Baykal, 340 bin euro verip
tekne aldığı yönündeki iddiaları yalanladı. Dünkü köşesinde
CHP Eski Genel Başkanı
Deniz Baykal'ın 340 bin euro vererek tekne aldığını açıklayan
Fatih Altaylı'ya, Baykal'dan yalanlama geldi. Dün basında çıkan haberlerin ardından, Baykal'ın kendisini aradığını söyleyen Altaylı, bugünkü yazısında haberi düzelterek, Baykal'dan özür diledi.
İŞTE İKİLİ ARASINDA GEÇEN O DİYALOG...
Dünkü sabah
erken saatlerde aradı Deniz Bey, Deniz Baykal.
Daha doğrusu ben doktorda olduğum için bana ulaşamayınca önce herkesi aramış.
Ben de doktordan çıkar çıkmaz evinden aradım Deniz Baykal'ı.
Sesi keyifliydi.
"Beni aramışsınız Deniz Bey" dedim.
Tekneye davet
Gülerek, "Evet aradım, tekneye davet edeceğim" dedi.
Ben de güldüm, "Deniz Bey, en iyisi ben başka tekneyle geleyim, yan yana bağlarız. Keyif yaparız" dedim.
"Olur olur" dedi.
Tekne falan almadım
Ben de "Vallahi güzel tekne almışsınız. Baktım beğendim" dedim. Sonra konuya girdi.
"Zannediyorum bilinçli olmayan bir yanılgı var. İyi niyetinizden asla şüphe etmem mümkün değil ama kaynaklarınız sizi yanıltmış, tekne falan almadım" dedi.
Haberimden çok eminim
"Yapmayın Deniz Bey, pek çok yerden doğrulattım. Marinadakiler bile teknenin geçen hafta satıldığını doğruladılar. Hatta beni de alıcı zannettikleri için 'Size başka tekne gösterelim' diyenler oldu. Haberimden çok eminim" dedim.
Deniz Baykal ise ısrarlıydı.
"Böyle bir şey gerçekten yapmadım. 340 bin dolarım yok ki tekne alayım" dedi ve teknenin sahibi rahmetli Nurullah Gezgin'i nereden tanıdığını anlattı.
Nurullah Bey'i tanırım ama..
"1978'de ben
Maliye Bakanı'yken Nurullah Gezgin de
İstanbul Sanayi Odası Başkanı'ydı. CHP'li bir sanayiciydi. Çok saygın biriydi. O günden tanırım rahmetli Nurullah Bey'i. Ama teknesini falan almadım."
Ben de ısrarlıydım.
"Deniz Bey, ben kaynaklarımla bir kez daha konuşayım. Ama yüzde yüz emin olmasam yazmazdım. Tekne şirket üzerine kayıtlı ve işlemler yapılmış. Ama yine de bir daha konuşacağım."
"Konuşacak ne var Fatih Bey, almadım diyorum."
Ben yalan yazmam
"Deniz Bey, sizin yalan söylediğinizi asla düşünmek istemem ama ben de yalan yazmam."
"Yanıltılmış olabilirsiniz. Biliyorum kötü niyetle yazmayacağınızı."
"Tamam Deniz Bey, ben bir bakayım. Sizi arayayım. Zaten haberde de işlemleri sizin adınıza Mehmet Tulay'ın yaptığını söylüyorum."
"O kişiyi de tanımıyorum."
"Peki Deniz Bey. Bir bakacağım."
Haberinizi düzeltin yoksa..
"Bu haberinizi lütfen düzeltmenizi istiyorum. Yoksa
dava açmak zorunda kalacağım."
"Tamam Deniz Bey, bakacağım. Yanlışımız varsa düzeltiriz elbet."
"Biliyorum düzeltirsiniz. Lütfen Türk basınına örnek davranışı gösterin."
"Merak etmeyin Deniz Bey" dedim kapattım.
Baykal'dan özür diliyorum
Tabii şunu da biliyorum, bu haberden sonra Gezgin Ailesi biraz karışmış. Haberin nereden sızdığını merak edip birbirlerini suçlamışlar.
Deniz Baykal'ın da sabah aileden bazı kişileri aradığını öğrendim.
Deniz Baykal'dan gerçekten özür diliyorum.
Haberim yalan olduğu için değil.
Emeklilik keyfinin içine limon sıktığım için. Ama şunu da söyleyeyim. Bence
küçük bir tekne almış olmasında hiçbir mahzur yok. Türkiye'de binlercesi bulunan teknelerden biri.
Keşke binip tadını çıkarsaydı. Ayıp değil ki!