalde kupanın en iyi golü seçilir.
Cumhurbaşkanı formayı çıkarmalı
Herkesi kucaklayacak bir isim
cumhurbaşkanı olmalı, olacaktır da. Gelecek adam formasını üzerinden çıkarmak zorunda.
Tezlerimizi AB’ye anlatacağız
Süreci Avrupa kamuoyuna anlatmakta sıkıntı yaşamış olabiliriz. Tezlerimizi Avrupa medyasına yansıtmaya çalışacağız.
Dalga, Durmuş Bey'in suçu değil
Merkez Bankası güven veriyor. Dış ve iç finans çevreleriyle birliktelik güzel. Şu anki durum Durmuş Bey'in suçu değil. Bugünden cumhurbaşkanını tartışmanın şu an görevde bulunan kişiye de saygısızlık olacağının altını çizen Başbakan, 11 ay daha kendisiyle çalışacaklarını hatırlattı. Cumhurbaşkanının herkesi kucaklayacak bir isim olması gerektiğini, gelecek kişinin de formasını üzerinden çıkarmak zorunda olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu konuda odalar birliği, sendikalar ve barolar gibi kitle örgütlerinin görüşlerini anketlerle alacaklarını kaydetti
ZAMAN