Flaş -...Ve Gül kararını açıkladı

Köşk'e tekrar aday olup olmayacağı merak konusu olan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, bugün iç ve dış politikadaki gelişmelerle ilgili olarak basın toplantısı düzenledi.

Flaş -...Ve Gül kararını açıkladı

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığına adaylığı konusunda "meydanların işaretini görmemezlikten gelemeyeceğini", ancak bu süreci Türkiye'yi güçlü bir şekilde çıkartacak şekilde götürmek gerektiğini söyledi. ACELECİLİK İÇİNDE OLMAYA GEREK YOK" Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, seçim sonrası sürecin açık ve belli olduğunu, bazı görüşme ve değerlendirmeler yapılacağını söyleyerek, "Acelecilik içinde olmaya gerek yok, acele bir şekilde hareket etmek doğru değil" dedi. Dışişleri Bakanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Gül, seçim sonrası Türkiye'nin önünde bulunan sürecin açık ve belli olduğuna işaret ederek, bu sürecin "büyük bir olgunluk içinde ama milletin gösterdiği istikamette tecelli etmesi gerektiğini" söyledi. Bakan Gül, bu süre içinde bütün siyasi partilerin kendi iç değerlendirmelerini yapacağını, herkesin önünde bir değerlendirme süreci olduğunu ve bu sürede görüşmeler de yapılacağını kaydetti. "TÜRKİYE'DE İKİ KİŞİDEN BİRİNİN OYUNU ALAN PARTİMİZ BÜYÜK BAŞARI KAZANDI" Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, oyunu büyük oranda arttırarak Türkiye'de iki kişiden birinin oyunu alan partisinin genel seçimde büyük başarı kazandığını kaydetti. Gül, Dışişleri Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, partisinin seçim zaferini değerlendirdi. Seçim sonrasında çok sayıda gazetecinin kendisini tebrik etmek ve gerek genel seçim gerek cumhurbaşkanı seçimi konusundaki görüşlerini almak istediğini belirten Gül, tüm bunları birlikte değerlendirmek, fikir ve düşüncelerini aktarmak amacıyla bu basın toplantısını düzenlediğini kaydetti. "Seçim, ülkemiz ve yüce Türk Milleti için hayırlı uğurlu olsun. Milli irade yeniden tecelli etmiştir. Bundan Türk demokrasisi güçlenerek çıkmıştır. Bu çok önemli bir neticedir" diyen Gül, genel seçimin barış ve huzur içinde yapıldığını söyledi. Demokrasinin temel ilkesinin çoğunluk olduğunu vurgulayarak, bu süreçte partiler arasındaki yarışta kimin daha iyi hizmet edebileceğine halkın karar verdiğini belirten Gül, Atatürk'ün "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözlerine atıfta bulunarak, halkın iradesinin ortaya çıkmasının önemini vurguladı. EN YÜKSEK KATILIM Seçimin yaz sıcaklarının hüküm sürdüğü Temmuz ayı ortasında yapılmış olmasına rağmen katılımın çok yüksek olduğuna dikkat çeken Gül, şimdiye kadar yapılmış seçimlerde en yüksek katılımın elde edildiğini kaydetti. Gül, daha önceki mecliste bir zafiyet unsuru olarak gösterilen temsil kabiliyeti açısından da bu seçimin önem arz ettiğini belirtti. Halkın sağduyusunun bu şekilde ortaya çıktığını kaydeden Gül, "Milletimizin kurumsal demokrasiye sahip çıktığı bir kez daha ortaya çıktı" diye konuştu. Halkın büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülke olarak demokrasinin en iyi şekilde gerçekleştirilmiş ve neticenin hızlı şekilde alınmış olmasının onur ve itibar kaynağı olduğunu belirten Gül, "Oyunu büyük oranda arttırarak Türkiye'de iki kişiden birinin oyunu alan partimiz büyük başarı kazandı" diye konuştu. Bu başarının omuzlarına çok büyük bir sorumluluk yüklediğini de kaydeden Gül, bu sorumluluğun bilincinde olduklarını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da seçim sonrasında yaptığı ilk değerlendirmede bunu en iyi şekilde ortaya koyduğunu kaydetti. "Bu halkın 4,5 yıllık icraatımıza verdiği bir güvenoyudur" ifadesini kullanan Gül, AK Parti'nin bütün Türkiye'yi kucakladığını belirterek, Türkiye'nin her yerinden oy alan tek siyasi parti olduklarını, bir il hariç tüm illerden milletvekili çıkardıklarını kaydetti. Gül, seçilme hakkı verildiğinden bu yana Türk kadınının en yüksek biçimde TBMM'de temsil edilecek olmasının da önemli bir netice olduğunu belirterek, parlamentolar arasında kadın milletvekili sayısı açısından Türkiye'nin 22 basamak atlamış olduğunu ifade etti. "5500 dolar civarında tek başına milli geliri olup da, demokrasiyi bu biçimde çalıştırabilen başka ülke yoktur" diyen Gül, Türkiye'de seçimin açık ve şeffaf biçimde yapılmış olmasının uluslararası gözlemcilerin de takdirini topladığına işaret ederek, tüm bunların Türkiye'nin dünyadaki itibarını daha da artırdığını kaydetti. "HERHALDE MEYDANLARIN İŞARETİNİ GÖRMEMEZLİKTEN GELECEK HALİM YOKTUR" Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığına adaylığı konusunda "meydanların işaretini görmemezlikten gelemeyeceğini", ancak bu süreci Türkiye'yi güçlü bir şekilde çıkartacak şekilde götürmek gerektiğini söyledi. Gül, Dışişleri Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki soruları yanıtladı. Bir gazetecinin, "Kararınız nedir? Tamam mı devam mı?" sorusuna karşılık Gül, şu yanıtı verdi: "Benim kararım; deminden beri söylediklerim gayet açıktır. Benim herhalde meydanların işaretini görmemezlikten gelecek halim yoktur. Milletin iradesini de görmemezlikten gelecek halim yoktur. Ama tüm bunları olgunluk içinde, yapıcı bir üslup içinde, Türkiye ve Türk milletini güçlü şekilde çıkartacak şekilde götürmek gerekir." Gül, seçim sonuçlarının bazı çevrelerde halk muhtırası olarak yorumlandığının hatırlatılması üzerine de şunları kaydetti: "Deminden beri Türkiye'de demokrasinin güçlendiğini ve değiştiğini söylüyorum. Biz o kelimeyi seçim kampanyasında hiç kullanmadık. Biz bu tartışmalara girmenin Türkiye'ye hiçbir faydası olmadığı kanaatindeyiz. Biz bu seçimlerden Türk demokrasisinin güçlü çıktığına inanıyoruz. Şimdi halkın bu iradesi ortaya çıktığına göre ve egemenliğin de kayıtsız şartsız millete ait olduğunu hepimiz inandığımıza göre, halkın bu iradesi doğrultusunda hareket etmemiz gerektiğine inanıyoruz." "MİLLETİN GÖSTERDİĞİ İSTİKAMETLE HAREKET ETMEMİZ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM" Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin yaptığı değerlendirmede, milletin seçimlerde gösterdiği istikametle hareket edilmesi gerektiğini belirtirken, bunun için aceleciliğe gerek olmadığını söyledi. Gül, Dışişleri Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin sorular üzerine, "Büyük siyasi olgunluk içinde, ama milletin ve meydanların gösterdiği, milli iradenin tecelli ettiği istikamette hareket etmemiz gerektiğine inanıyorum. Bunun için de aceleciliğe gerek olmadığını söylüyorum. Bunun için herkesin değerlendirme yapacağını söylüyorum. Siyasi partilerimiz kendi içlerinde değerlendirme yapacaklardır. Bu süre içinde hepimiz görüşeceğiz. Bu süreci başarıyla götüreceğimize inanıyorum" diye konuştu. Bir başka soru üzerine, en büyük uzlaşmayı milletin gösterdiğine işaret eden Gül, AK Parti'nin seçimlerde yüzde elli oy aldığını hatırlatarak, bunun iyi değerlendirileceğini herkesin bildiğini belirtti. Seçim meydanlarındaki halkın arzusunun, talebinin ve heyecanının ortada olduğunu ifade eden Gül, "Bunların en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum" dedi. Gül, tekrar aday olup olmayacağının sorulması üzerine, şunları söyledi: "Hiç kimse kimseye siyasi yasak koyamaz. Ben olamam diye bir şey söz konusu değil. Tabii ki bütün bunlar önümüzde süreçte ortaya çıkacak. Hepimizin ibresinin, pusulasının demokrasi olması gerekir. Halkın iradesi neyi gösteriyor gayet açık şekilde ortadadır. Buna en iyi şekilde hepimizin saygı göstermesi gerekir. Kim Türkiye'yi ve Türk halkını içeride ve dışarıda en iyi şekilde temsil edebilir, bunların konuşulması gerekir. Süreci, bir kısır döngüye girmeden, çok olgun şekilde götürmemiz gerekir. Eğer belirsizlikler olsaydı, herkes bir tarafa çekebilirdi. Seçimlerden önce ortaya atılan argümanlar gitmiştir. Yeni sayfa açılmıştır." Sürece ilişkin net konuşmadığının belirtilmesi üzerine Gül, lafının ortada kalmadığını, herkesin her şeyi bildiğini, söylediği kelimelerin açık olduğunu belirtti. Gül, süreci olgunluk içinde, herkesle istişare ederek götürmenin önemine işaret ederken, sürecin başarılı şekilde götürülmesi için böyle konuşmamın doğru olduğuna inandığının altını çizdi. Açıklamasında, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananlara değinen Gül, o süreçte tüm siyasi partilerin tavrı ve o günkü gerçekler ortaya çıkınca, TBMM'de iki tur yapıldıktan sonra, TBMM'nin itibarını düşünerek ve TBMM'nin itibarı nafile oylarla yıpranmasın diye cumhurbaşkanı adaylığını geri çektiğini söyledi. O gün bazı partilerin argümanlarına da dikkati çeken Gül, bu argümanlardan birinin, "görevini tamamlamak üzere olan bir meclisin, son aylarda böyle önemli bir konuda karar vermemesi, bu görevi yeni meclise bırakması gerekir. Tekrar milletin iradesi TBMM'ye yansımalı, 'millet ne düşünüyor' bu görülmeli ve görev süresi sona ermekte olan bir meclis değil, yeni ve taze bir meclis cumhurbaşkanını seçsin", diğer argümanın da, "önceki meclisin temsil kabiliyeti yeterli değil, temsil kabiliyeti daha yüksek bir meclis olsun" şeklinde olduğunu hatırlattı. Gül, bugün gördükleri kadarıyla bu iki argümanın da karşılanmış vaziyette olduğunu belirtti. Türkiye'nin açık bir toplum olduğunu ve açık bir toplum içerisinde o sürecin tartışıldığını kaydeden Gül, "Tüm bunlar tartışıldı ve hep beraber seçim kararının alınmasının doğru olduğuna karar verdik" dedi. Gül, şimdi önlerinde yeni bir meclisin olduğunu ve oy verenlerin yüzde 85'inin meclis içinde temsil edilebildiği bir durumun bulunduğunu söyleyerek, tüm bunların yeni bir gerçeği ortaya çıkardığını ifade etti. Gül, "Şimdi hepimiz bu neticeleri, yani halkın iradesini, kararını iyi bir şekilde tahlil etmeliyiz. Hepimiz üzerimize düşen ders ve görevleri çıkarmalıyız" diye konuştu. Önlerindeki sürecin açık ve belli olduğunu söyleyen Gül, "Acelecilik içinde olmamak gerektiği kanaatindeyim, acele bir şekilde hareket etmek doğru değil" ifadesini kullandı. Bu süre içinde şüphesiz ki tüm siyasi partilerin de iç değerlendirmelerini yapacaklarını söyleyen Gül, "Önümüzde iyi bir değerlendirme süreci vardır. Bu süre içinde zaten görüşmeler de yapılacaktır. Genel Başkanımız zaten bunun işaretlerini verdi, birçok parti lideriyle görüştü" dedi. Dolayısıyla önlerinde yeni bir sayfa bulunduğunu söyleyen Gül, "Türkiye'yi güçlendirmek, Türkiye'nin itibarını artırmak, Türk demokrasisine gösterdiğimiz saygıyı ortaya koymak için olgun bir hava içerisinde bu önümüzdeki süreci götüreceğimize inanıyorum" diye konuştu. Gül, neticede tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin bu süreçte aktif ve yapıcı şekilde yer almalarını ümit ettiğini kaydetti. AK Parti'nin diğer partilerin aldığı oy oranlarını önemsediğini ve diğer partilerin de AK Parti'nin yüzde 50'ye yakın oy oranını doğru okuyacaklarına ve önemseyeceklerine inandığını ifade eden Gül, bunun, demokrasinin bir gereği olduğunu belirtti. Gül, "ben herkesin büyük bir siyasi olgunluk içinde ve milli iradenin gösterdiği istikamette, seçim meydanlarındaki görüntülerin ve arzuların ve neticede sandığa yansıyan milli iradenin işaret ettiği çerçeve içerisinde bu sürecin götürülmesi gerektiğine inanıyorum" diye konuştu. Türkiye'nin bu süreçten de gayet itibarlı ve başı dik şekilde çıkacağına inandığını söyleyen Gül, daha önce belki bazı gerekçelerin olduğunu, ancak şimdi artık bu gerekçelerde yeni bir sayfanın açıldığını, bu sayfayı halkın açtığını belirtti. Dışişleri Bakanı Gül, egemenliğin millete ait olduğunun farkında olduklarını ve milli iradenin her şeyin üzerinde olduğunu ifade ederek, bu istikamet içerisinde hareket edeceklerine inandığını, kendi istikametinin bu yönde olacağını söyledi. "ERDOĞAN VE BÜYÜKANIT'IN BAŞKA BİR İSİM ÜZERİNDE ANLAŞMASI SÖZ KONUSU DEĞİL" Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Dolmabahçe'de yaptığı görüşmede, Cumhurbaşkanlığı konusunda kendi ismi dışında bir isim üzerinde uzlaşmasının söz konusu olmadığını söyledi. Gül, Dışişleri Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, bir basın mensubunun, "Dolmabahçe'de yapılan görüşmede Sayın Başbakan ve Genelkurmay Başkanının sizin dışınızda bir isimde uzlaştığına inanıyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine, "Bunların hiçbiri doğru değil, böyle bir şey de söz konusu olmaz. Tabii ki biz, Türkiye'de bir şeyle övünüyoruz, dünyada nadir bir ülkeyiz. İslam dünyasında tek bir ülkeyiz, demokrasisini bu şekilde derinleştirmiş, bu şekilde açık, şeffaf, halkın iradesini ortaya çıkarabilen bir demokratik süreci işletmiş bir ülkeyiz. Bu söylediğiniz şeyler, bu söylediğim şeylerle paralel olmaz. Onun için, onların hiçbiri söz konusu değildir" ifadelerini kullandı. Gül, seçimlerin hükümete bir güven oyu olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde o günkü meclisteki tavrın benimsenmediğinin gayet açık bir işaretidir" diye konuştu. Bir basın mensubunun, "Size oy vermeyen yüzde elli üçlük bir kesimle uzlaşmak için ne yapacaksınız?" şeklindeki sorusu üzerine de Gül, şunları söyledi: "Ne demek istiyorsun yani, yüzde elli üç oy alamadık mı diyorsun yani. Baas rejimi mi olacaktı Türkiye'de. Yüzde doksan, yüzde doksan sekizlerde oy alacaktık? Onları da çok iyi bir şekilde tahlil edeceğiz, Onları da anlayacağız. Şüphesiz ki bütün o vatandaşlarımızı da kucaklayacağız." "Kurumsal bir mutabakat sağlanacak mı?" şeklindeki bir soru üzerine de Gül, "Anayasa, kanunlar neyi söylüyorsa bu süreç gayet açıktır. O çerçeve içinde her şey hallolacak" diye konuştu. "Yeni bir hükümet kurulacak ve cumhurbaşkanına sunulacak, sizce burada da bir sıkıntı doğar mı?" şeklindeki bir soru üzerine de Gül, şöyle dedi: "Bunda bir sıkıntı nasıl olabilir? Her şey ortadayken, o meclisten güven oyu alacaktır. Biz demokrasiden bahsediyoruz ve Türkiye'nin geldiği bir seviyeden bahsediyoruz. Böyle bir şey söz konusu değil. Hiçbir sıkıntı söz konusu değil." -REFERANDUM TARTIŞMALARI- Referandum tartışmaları konusunda da, "bir önceki meclisin anayasa değişikliğini üçte iki çoğunluğun üzerinde bir oyla gerçekleştirdiğini ve halkın Cumhurbaşkanını seçmesini kabul ettiğini" hatırlatan Gül, "Halkın Cumhurbaşkanını seçmesini meclis üçte iki bir çoğunlukla kabul etmesine rağmen, sayın Cumhurbaşkanı referanduma götürmeyi tercih etti. Dolayısıyla şu anda anayasa değişikliğinin kesinleşebilmesi için referandumun gerçekleşmesi gerekiyor" diye konuştu. Gül, bu nedenle "acelecilik içinde olmamamız gerekir" dediğini belirterek, "Bütün bunlar mümkündür. Nasıl hareket edilecek, görüşülecek. Belki hep beraber referandumu erkene alalım, halk seçsin denebilecek. Bütün bunlar görüşmelerle ortaya çıkacak şeyler olduğu için bir acelecilik içinde olmamamız gerekiyor" diye konuştu. "Cumhurbaşkanlığı konusunda parti içindeki değerlendirmeniz tamamlandı mı?" şeklindeki bir soru üzerine de Gül, "Tabii ki, biz de kendi partimizin içinde bütün bunları konuşacağız. Onun için heyecana da gerek yok. Ben Türkiye'nin bütün bu süreçlerden çok başarılı bir şekilde çıkacağına inanıyorum." "Sizin Cumhurbaşkanı seçilmeniz AB sürecini olumlu etkiler mi?" şeklindeki soru üzerine de Gül, "Türkiye'de demokrasi ne kadar düzgün işlerse, Türkiye'de demokrasi ne kadar güçlenirse, Türkiye'de halkın iradesi ve demokratik kriterlere ne kadar çok riayet edersek, o kadar çok bu süreç hızlanır" dedi. -AĞAR'IN AÇIKLAMALARI- Mehmet Ağar'ın Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında mecliste bulunmamalarının hata olduğu şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Gül, "Sayın Ağar, büyük bir siyasi olgunluk gösteriyor. Bu kolay bir şey değildir tabii, bu şekilde açık bir şekilde insanın kendi öz eleştirisini yapabilmesi. Bu bence kendisini yüceltir. Yapılan hatayı açıkça paylaşabilmesi kendisini çok değerli hale getirir" diye konuştu. -30 KARARNAMENİN ÇANKAYA'DAN DÖNDÜĞÜ HABERLERİ- Basında yer alan, Cumhurbaşkanı Sezer'in hükümetin göndermiş olduğu 30 kararnameyi geri çevirdiği şeklindeki haberlerin doğru olup olmadığının sorulması üzerine de Gül, "Hükümet görevinde. Şöyle olsaydı belki düşünülebilirdi, ki o zaman bile makamda olduğunuz durumda o makamın gereklerini yerine getirirsiniz, biz bu seçimlerden iktidarı kaybetmiş bir parti olarak çıkmış olsaydık, oylarımız düşmüş ve bir iktidar değişikliği olacak, böyle bir durum ortaya çıkmış olsaydı, belki düşünülebilirdi" dedi. Dışişleri Bakanı Gül, "hükümet işlerinin aksamaması açısından bütün bunlara devam edilmesi gerektiği kanaatinde" olduğunu söyledi. -"TÜRKİYE'DE BÖYLE BİR AZINLIK FALAN SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"- AB yetkililerinin, "Laik azınlığın sözlerini de Erdoğan hükümeti göz önünde bulundurmalı" sözleri hatırlatılarak, "Türkiye'de bir laik azınlık olup olmadığını" sorulması üzerine de Gül, şunları kaydetti: "Dışarıdakiler Türkiye'nin gerçeklerini çok iyi bilmiyorlar. Türkiye'nin resmini de çok iyi okuyamıyorlar. Onlar, kendi bazı gerçekleriyle Türkiye'nin gerçeklerini karıştırıyorlar. Dışardan birisi demeç verince onu hemen cevaplandırmak o demeçlere çok önem verme anlamına geliyor, o açıdan Türkiye'nin gerçekleri çok açıktır. Türkiye'de böyle bir azınlık falan söz konusu değildir. Türkiye'yi çok detaylı bilmedikleri için, uzaktan konuşurken, belki kötü niyetli de değildir, bazen onlar bazı tabirler, argümanlar, terminolojilerle konuşunca böyle yanlış durumlar ortaya çıkıyor." -MALİKİ'NİN ZİYARETİ- Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin Türkiye'ye ne zaman geleceği ve üçlü bir toplantı yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerineyse Dışişleri Bakanı Gül,Maliki'nin Türkiye'ye geleceğini kaydederek, şöyle konuştu: "Seçim kampanyamız devam ederken, bir taraftan özellikle Irak konularını, terörle mücadele konularını, diğer dış politika konularını da çok sıkı bir şekilde takip ettik. Bu çerçeve içerisinde, Irak hükümetiyle görüşmelerimiz oldu. Onlar, Irak ve Türkiye arasındaki bütün ilişkileri, terör boyutu, ekonomik ilişkiler, diğer konular, bütün bunları görüşmek için Başbakan Maliki'nin Türkiye'ye bir ziyaret yapmak istediğini söylediler. Biz de zaten davet etmiştik. Seçimden sonra daha uygun olacağını söyledik. Muhtemel bir tarih de belirtilmiş vaziyette. Önümüzdeki çok kısa süre içerisinde bu ziyaret gerçekleşecek." "301. maddenin değişmesi konusunda bir mesajınız var mı?" yönündeki bir soruyaysa Gül, Başbakan Erdoğan'ın sözlerini hatırlatarak yanıt verdi. Gül, "Bunu Sayın Başbakanımız ilk konuşmasında da söyledi. Türkiye, reform sürecine devam edecektir. Hem demokratik, hem ekonomik reform süreci. Türkiye, AB ile tam üyelik hedefini güçlü tutacaktır. Tabii ki, bu süreç teknik bir süreçtir. Siyasi konular bu sürecin aslında bir parçası değildir" diye konuştu. -BASIN TOPLANTISINDAN NOTLAR- Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün, Dışişleri Bakanlığında düzenlediği ve 45 dakika süren basın toplantısına yaklaşık 200 basın mensubu katıldı. Toplantıyı ayrıca, birçok televizyon kanalı canlı olarak yayınladı. Basın toplantısına, birçok basın-yayın kuruluşunun temsilcisinin katılması ve soru sorması da dikkati çekti.
<< Önceki Haber Flaş -...Ve Gül kararını açıkladı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER