Erdoğan, partisinin, TBMM'nin 23. Dönemi'nin son grup toplantısında iç ve dış gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan bazı bazı konulardan satırbaşları şöyle:
-''
Türkiye ekonomisi 2010 yılının son çeyreğinde Çin ve Singapur'dan sonra, dünyada üçüncü
büyüme oranını yakaladı 9,2. 2010 yılının tamamında ise büyüme tahminlerimizin çok çok üzerinde yüzde 8,9 olarak gerçekleşti.
Avrupa'da ve
OECD ülkeleri arasında Türkiye birinci sırada.''
-''Milli gelirimiz tarihinde ilk kez 1 trilyon lira sınırını aşarak 1 trilyon 105 milyar Türk
Lirası seviyesine yükseldi.
Dolar cinsinden milli gelirimiz de 736 milyar dolar.''
-''Kişi başına
milli gelirimize baktığımızda 2008'deki gibi 10 bin dolara aşarak 10 bin 79 dolar seviyesine ulaştı.''
-''
Kamu net borç stokunun gayri safi milli hasılaya oranı 2002 yılında yüzde 61.4 iken, 2010 yılı sonunda küresel
finans krizine rağmen yüzde 28.7 gibi
rekor bir seviyeye geriledi.''
-''On iki aylık enflasyon yüzde 3.99. Dikkatinizi çekiyorum, göreve geldiğimizde bu enflasyon yüzde 30'du. Şimdi neredeyse onun onda birine düştü.''
-''ÇIKAR KAYGISI İÇİNDE DEĞİLİZ''-
-''
Irak'ta camilerde, caddelerde patlayan her
bomba bizim yüreğimizi yaralıyor. Irak'ın sokaklarında yere düşen her can bizim canımızdan can koparıyor.''
-''Aynı kıbleye yönelen Irak halkının birlik içinde, kardeşlik içinde geleceği hep birlikte inşa etmesi lazım.''
-''Bizim bu ziyaretimizi
yurt içinde ve yurt dışında hiç kimse farklı yerlere çekmeye, farklı şekillerde yorumlamaya kalkmasın.''
-''Biz rol kapma çabası içinde değiliz, çıkar kaygısı içinde değiliz. Biz mezhepler, etnik kökenler içinde nüfuz mücadelesi içinde değiliz. Biz Irak'a baktığında petrol kuyularını görenlerden hiç değiliz. Yerin altındaki değil, yerin üstündekileri, gönüllerdekini görenlerdeniz.''
-''Orta Doğu'daki,
Kuzey Afrika'daki tüm gelişmelere en başından itibaren tamamen ilkelerimiz doğrultusunda baktık ve bakmaya devam ediyoruz.''
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin yüzde 8,9 gibi yüksek bir oranda büyümüş olmasının ''gurur ve umut verici olduğunu'' ifade etti.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada,
AK Parti'nin, TBMM'nin 23. Dönem 5. yasama yılında gerçekleştirdiği 18'inci ve son grup toplantısının hayırlı olmasını diledi.
Erdoğan, 22
Mart'ta
vefat eden
Elazığ Milletvekili Hamza Yanılmaz'a ve Osmaniye'de terörle mücadelede şehit olan Jandarma Er Zeynel Kapıcı'ya Allah'tan rahmet, yaralı askerlere de acil şifalar diledi.
Hafta içinde 2010 yılı yılının tamamına ilişkin büyüme rakamlarını açıklandığını anımsatan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin 2010 yılının son çeyreğinde 9,2 ile Çin ve Singapur'dan sonra dünyada üçüncü büyüme oranını yakaladığını kaydetti.
Erdoğan, ''2010 yılının tamamın da ise büyüme tahminlerimizin çok çok üzerinde yüzde 8,9 olarak gerçekleşti ki bunda da Avrupa ve OECD ülkeleri arasında Türkiye birinci sırada'' diye konuştu. Erdoğan, şunları kaydetti:
''2010 yılı sonunda milli gelirimiz tarihinde ilk kez 1 trilyon sınırını aşarak 1 trilyon 105 milyar
Türk Lirası seviyesine yükseldi. Dolar cinsinden milli gelirimiz ise 736 milyar dolar olarak küresel kriz öncesindeki, yani 2008 sonu itibarıyla 742 milyar dolar seviyesine neredeyse ulaştı.
Kişi başına milli gelir seviyesine baktığımızda; 2008'deki gibi 10 bin doları aşarak 10 bin 79 seviyesine ulaştı.
Küresel finans krizinin halen devam ettiği, ekonomiler üzerinde baskısını halen hissettirdiği bir dönemde, Türkiye'nin yüzde 8,9 gibi yüksek bir oranda büyümüş olması, ülkemiz adına hem gurur verici hem de umut verici olmuştur. Bu vesileyle işçisinden sanayicisine, ihracatçısından çiftçisine, memurundan esnafına kadar bu büyümede alınteri bulunan tüm vatandaşlarımızı, aziz milletimizi
tebrik ediyor, bu büyüme oranlarının ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.''
-''AZMETTİK, SABRETTİK, HEDEFE KİLİTLENDİK''-
Büyüme oranlarıyla birlike borç miktarlarının da önemine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
''Türkiye'nin borç manzarası üzerinde çok spekülasyon yaptılar. Bu da çok net olarak ortaya çıktı. Kamu net borç stokunun Gayri Safi Milli Hasıla'ya oranı 2002 yılında yüzde 61,4 iken 2010 yılı sonunda küresel finans krizine rağmen yüzde 28,7 gibi rekor bir seviyeye geriledi. AB tanımlı genel
yönetim borç stokumuz da 2002'de yüzde 73,7 iken bu oranı da 2010 yılı sonunda 41,6'ya çekmeyi başardık.
Borç oranlarında AB'deki bir çok ülkeden daha iyi durumda olduğumuzu Maastricht kriteri olan yüzde 60'ın çok altında bir oranı muhafaza ettiğimizi de hatırlatmak isterim.
Dün ekonomiye ilişkin bir başka sevindirici haber daha aldık. Mart ayında enflasyon yüzde 0,42 oranında arttı. 12 aylık enflasyon yüzde 3,99. Dikkatinizi çekiyorum; göreve geldiğimizde bu enflasyon yüzde 30'du, şimdi neredeyse onun 10'da birine düştük. 8 yıl önce biri çıkıp da 'enflasyon yüzde 4'lere, 3'lere kadar gerileyecek' deseydi hiç kimse buna inanmazdı. Bu, bir hayal, ulaşılamaz bir
hedef olarak görülürdü. Hamdolsun bunu başardık. Azmettik, sabrettik, hedefimize kilitlendik, kendimize, ülkemize inandık ve bunu başardık. İnşallah bu seviyeleri muhafaza edecek, milletçe bu seviyelerin daha da altına hep birlikte ineceğiz.''