Anayasa mahkemesi 367 kararının ardından bir kez daha
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ilginç kararlarından birine
imza attı ve meclisin kabul ettiği bir kanunu iptal etti. Alınan bu karar bir anda Türkiye'de gündemi değiştirdi. Hukuk ve
siyaset uzmanları hemen hemen bütün
tartışma programlarında aynı konuyu ele aldı. Samanyolu haber Televizyonu'nun seviyeli tartışma programı Rota'nın da ana gündemi bu iptal kararıydı.
Gazeteci Yavuz Baydar'ın sunduğu programa katılan (konuşma sırasıyla)
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fak. Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Oktay Uygun ve
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi
Cengiz Aktar, kararı bakın nasıl yorumladı...
Kararın Türkiye'de önemli dönüm noktalarından biri olabileceğini söyleyen uzmanlar Türkiye'de yakın bir gelecekte genel
seçim yaşanabileceğine dikkat çekti.
MEDYADAN SEÇMELER
KARAALİOĞLU: AK PARTİ HUKUK BEKLEMESİN
“Bu davanın, 367 kararında oluşan
Anayasa Mahkemesi’nin berbat sicilini temizlemek için bir fırsat olduğunu, ama bu algının umursanmadığının ortaya çıktığını” belirten Karaalioğlu, “Açıkça Anayasa Mahkemesi, Türkiye’de kurumları bir arada tutan, toplumla kurumlar arasında ilişkiyi düzenleyen, demokrasiden anladığımız her neyse, cumhuriyet rejiminin topluma sunduğu her neyse, bunları tanzim eden hukuku, temel felsefeyi yıkmıştır, bozmuştur. Bundan daha ürkütücü, daha tehlikeli bir şey düşünülemez” diye konuştu. Karaalioğlu, her şeye hazırlıklı olmak gerektiğini, ciddi bir çatışma dönemi yaşandığını söyledi.
Karaalioğlu,
kapatma davasıyla ilgili olarak da “
AK Parti’ye karşı bir husumet olduğu muhakkaktır. AK Parti’nin artık Anayasa Mahkemesi’nden hukuk beklemesinin alemi yoktur; adil yargılama beklemesi mümkün değildir. Ve Anayasa Mahkemesi’nin bundan sonra AK Parti hakkında vereceği kararın bana göre bir değeri yoktur” dedi.
ÇAKIR: ÇOK CİDDİ REJİM SORUNU
NTV Siyaset Danışmanı
Ruşen Çakır ise,
türbanla ilgili anayasa
düzenlemesinin hata olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla ise artık Türkiye’de anayasa değiştirmenin imkansız hale geldiğini söyledi. Çakır, “Karar Türkiye’de rejimin geleceğinde çok ciddi bir sorun yarattı; siyasetin alanı çok ciddi bir şekilde daraldı, yasamanın alanı daraldı, yargı en azından dün itibariyle her şeyin üstüne çıktı” dedi. Kuvvetler ayrılığının yeniden eşit güce geleceği konusunda iyimser olmadığını belirten Çakır, kararın
kapatma davasının
erken ilanı olduğunu da kaydetti. Ruşen Çakır, “Artık bu saatten sonra Anayasa Mahkemesi’nin (çok kaba deyimle) AKP’nin gözünün yaşına bakacağını sanmıyorum” dedi, AK Parti’nin de artık bu durumu değiştiremeyeceğini söyledi.
Türkiye’nin bu sorunu aşabilmesi için “ilginç bir şekilde” en önemli rolün
CHP’ye düştüğünü söyleyen Ruşen Çakır, “CHP’liler AKP’nin kapanmasını istiyorlar, dört gözle bekliyorlar. En azından
yönetici kısmı böyle” dedi. Çakır, CHP’nin AKP ya da kapatılması halinde yeni kurulacak partiyle
iletişim kurmasının krizden tek çıkış yolu olduğunu savundu.
KORU: VARLIKLARI TEHDİT ALTINDA
Fehmi Koru, AK Parti’nin attığı adımdan sonuç alınamamasının, stratejik hata yapıldığı şeklinde değerlendirilebileceğini söyledi, ancak “Anayasanın üstünde bir Anayasa Mahkemesi görüntüsünün de hoş olmadığını” vurguladı. Fehmi Koru, 1929 büyük krizinden sonra ABD’de benzer bir çatışma yaşandığını anlattı. İktidardaki Rooswelt’in, çıkardığı yasalar anayasa mahkemesinden dönünse, mahkemenin yapısını değiştirme kararı alması üzerine, buna gerek kalmadan mahkemede durumun değiştiğini söyledi. Koru, “Ama dünyanın başka bir yerinde, başka bir anayasa mahkemesinin, anayasada ifade edilmiş görevlerinin dışına çıkarak bir karar aldığı herhalde pek görülmüş bir şey değil” dedi.
AK Parti’ye kapatma davası için de “Burada kalması mümkün değil; AK Parti, Cumhurbaşkanı bunların hepsinin varlığı tehdit altındadır” diyen Fehmi Koru, Ruşen Çakır’ın “CHP’ye büyük rol düştüğü” açıklamasını ise “çok iyi niyetli bir yaklaşım” olarak değerlendirdi. Koru şöyle dedi:
MHP’YLE ANAYASA MAHKEMESİ DEĞİŞTİRİLMELİ
“CHP aslında sorunun bir parçası. İptal başvurusu tam da böyle bir karar öngörerek yazılmış. Yani herkesin eleştirdiği, Anayasa Mahkemesi’ni anayasal yetkilerini aşamaya davet eden bir başvuruydu CHP’nin yaptığı. Dolayısıyla ben CHP’den şahsen böyle bir beklemiyorum. Ama MHP’den bekliyorum. Çünkü şimdi bu karar MHP’nin de içinde bulunduğu bir uzlaşmanın sonucuna itirazdır. Eğer o uzlaşma olmasaydı belki kapatma davası da açılmayacaktı. Şimdi MHP’nin, aynen 1933’te
Amerika’da yaşanan benzer bir tepkinin parçası haline dönüşmesi lazım. Yani Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirme, 5-6 yeni üyenin katılımıyla yeni bir tablo çıkartacak anayasa değişikliği isteyebilirsiniz. Ve MHP buna
destek verdiği taktirde de
Meclis’ten böyle bir anayasa değişikliği çıkar. Bunu Anayasa’nın 2 ve 4’ncü maddeleriyle irtibatlayacak halleri de yok herhalde. Laiklikle ilgili değil. Ben hükümetin yerinde olsam MHP ile böyle bir
ittifak noktası bulmaya çalışırım. MHP’nin de böyle bir vebal altında olduğu çok açık. Dolayısıyla yapılabilecek şeyler var, düşünülürse akla gelebilir. Bunalımı aşmanın yolu yine siyasetin yoludur.”
GÖNENSİN: İŞ BİTTİ, GERİSİ LAF
Okay Gönensin, Anayasa Mahkemesi’nin anayasayı ihlal ettiği yorumu yapıldığını, ama bunun bir yaptırımı olmadığına göre, bu yorumların “laf” olduğunu söyledi. Gönensin,
Başbakan’ın “velev ki” sözüyle başlayan sürecin tam tersi sonuca ulaştığını, AK Parti’nin
iktidar fırsatını kullanamadığını söyledi ve “İş bitmiştir” dedi.
SAZAK: GEREKÇE KALKTI, KAPATILMAYABİLİR
Derya Sazak, anayasanın topyekün değişmesi fırsatı olduğunu, AK Parti’nin bunu kullanmadığını,
AİHM kararlarına rağmen sadece türban konusunda düzenleme yapılmasının hata olduğunu savundu; “Kendi kalesine gol yemek gibi bir şey” dedi. Sazak, “Arap kültürü
egemen olacak” korkusuyla, normal bir yasama faaliyetinin, başsavcının bu nedenle partinin kapatılmasını istediği bir başka yola sokulduğunu söyledi.
Derya Sazak,
Başsavcı’nın “Türban girişimi olmasaydı, AK Parti’ye kapatma davası açmayacaktım” şeklinde basına yansıyan sözlerini hatırlatarak, “Şimdi bu ağırlıklı gerekçe ortadan kalktığına göre parti kapatılmayabilir. Burası Türkiye” dedi.