İngiliz gazeteleri
Türkiye ile
İsrail arasındaki gerginliği baş yazılarıyla değerlendirmeye devam ediyor.
Mavi
Marmara ölümlerinden dolayı İsrail'in "özür dilememe" kararını yeniden gözden geçirmesini
tavsiye eden gazete, "
Gazze ablukasının" bölgede uzun vadeli bir
politika olarak yetersiz kaldığının farkına varılması gerektiğine dikkat çekiyor. Haberde, Türkiye'nin ise gemi baskını ile ilgili "yok hükmünde" saydığı BM raporunun ilişkilerin düzelmesine yardımcı olmadığını iddia ediliyor.
İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkilerin son yıllarda kademeli olarak bozulduğuna dikkat çeken gazete,
Davos krizi ve ardından
Mavi Marmara baskını sonucu bunun en kötü seviyeye ulaştığını aktarıyor. Bu durumun bölgede
ekonomik ve diplomatik yatırımları olan ABD'yi zor durumda bıraktığı vurgulanan makalede, Amerika'nın
Ortadoğu siyasetinin dayandığı temel iki müttefikinin İsrail ve Türkiye olduğu belirtiliyor. Haberde ayrıca,
Washington yönetiminin iki
ülke arasındaki ilişkilerin kısa sürede düzeleceğine pek ihtimal vermediği yorumu yapılıyor.
FT, Türkiye ile İsrail arasında şimdiye dek süren dostluğun ayakta kalmasının ardında daha çok "ordu ve siyaset elitinin" etkisi olduğunu;
toplum genelinde ise iki ülke halkının karşılıklı sevgi ve güven ilişkisinin buna nispeten zayıf kaldığını savunuyor.
Erdoğan hükümetinin Arap dünyasına yönelik yaptığı dış politik
açılım sonrası İsrail ile olan ilişkilerin buna ters orantılı olarak soğumaya başladığı yorumu yapılan baş yazı, her iki ülkeye yapılan şu hatırlatmayla son buluyor: "
İran, bölgesel nüfuz konusunda her iki ülkenin de en dişli rakibi konumunda bulunuyor. Türkiye ile İsrail arasındaki gerginlik her iki ülkeye de fayda sağlamayacaktır. Bu durum en çok İran'ın işine yarayacaktır."
Guardian gazetesi de dün "İsrail ve Türkiye: Dalgalı denize açılıyorlar" başlığıyla yayınladığı başyazıda, Türkiye'nin Mavi Marmara baskını ve Gazze ablukasını Uluslararası Adalet Divanı'na
taşıma kararında haklı olduğunu belirtmiş ve BM talimatıyla hazırlanan Palmers raporunun, İsrail'in Gazze kuşatmasıyla ilgili BM'nin şimdiye kadar yayımladığı tüm raporlarla çelişki içinde olduğuna dikkat çekmişti.