AK Parti Grup
Başkanvekili Nihat
Ergün,
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'ın
bütçe giderlerinin artırılmasıyla ilgili önerilerini eleştirerek, ''Sayın Baykal; kusura bakmayın biz Zati Sungur değiliz. Bütçe
hesap işi'' dedi.
Ergün,
TBMM Genel Kurulunda, 2009 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçesi üzerinde AK Parti gurubunun görüşlerini açıkladı.
Partilerinin
iktidar olduğu son 6 yılda mali disiplinden taviz vermediklerini ve bütçe açıklarını azalttıklarını anlatan Ergün, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın önerilerinin gerçekleşebilmesi için bütçede 500 milyar YTL'lik bir harcama yapılması gerektiğini öne sürdü. Böyle bir harcamanın kaynağının ne olacağı sorusunu da yönelten Ergün, ''Sayın Baykal, kusura bakmayın biz Zati Sungur değiliz. Bütçe hesap işi'' diye konuştu.
AK Parti'li Ergün, 2001 krizinde yaşananları hatırlatarak, toplumun önüne yeniden acı reçeteler koymaya niyetleri olmadığını söyledi.
Geçmişte siyasete ''postmodern'' müdahaleler yapıldığını, bununla siyasetin istikrarsızlaştırıldığını anlatan Ergün, ''Aynı dönemde Türkiye'de eşi benzeri görülmemiş şekilde bazı bankaların içi boşaltıldı. Siyasete müdahale edenlerin bir kısmı da bu bankaların
yönetim kurullarında görev aldılar'' ifadesini kullandı.
Bankaların içi boşaltılırken, ''devletin göz yumduğunu, başını başka yöne çevirdiğini'' iddia eden Ergün, yaşanan sorunların Türkiye'yi IMF'nin kapısına götürdüğünü belirtti. Yaşanan süreçte Türkiye'yi para verenlerin ''yönetecek adam da gönderdiğini'' belirten Ergün, ''Hortumcuların hortumunu kestik, milleten aldıkları paraların büyük bir kısımını da tahsil ettik.
Millet bunun siyasi faturasını da o dönemin iktidar partilerine kesti...'' dedi.
YUVACIK BARAJI
Nihat Ergün, 2000 yılında Sayıştayın hazırlandığı bir rapordan örnekler de verdi. Yüzde 50'si bitmiş ve tamamı 200 milyon dolara mal olacak
barajın, alınan bir kararla yap-işlet-devret modaline alındığını ve 970 milyon dolara
ihale edildiğini anlatan Ergün, şunları söyledi:
''Yabancı
kredi karşılığı bu baraj ihale ediliyor, İhale bedelinin 700 milyon dolarlık kısmı krediyi veren
ülke İngiltere'de kalıyor. Bütün ekipmanlar ve kum dahil bu ülkeden alınıyor. Ayrıca 140 milyon metreküp su için de
Hazine üzerinden alım garantisi veriliyor, üstelik 15 yıl geri ödemeli. Bu suyun parasını hazine hala ödüyor ve böylece barajın maliyeti 4,5 milyar dolara çıkıyor. Eğer bu suyun bedelini vatandaş ödeseydi suyun bir tonuna yaklaşık 20 YTL verecekti... Bunu hukuk kitabına sığdırdılar. Ama bunu bir kişi yapmadı. Onun boyunu aşardı bu iş. Bu iş organize bir iş... Bunun hukuk kitabına sığdırdınız, peki ahlak ve vicdan kitabının neresine sığdıracaksınız? Bu baraj benim ilimde (
Kocaeli) yapıldı. Adı;
Yuvacık Barajı. Bu barajı yaptıran
arkadaş, şimdi yeniden
aday. Bakalım ne olacak?''
CHP TÖRESİ
AK Parti Grup Başkanvekili Ergün, CHP genel Başkanı Baykal'ın, tekzip edilmiş veya cevabı verilmiş konuları tekrar tekrar ''sanki hiç
cevaplanmamış gibi'' gündeme getirdiğini savunarak,
Başbakanlık Müsteşarının, Ojer Telekomun Denetim kurulunda görev almasıyla ilgili iddiaların 11, 12 ve 14
Kasım tarihlerinde yapılan açıklamalar ile yalanlandığını söyledi. ''Yalanlanmış bir konuyu Meclisin gündemine getirmek size yakıştı mı?'' diye soran Ergün, ''Yakıştıysa
helal olsun. Ama bu sizin töreniz. CHP töresi...
Önder Sav da bunu yaptı. Çıktı, 'telefonum dinlendi' dedi ama telefonun dinlenmediği, kendisinin dinlettiği ortaya çıktı'' diye konuştu.
Ergün, CHP sıralarından laf atılması üzerine de ''
Çankaya Belediyesindeki 'yam yamlar' meselesini halledin gelin, konuşalım'' dedi.
EKONOMİNİN YÜZDE 60'I PSİKOLOJİ
Ekonominin yüzde 60'ının psikoloji olduğunu savunan Ergün, toplumsal
dayanışma ve
işbirliği ile küresel
ekonomik krizin daha kolay aşılabileceğini söyledi. ''Sosyal devlet, sosyalist devlet değildir'' diyen Ergün, Hükümetin toplumsal ihtiyaçların giderilmesi için her türlü kaynak ve desteği sağladığını bildirdi. Yapılan sosyal desteklerden örnekler veren Ergün, ''sosyal kesimleri desteklemeye -siz ne düşünürseniz düşününün- devam edeceğiz'' diye konuştu.
Nihat Ergün, 1999 yılında Kocaeli'nde meydana gelen depremden sonra
koalisyon hükümetinin oluşturan partilerin liderlerinin memleketlerinin de afet bölgesi ilan edildiğini ileri sürdü.
Demokrasinin tehlikeli bir şey olmadığını ifade eden Ergün, milleti oluşturan asli unsurlardan birisine verilen hakların bir taviz olamayacağını söyledi.
Siyasi sorumluluk çağrısı yapan Ergün, ABD
seçimlerinden sonra seçimi kaybeden John McCain'in seçmenlerine ''Siz her şeyi yaptınız ama ben kazanamadım, başarısız oldum'' dediğine işaret etti. ''Peki Türkiye'de ne oluyor?'' diye soran Ergün, seçim kaybeden liderlerin, oy vermeyenleri ''Nankör millet. Bir
torba kömüre oyunu satıyor'' diye suçladıklarını iddia etti.
Kendilerinin yerel seçimler için bir ölçü koyduklarını ve ''siz, birinci parti olursanız çekileceğiz'' açıklaması yaptıklarını hatırlatan Ergün, ''Sizin objektif bir ölçünüz var mı? Nedir ölçünüz? Hatta çatıya bir amigo çıkartıp, 'giderseniz kendimi aşağıya atarım' dedirtmeyeceğiz'' dedi.